Derdi bize düştü!..

Amerika, Meksika sınırına duvar örecek!

İstinat duvarı değil, 3 bin 300 kilometrelik sınır duvarı.

Akıl alacak gibi değil. 20 milyar dolara malolacakmış.

Trump, parayı harcayıp Meksika’dan tahsil edecekmiş.

Çin seddi gibi uzaydan da görülebilecekmiş.

Buna seçim kampanyasında söz vermişti, şimdi de sözünü tutmak için kolları sıvadı.

Acaba Amerika’da hiç akıllı adam kalmadı mı?

Ya ağabey-kardeşi Başkan seçiyorlar, ya da karı-kocayı!

Olmadı mı, Donald Trump’ı!

Gelinen nokta ise Kaliforniya eyaletinin, birlikten ayrılıp liberal bir devlet kurmak istemesi oldu. Böylece dünyanın en büyük 6’ıncı ekonomisi doğacakmış.

Hatta, Oregon ve Washington’un da ayrılmasıyla 3 eyalet birleşip Batı’ya açılan kapı (gateway) oluşturacaklarmış.

Böyle şeyler şimdiye kadar hiç akla gelmedi, ama artık konuşuluyor.

Meksika duvarına dönersek…

Amerika’daki Meksikalılar avlanarak ülkelerine iade edilecekler.

Peki bu insanlar Meksika’da mı kalacaklar?

Gönderilenlerin hepsi kısa zamanda geri dönecekler.

Nasıl mı?

İki dönüş yolu var.

Karadan çakallar vasıtasıyla, ya araziden, ya da tünellerden!..

Hali hazırdaki tünellerin sayısı anormal artacak. Yani, geçişler engellenemeyecek.

Bir de üçüncü yol var!

Hudutta toplanıp 5-6 bin kişi olunca, taarruz şeklinde hudut kapılarını aşacaklarmış. Diyelim hudutta 200 görevli var ve herbiri 2 kişi yakaladı, gerisi ıslık çalarak Amerika’ya geri dönmüş olacakmış.

Meksika olayı nasıl çözülür, zor çözülür!..

Fizikteki, bağlantılı kaplarolayında olduğu gibi akışı engellemeye kalkışmak doğa kanunlarına aykırı düşer. Tek çıkış, bağlantılı iki kaptaki su seviyesini aynı yere getirerek olur mu acaba?

Yoksulluk insanlara neler yaptırabiliyor, nice akıllıca yöntemler çıkartabiliyor, göreceğiz.

Sessiz Gemi

Gaziantepspor, bir maç eksiği ile 11 puanla ligin dibine çöktü.

Bir üstümüzde Kayserispor var, puanı 16. Onun da üzerinde Adanaspor, puanı 17.

Gelecek hafta, 13 Şubat’ta Adanaspor ile varolma-yokolma maçı oyanayacağız.

Adana’yı sahamızda yenebilirsek, ümitlenebiliriz. Beraberlik halinde bile Spor Toto Süper Lig Turgay Şeren Sezonu’na erken veda edeceğiz.

Eğer düşersek, suçlu kim?
Celal Doğan mı?
İbrahim Kızıl mı?

Yoksa futsolsever olduklarından şüpheli olduğum Antepliler mi?

                         ***

Artık demir almak günü gelmişse zamandan,

Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.

Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;

Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.

Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli,

Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli.

Biçare gönüller! Ne giden son gemidir bu!

Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu!

Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;

Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler.

Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden,

Birçok seneler geçti; dönen yok seferinden.

Yahya Kemal Beyatlı