Muhalefet, yani CHP olmasın mı?

BRÜKSEL : Türkiye'ye dışarıdan bakmak farklı duygulara götürüyor insanı... Ne denli olumsuz görüntüler sahnelense de; insanın gönlü güzelliklerle dolup taşıyor umut dolu bir gelecek için...
Siyasette olumsuzluk her zaman yaşanır bizde...
Onun için olacak; halkoylaması nedeniyle siyaset rayından çıktı yine...
Anayasa değişikliği için yapılacak halkoylaması öncesinde yaşanan hava hiç de hoş değil buradan bakıldığında...
Daha işin başında "siyasette karalama yarışı"nı tercih edenler var.
Oysa, hiç bir siyasetçinin aynanın önüne geçip kendi görüntüsüne bakmak gibi uygar bir cesareti/özgüveni olmadığı görüntüsü buradan bakınca hemen görülüyor.
Peki, ne oluyor Türkiye'de?
Muhalefet var ya, işte bu muhalefet; fi tarihinde neler yapmadı(!) bu millete, neler...
Bu muhalefet, vakti zamanında millete kan kusturdu, yol parası aldı. Alamadığını yollarda kazma kürek çalıştırdı.
Varlık Vergisi icat etti. Veremeyeni Aşkale'ye sürdü.
Ekmeği karne ile verdi.
Gaz, tuz karaborsa oldu, ölüler için kefen bulup alamadı millet...
Demokratik düzene geçişten sonra ağızlara sakız olan bu olumsuz söylem; her seçim, her halkoylaması öncesinde tekrarlanarak bugünlere gelindi.
Şimdi de; aynı söylemler radyolardan/televizyonlardan söylenip duruyor.
Bir tür çoban sakızı... Ya da bayat ekmek satışı gibi bir tutum/anlayış...
İyi ki "anamuhalefet" var!..
Yoksa, iktidar muhalefete-muhalefet edecek söz bulamayacaktı.
Her seferinde gez-göz- arpacık yapılan hedef tahtası durumundaki "anamuhalefet"; dahası anlasın/anlamasın, bilsin-bilmesin, gelen/geçen siyasetçilerin hedefindeki CHP'ye salvo atışıyla karalama yarışının rekor kırma denemeleri yapılıyor yine...
CHP'siz muhalefet, CHP'siz demokrasi olmayacağının manzarası yaşanıyor nicedir.
"İyi ki varsın CHP..." diyesi geliyor insanın...
Öyle ya; siyaset pazarının diğer cephesinde güreşe soyunanlar; rakipleri CHP olmasa ne söyleyip ne anlatacaklar millete?
Xxx
DP döneminde CHP muhalefet cephesinin demokrat kişilerinden Faik Ahmet Barutçu, her seferinde olduğu gibi yine bütçe konusundaki eleştirilerini yapıyordu. Tüm milletvekilleri "dut yemiş bülbül" gibi çıt çıkarmadan dinliyordu bu ünlü polemikçi hatibi...
Ama nedense DP sıralarından beklenmedik bir ses yükselmesin mi:
"- Sayın Barutçu!.. Sayın Barutçu!.. Sizin zamanınızda bunlar olmadı mı?
Rahmetli Barutçu, her zamanki demokrat kimliğini/kişiliğini, hazırcevaplığını burada da konuşturur:
" - Eee... Gardaşım, doğru söylersun... Biz onlariyaptuk da düştuk. Ne anlamaz şeysun!..
Siz yapmayun diye uyarı yapayrum, anla daa..." diye siyasi rakibini en anlamlı şekilde cevaplarken Meclis'in muhalif, muvafık tüm milletvekillerinin alkışını alıyordu.
Xxx
Günümüzde siyaset yapanların bu anlayış çizgisinde olmalarıyla demokrasimizde tıkanıklıklar ve de kısır çekişmeler kuşkusuz önlenir.
İktidarlar elbette eleştirilir. Bu demokrasinin vazgeçilmezidir. Kararı ise, yine sandıkta seçmen yurttaş verir.
Demokratik eleştirilere katlanamayan kişiler siyasete hiç soyunmamalılar. Biz ülke olarak demokrasimizde bir ılık ilkbahar rüzgarlarının yıllardır özlemini yaşıyoruz.