Atatürk'e dil uzatmak ve görünen köyü görmek...

YAYINLAMA: 13 Mayıs 2017 / 20.00 | GÜNCELLEME: 13 Mayıs 2017 / 20.00

Renkleri algılayamamanın "renk körlüğü" adı verilen bir hastalıktan kaynaklandığını biliyoruz... Bir de "uzak ve yakın" planı göremeyen göz arızası/hastalığı olanlar var.
Yakını göremeyen kişilerin "hipermetrop"; uzağı göremeyenlerin ise "miyop" olduklarını bilmeyenimiz yoktur her halde...
Her durumda göz hastası olanların görme algısından kaynaklanan sorunlarını aşmaları için mutlaka gözlük ya da lens kullanmaları gerektiğini doktorlar önerirler.
Ama kimileri de vardır ki; görürler, ama beyninin zifiri karanlığını aydınlatacak yeterli algıları olmadığı için karanlık bir dünyaları vardır onların hep...
Böyleleri için gözlük kullanmak ne fayda!..
Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ü aşağılama gafletine, aşağılık hevesine kapılan şaşkınların tarifini ancak yukarıdaki şekilde yapabiliriz.
Bu şaşkınlar, güya akıllarınca, kimi çevrelere şirin görünmek gayretine/heyecanına düşmüşken yedikleri/yaptıkları halta bakar mısınız?
Kendilerine "tarihçi" ünvanı yakıştırıp; Atatürk'e dil uzatma şaşkınlığı sergileyenleri sadece bu tecavüzlerinden ötürü yargılayıp cezalandırmak yanında; ulusal algı/heyecanı ve görmeyen gözleri için de tedaviye altına almak gerekir.
Bu da yetmez, psikolojik tedavi görmeleri de doğru olur.
Atatürk'e tüm dünya ulusları saygıda kusur etmezken, bu üç şaşkının sergilediği aşağılık davranışın af edilir yanı/yönü olamaz.
Çok gördük/yaşadık, böylesi durumlar için hemen "dil sürçmesi" olduğu yolunda bir tür sahiplenme ile "olayı geçiştirme" peşine düşenler olur her seferinde...
Adamlar pisliği yapmışlar ya; şimdi kimileri de; kedinin kakasını yaptıktan sonra kumla örtmesi örneğindeki role soyunurlar hemen...
Böyleleri vardır aramızda, maalesef...
***
Atatürk'e dil uzatmak, kimliğine leke sürmeye kalmak hangi akla hizmet?
Bir ulusun simgesi olan kimlik için aşağılayıcı tanımlar yapmak/yakıştırmak kime ne kazandırır ki?
Böylelerine başka ülkelerde/uluslarda hangi gözle bakılır?
Söylemeye gerek var mı?
Savaş sonrasında;
Yanmış/yıkılmış ve borç batağında... Kibrit, toplu iğne bile üretemeyen... Demiryolları başkalarının olan...
Bir ülke devralan Atatürk'e sevgi ve saygıda kusur edenlerin varlığı eğitim/öğretimde geri kalmış, kalkınmamış olmamızın acı bir sonucu değil de?
İnsan bakıp işlediği kendi bahçesinde "ayrık otu" yetişmesine fırsat tanır mı?
Bugün yaşanan manzara bu!..
Gerçeği, sağlıklı algı gücü ve hastalıklı gözü olmayanlar görür ancak...


Atatürk'e dil uzatmak ve görünen köyü görmek...