Bir mucize

Diyelim ki…

Bu FETÖ ile ilgili bir mucize oldu ve sorunlar çözüldü!..

Bütün FETÖ’cüler dışarı çıktı, hürriyetlerine kavuştular.

Tahliye olanlar ve herkesin bildiği ama nedense içeri girmeyen FETÖ’cüler de dahil hepsine nasihatta bulunuldu:

“Bakın arkadaşlar, ülkenin altını üstüne getirdiniz, mahvettiniz, Türkiye’yi en az çeyrek yüzyıl geriye götürdünüz! Umarız aklınız başınıza gelmiştir. Artık bundan böyle çeteleşme yok. Belediyenin gayrimenkullerine okul yapacağım, cart curt ayaklarıyla katakulli yapmak yok. Kamu mallarını haralom şaralom yapmak yok. Kendi adamlarınızı kilit noktalara yerleştirip, rant yaratmak, ülkeyi ele geçirmek gibi aptalca işleri aklınızdan bile geçirmeyeceksiniz. Rantçılık yok. Gayrimenkul alıp, şarlatanca planlar yapıp, bire aldığınızı yüze satmak yok. Kısaca adam olacaksınız lan! Tamam mı? Buna ‘evet’ diyenler Kurana el basıp tevbe istiğfar edecekler.”

İstisnasız hepsi bütün denileni yapar, değil mi?

Diyelim hayat da normale döndü. Her şey eskisinden daha iyi olacak diye sözler verildi…

Bu durumu bir sene sonra tarafsız olarak gözden geçirsek, samimiyetle söyleyin, ne müşahade ederiz?

Sizin diliniz varmıyorsa, ben söyleyeyim: Eskisinden beter olur!

Bu meseleleri tartıştığımız arkadaşlarımdan bazıları, “İdam geri gelmeli, bu adamların hepsini asmalı” diyor.

Tamam! Asalım! Kaç kişiyi asalım? 500 bin kişiyi…

500 bin değil de, bir milyon kişiyi astık, diyelim!

Ne değişecek?

Gitti bir milyon, geldi 2 milyon!

Aklınızdan böyle şeyler geçirmeyin. Bunların hiçbiri çözüm değil.

Şu anda dışarıda kalanlar, içeridekileri asla aratmıyorlar ki!

Şundan eminim, içeridekiler hayıflanıyor, “Asıl malı götürenler dışarıda, biz niye içerideyiz” demiyorlarsa nenem ölsün!

Eee, sence çözüm nedir, derseniz, yanıtını bu yöreye, bu insanlara, bu coğrafyaya, bu kadere uygun olarak hemen vereyim:
Böyle gelmiş. Böyle gider…

Ünlü fıkrayı bilenler için de küçük bir ekleme yapayım:

Belki de böylesi hakkınıza hayırlı!..