Gaziantep’in keşfedilmesi için ‘istikrar’şart!

Hürriyet gazetesinin hazırladığı ‘Gaziantep’i Keşfet’ eki dün bütün Türkiye’de ve yurt dışında gazete ile birlikte okuyucuların eline geçti.

Şimdiye kadar gördüğüm en güzel ulusal gazete eki.

Hürriyet’in 70 kişilik  ekibinin Gaziantep’te 3 gün kalıp hazırladıkları bu muhteşem eki çevremdeki herkes çok beğendi.

Hürriyet’e bu fırsatı tanıyan, şehr-i emini olduğu Gaziantep’in yurtiçinde ve yurtdışında en iyi şekilde tanıtılması için bütün imkanlarını, daha da önemlisi zamanını seferber eden Bakan Başkan amacına ulaştı.

Buraya kadar her şey mükemmel.

Şimdi gelelim benim sık sık üzerinde durduğum ‘istikrar’ meselesine…

Gaziantepspor, takımı Astra Giurgiu’yu mucizevi bir şekilde UEFA Avrupa Ligi’nde gruptan çıkaran Romanyalı teknik direktör Marius Sumudica ile ligin ikinci yarısı için anlaşmıştı.

Kulübünden 8 bin Euro aylık alırken beş kat daha fazlası, 40 bin Euro teklif eden, 150 bin Euro’luk tazminatını da ödeyen Gaziantepspor’u arayan Sumudica, “Bir milyon Euro verseniz de artık gelmem mümkün değil” dedi.

Nedeni, Cumartesi günü akşamı İstanbul’da Vodefon Arena’da patlayan bombalar.

Biz, turistlere, Gaziantep’e gelin para harcayın diye kendimizi parçalarken, gel sana çok para verelim, dediğimiz adam bile gelmiyor!

Harcanan çabalar boşa mı gidiyor?Tabii ki hayır.

Ancak, ‘istikrar’ sağlanamazsa veya bu doğrultuda bir umut yaratılamazsa işimiz zor.

Bu son bomba olayından sonra Alman Dışişleri resmi sitelerinde şöyle dedi:

“Türkiye’ye gitmeniz konusunu sizin tercihinize bırakıyoruz. Ancak, Türkiye’nin Irak ve Suriye sınırındaki illerine gitmenizi, çok tehlikeli olduğu için kesinlike salık vermiyoruz.”

Yalnız Almanlar değil, İngilizler de, diğer AB ülkeleri de, Amerikalılar da vatandaşlarını uyarıyor, sınır illerine gitmeyin diyor.

Buna uymayanlar da var. Geçen aylarda yazmıştım. İtalya’nın en büyük gazetesi Corriere della Sera’nın en yetkin muhabiri Lorenzo Cremonesi Gaziantep’e geldi, benim misafirim oldu. Döndüğünde yazdığı haberde Gaziantep’i yere göğe sığdıramadı, ”Gidin oraya, Gaziantep, Avrupa’nın diğer şehirleri kadar emin ve güzel bir kent” dedi.

Bombalar Ortadoğu’nun olmazsa olmazı

Mısır’ın başkenti Kahire’de, Mevlid Kandili gecesi Kıpti Ortodoks Katedrali’nde patlayan bomba en az 25 kişinin ölümüne, 50 kişinin de yaralanmasına sebep oldu.

Duydunuz mu?

Tahmin etmiyorum. Ancak, bu bombalar Ortadoğu’nun birçok ülkesinde durdurak bilmeden patlıyor, binlerce insan yaşamını yitiriyor.

Türkiye’nin bu bataklıktan bir an önce selamete çıkması için ne gerekiyorsa yapılması lazım.

İstikrara kavuşamazsak, işimiz gerçekten çok zor.

Başta Almanlar, İstanbul’da patlayan bombalardan sonra yöneticilerimizi telefonla arayıp samimi taziyelerini bildiriyor, terörü şiddetle kınıyoruz, diyorlar.

Diğer ülke liderleri de öyle, teröre lanet yağdırıyorlar.Hepsi de bizimle birlikte, hepsi de bizimle yas tutuyorlar.

Ama…

Alman Parlamentosu’nda, terörist başının posterini açıyorlar. İstihbarat birimlerimiz Almanya’dan PKK’ya yılda en az 30 milyon Euro gönderildiğini tespit ediyor. Alman yargısı, bizim acilen iadesini talep ettiğimiz PKK’lı teröristleri iade etmiyor.

Bunu demokrasi adına yapıyorlar.

Bir anlamda, İstanbul’da Vodefon Arena’da şehit olan 44 vatandaşımız demokrasi uğruna bombaların hedefi olmuş oluyor!

Bu kadar anlamsız, belki de kasıtlı bir yutturmacadır gidiyor.

Biz bombalarla, şehitlerle, yaralılarla uğraşırken bakın İngilizler ve Almanlar ne yapıyor?

İngiltere Başbakanı Theresa May, geçen hafta başta Suudi Arabistan, bütün Körfez Ülkelerini gezerek silah pazarladı.

İngiliz gazeteleri Suudi Kral Salman ile Tehresa May’in samimi fotoğraflarına yer verdi.

Alman Savunma Bakanı Ursula von der Leyende (CDU) geçen hafta Perşembe günü Riyad’damevkidaşı Veliaht PrensMohammed bin Salman al-Saud ile silah pazarlığı yaptı.

Yani, bombalar, şehitler bize, silah satışından milyarlarca Eurolar, Sterlinler onlara…