‘Mülteciler, Avrupa’yı sel gibi basacak’

YAYINLAMA: 25 Kasım 2016 / 20.00 | GÜNCELLEME: 25 Kasım 2016 / 20.00

AB, daha doğrusu Almanya, dün kötü bir gün geçirdi.

AB demek, bir anlamda Almanya demek olduğu için bazı internet sitelerinde ‘Almanya için kara Cuma’ ifadesini gördüm.

Yanlış!

Kara Cuma, ABD'de Şükran Günü’nden sonra gelen ilk Cuma gününe denir. Mağazalar çok erken saatte açılır, geç kapanırlar ve beklenmedik derecede indirimli satış yaparlar. Başka bir manası yoktur.

Ancak, bazı internet kullanıcıları ‘kara’ lafını Almanya’ya yakıştırırken pek de haksız sayılmazlar.

 

Köşeme aldığım Bild gazetesinin manşet kupüründe;

Türk hükümeti, mülteci antlaşmasının bozulması halinde tehdit etti’ üst başlığı ile bakın manşette ne diyor:

Mülteciler, Avrupa’yı sel gibi basacak

 

Überfluten/sel kelimesi Almanları gerçekten korkuttu.

Kendi ifadeleri ile, 2 milyon 400 bin mülteci Almanya’yı sel gibi basacak.

 

Şimdi biraz geriye gidelim..

Avrupa Parlamentosu’nun aldığı, “AB ile müzakerelerin geçici olarak dondurulması” tavsiye kararından sonra bizim tepkimiz çok ağır olmuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bugün sabah, kadın ve demokrasi vakfının toplantısındaydım. Kadın ve Adalet. O toplantıda ifade ettim. Avrupa Birliği toplanmışlar, toplantı yapmışlar. Ve o toplantıda müzakerelerin dondurulmasıyla ilgili karar almışlar. Sen bu kararı alsan ne yazar, almasan ne yazar? Ya siz bu kararları 53 senedir alıyorsunuz. Bu karara ellerini kaldıranlara bakıyorsun, ‘Hayır’ diyenler 36 tane. Hani diktatör dediğiniz bir Erdoğan var ya, işte bu Erdoğan bu zihniyete karşı diktatördür” dedikten sonra AB’ye daha net ve kolay anlaşılır şu mesajı yolladı:

Daha ileri giderseniz, sınır kapılarını açabiliriz!

 

Erdoğan'ın kararlılık ifade eden sözlerine dakikalar sonra Avrupa'dan yanıt geldi. AP Türkiye raportörü Kati Piri, Twitter hesabından "Sığınmacı anlaşmasını üyelik müzakereleri ile ilişkilendirmek başından yanlış" diye yazdı.

Avrupa Parlamentosu Dışişleri Komisyonu Başkanı Elmar Brok ise, Türkiye'nin AB ile yaptığı mülteci anlaşmasını sonlandıracağına inanmadığını söyledi.

Anlaşmanın Ankara'nın da çıkarına olduğunu dile getiren Brok, Türkiye'nin ekonomik gelişiminin büyük ölçüde AB ile iyi ilişkilere bağlı olduğunu savundu. Oldenburger Nordwest-Zeitung'a konuşan Brok, anlaşmanın iptalinin veya AB ile ilişkilerin kesilmesinin Ankara'ya daha fazla zarar vereceğini belirterek "Bunu Türk hükümeti de biliyor" dedi.

Açıklamaların iki tarafa da fayda sağlamadığını belirten Alman Hükümet Sözcü Vekili Ulrika Demmer, sıkıntı yaşanan konuların karşılıklı konuşarak çözülmesi gerektiğini vurguladı.

 

Hele şu yorum, Almanların sıkıntısını açıkça belli ediyordu…

Berlin Yönetimi: Mülteci anlaşması iki tarafın da çıkarınadır. Türkiye'nin AB yolunda ilerlemesi Almanya için büyük önem taşımaktadır.

Buna alttan almaktan başka ne denebilir?

 

Avrupa Parlamentosu gerçek patron konumundaki AB Konseyi’ne, “geçici olarak dondurun” diye tavsiyede bulundu. Bu tavsiye, yelpazenin sağından soluna kadar tüm siyasi grupların desteğiyle alınmış olsa da, aslında “sembolik”, “AB Konseyi” denilen AB liderleri, Aralık ayı ortasında yapacakları zirvede muhtemelen dondurma kararını uygulamayıp müzakerelere devamdiyecek.

Yani, sıkıysa demesin!..

 

Tam 53 yıldır Türkiye’yi kapısında bekleten, “Pantolon uyduramadık, gömlek verelim” diye tam üyelik yerine ‘Gümrük Birliği’ni uyduran  Avrupa Birliği için “Hep haklılar, her zaman haklılar!..” demenin bir anlamı var mı?

İngiltere, AB’den ayrılırken Türkiye’yi ve mültecileri bahane etmişti.

Avusturya, hiç saklamadan, sürekli, “Türkiye AB’ye asla girmemeli” diyor. Keza, ikinci ağır top Fransa ile Danimarka, Macaristan, hatta nüfusu bizim Şahinbey’in yarısı kadar olan Lüksemburg bile Türkiye’nin üyeliğine hep karşı çıkıyor.

 

Bence artık yeter alttan aldığımız!..

Tıpkı Mişon fıkrasında olduğu gibi...

 

Mişon’un komşusu Salomon’a olan borcunun günü yaklaştıkça, krize girer, uykuları kaçmaya başlar. Bu durumdan en çok karısı mustariptir ve sonunda çareyi de o bulur.

Pencereyi açıp, Salamon’a seslenir:

-Kocamın sana olan borcu var ya! İşte onu ödeyemeyecek...

Sonra da yatakta kıvranan Mişon’a sarılıp,

-Hadi kocacığım, artık sen uy,u biraz da Salomon düşünsün der...

 

‘Mülteciler, Avrupa’yı sel gibi basacak’