Yurttaş yakınıyorsa haklı yönü de vardır...

YAYINLAMA: 23 Mart 2017 / 20.00 | GÜNCELLEME: 23 Mart 2017 / 20.00

Geçenlerde radyo-televizyon yayınlarının denetimsizliğinden yakınmış, en çok da kimi tv kanallarındaki "evlilik programları"nın gelenek/göreneklere ters düştüğünü, aile yaşamını rencide ettiğini yazmıştım.
Üzerinden epey zaman geçmedi.
İlgililer okudular-okumadılar bilemiyorum, ama endişelerimi/kuşkularımı biraz olsun hafifletecek haberler alınca gönlüme bir ferahlık geldi.
Evlilik proğramlarıyla ilgili olarak kamuoyunun yakınmalarını incelemek üzere TBMM'de alt komisyon kurulmuş...
Güzel bir karar... Arkası da gelir inşallah...
Biliyorsunuz bizde genel kanıdır; bir iş komisyona havale edilmişse buradan iş çıkmaz.
Genel kanı böyle ama, inanıyorum ki, bu kez öyle olmayacak.
İlk işaretler umut verici de ondan...
Meclis'te evlilik programlarıyla ilgili şikayetler üzerine kurulan alt komisyonun başına bir bayan milletvekilimiz getirildi. Biliyorsunuz, bayanlar aile yaşamının temel direği oldukları için bu konudaki yakınmaların alınacak yaptırım kararlarıyla önleneceğine inanıyorum.
Konuyla ilgili olarak kurulan alt komisyonun başkanı AKP Gaziantep Milletvekili Canan Candemir Çelik'in basına yaptığı açıklama bizde bu kanıyı uyandırdı.
Milletvekili Çelik, evlilik programlarının aile yapısına büyük zarar verdiğinin altını çizerken, devletin de aile bütünlüğünü korumakla görevli olduğunu belirtmesi umut ışığı oldu içimizde.
İzliyor ve görüyoruz... Bu tür proğramlar ve de kimi diziler söz konusu aile yaşamına bir bomba gibi düşüyor her gün...
Adeta saatlerce süren bir bombardıman...
Geleneklere/göreneklere, inançlara ters düşen yayınlar.
Milletvekili Çelik yaptığı açıklamasında; bu programların toplumun dinamik yapısına zarar verdiğinin altını çizerken, “Komisyonumuz gelen şikayetler ve olayın vahameti üzerine kuruldu. Bu programlar; toplumun dinamiklerine, toplumun temel yapısı aile yaşamına terör ve uyuşturucu kadar büyük zararlar veriyor" acı gerçeğini belirtirken ülkemizde yaşanan bir büyük başıboşluğa, sorumsuzluğa işaret etmiş oldu böylece.
İlk kez, bu konuda acı bir gerçeğin üzerine gidileceğinin işaretini aldık.
Milletvekili Canan Candemir'in "Bizim bugün gördüğümüz evlilik programlarında direkt aile bütünlüğümüze ve en kutsal değerimiz olan evlilik kurumuna çok büyük zarar verildiğini, çok gayri ahlaki içeriklerin olduğunu, insanların orada kadın-erkek kutsal bağının direkt maddiyat üzerine indirgendiğini ve içerik olarak da; insanları/toplumu çok rahatsız edici olduğunu görüyoruz” ifadelerinden olaya zaman yitirilmeden, acilen el atılacağı kanısına vardık
Doğrusu da bodur zaten.
Xxx
Olaya radyo-televizyon yayıncılığı açısından bakmak bile istemiyorum. Çünkü yanıtlar hazır bu cephede:
Neymiş; reyting/ilgi rakamları çok yüksekmiş... Yani izleyicisi çokmuş...
Çokmuş diye toplumsal yaşamın temeline dinamit koymaya, aile yaşamının köküne kibrit suyu dökmeye kimin hakkı var ki?
Bu ülkede radyo ve televizyon yayınlarını denetlemek için RTÜK adıyla bir kurum kurulmuş... Bu kurum varken; TBMM'de onun görev ihmaline ilişkin bir konuda araştırma komisyonu kuruyorsa; kurumun görev sorumluluğundan doğan bir ihmal ve bunun sonucu bir suç var demek ki...
Sağduyu sahibi yurttaş yakınıyor çünkü...

Yurttaş yakınıyorsa haklı yönü de vardır...