İhracat, ithalatı aşarsa...

YAYINLAMA: 08 Ocak 2012 / 18.00 | GÜNCELLEME: 08 Ocak 2012 / 18.00

Gaziantep’in Aralık 2011 ihracatı beklenenin epey altında gerçekleşti. 2011 yılı genel ihracat artışımız yüzde 37.2 iken Aralık ayındaki yüzde 16.8’lik artış rakamdan da anlaşılacağı gibi tahminlerin çok altında kaldı. Oysa ki, doların kuru da ihracatçılar için daha uygundu.

Gerçi doları bu şekilde değerlendirmek yanıltıcı olabilir ama ne olursa olsun en azından ihracatta yavaşlamaya neden olmazdı! Kasım ayındaki ihracatımız bir sene önceki aynı döneme göre yüzde 30 civarında artarken, Aralık ayının yüzdesi 16.8!

                                                                         ***

Bir başka gerçek ise, Aralık rakamı tüm zamanların en iyisi. Bir de beklendiği gibi gelseydi, ihracatımız 5 milyarın üzerine çıkacaktı.

Gaziantep’in ve Türkiye’nin rakamlar ne kadar sağlıklı, onu da tam bilmiyoruz. Örneğin bütün halı firmalarının bir de pazarlama şirketi var. Halının KDV oranının içerde farklı, ihracatta farklı olması firmaları bu tür tedbirlere itiyor.

İthalatta daha az KDV ödenmesi, ihracatta daha çok KDV iadesi için firmalar dikkatli davranmaya itiliyor! Irak’a ihraç edilen mobilyada iyi karların elde edildiği konuşuluyor.

                                                                           ***

Türkiye genelinde ithalat olduğundan daha az, ihracat da olduğundan daha fazla gösterilse bile rakamlar ortada. Dış ticaretteki 100 milyar dolarlık aleyhteki fark acaba gerçekte daha mı fazla?

                                                                             ***

Gaziantep, sürekli Türkiye’nin üzerinde performans göstermeyi sürdürüyor.

İhracatı daha fazla artıyor. Antepliler malını nerede ise yeryüzünün tüm ülkelerine satma başarısını gösteriyor.

Türkiye, yüksek ihracatına rağmen ithalatını karşılama yüzdesi 50’lere gerilemişken, Gaziantep’in ihracatının, ithalatından fazla olması asıl üzerinde durulması gereken önemli ve büyük bir başarı.

Bir kısım ithalatımızın endirekt yapılması mümkün, ama aynı şekilde envanterimize girmeyen ihracatımız da söz konusu. Nereden bakarsınız bakın ortada net bir kararlılık ve başarı var.

                                                                               ***

Suriye ile gerileyen ilişkilerimizde Gaziantep’in yakınmalarına Ankara resmi rakamlara bakarak önemsemezmiş gibi davranıyor. Oysa, gerçek çok farklı. Bizim Suriye ile ilişkilerimiz, resmi rakamların çok ötesinde ve de çok derin! Gaziantep ekonomisi çok olumsuz etkileniyor. Tıpkı 1990 1. Körfez Savaşı’nda olduğu gibi. O zaman Türkiye ABD’den tazminat aldı, ama en çok zararı gören Gaziantep’e hiçbir ayrıcalık tanınmadı. Bu kez meslek odalarımız sesini yükseltmeli! Zararımız bir şekilde kompanse edilmeli. Sessiz kalmakla hak elde edilmez. Belki bunu özel durumundan dolayı GSO yapamaz ama bağımsız GTO bal gibi yapabilir.

                                                                                ***

Öyle görünüyor ki 2012 yılı ihracatına hedef koymak, en azından şimdilik bir hayli zor! Dünya konjonktörünü, Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı gibi, hafife alıp, TL doları geçecek gibi hesap yapılırsa ne kadar gerçekçi olunur, bilemiyorum!

 

 


 

Anlamsız!

Almanya Cumhurbaşkanı Christian Wulff’a karşı protesto her gün biraz daha büyüyor.

Ne yapmış bu adam? Neymiş kabahatı?

Christian Wulff, Aşağı Saksonya Başbakanı olduğu dönemde yakın aile dostu, çocukluk arkadaşının eşinden uygun şartlarda özel ev kredisi alıyor. Bütün kredi 500 bin Euro! Alınmış ve de ödenmiş!

                                                                        ***

Almanya’da yer yerinden oynuyor!

Bild Gazetesi’nin genel yayın yönetmeni, bizim Ertuğrul Özkök’ün kankası Kai Diekmann, filmin başrol oyuncusu.

Bild, bu kredi meselesini bir şekilde öğreniyor. Yazmadan önce Wulff’u arıyorlar, doğru olup olmadığını soruyorlar.

Wulff, önce alttan alıyor, “Biraz zaman tanıyın” diyor. Ama Diekmann kararlı gözünkünce de bilinen numaraya başvuruyor, “Yazarsanız sizi batırırım!” diye tehdit ediyor.

                                                                          ***

Neticede Bild herşeyi olduğu gibi yazıyor. Yazılan da doğru, tehditte...

Bild ve Kai Diekmann kahraman oluyor, Christian Wulff’ta her geçen gün artan protestoların muhatabı…

İstifa etmesi için baskılar artarken dün de Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın önünde toplanan halk ellerinde pankartlar (Aynı şeyi Türkiye’de yapmaya kalksalardı, görürdüm boylarını!) açarak Wulff’un biran önce istifa etmesini istediler.

Ama Wulff direniyor, “Ben işimi çok seviyorum. 5 sene için seçildim. Yanlış bir şey de yapmadım. İnsan bir aile dostundan, sevdiği bir arkadaşının eşinden uygun kredi talep edemezse, ne edebilir?” diye baskılara karşı koymaya çalışıyor.

                                                                            ***

Ben size hemen ne olacağını söyleyeyim:

Christian Wulff istifa edecektir, eli mahkum, yapabileceği pek bir şey yok!

Bu coğrafyanın insanları için bu istifa olayı adeta komik denecek kadar içeriksiz!

İsnat biraz içerikli olmalı. Mesela, Wulff’un oğluna iletişim dağıtım ağı işi dandik bir ihale ile verilseydi, merak ediyorum Bild Gazetesi nasıl bir yayın yapardı?

Wulff’un diğer oğluna da bir tavukçuluk bayiliği ayarlanıp herkesin tavuğu buradan alması tavsiye edilseydi ve halkta bunu öğrenseydi, acaba ellerinde pankart protesto ederler miydi?

Bu Almanlar’ın bizden öğreneceği çok şey var!

Lüzumsuz işlerle uğraşacaklarına şu Euro’yu bir halletseler ya. Yoksa, hep birlikte batacağız vallaha!

 

 

İhracat, ithalatı aşarsa...