Kadınlarımız ülkemizin geleceğidir, ama...

YAYINLAMA: 03 Haziran 2017 / 20.00 | GÜNCELLEME: 03 Haziran 2017 / 20.00

Kadın cinayetlerinin önü alınamıyor. Önceki yıllarda işin vahametini görenler ülkemiz kadınının yaşadığı sorunlara çözüm getirmek için Bakanlık bile kurdular...
Ama, sonuç: Sıfıra sıfır, elde var sıfır...
Tefrika gibi... Kadın cinayetleri devam ediyor.
Her gün işlenen cinayetlere artık gazetelerin "üçüncü sayfaları" bile yetmiyor.
Eskiden cinayetler TV'lerde cinayetler haber olarak verilmiyordu.
Şimdi iki haberden biri kadın cinayeti... Bu haberler artık olağanlaştı..
Hani, kadın kutsaldı?..
Hani, "Cennet kadınların ayakları altında"ydı?
Merak ediyorum, ülkemizde kadınlara yönelik yaşanan bu vahşet, acaba başka hangi ülkede var böyle?
Sanmıyorum olsun...
O zaman, niçin sormuyoruz; "-Ne oluyor, bize böyle?" diye...
Önce sosyologlar ve psikologlar ve de ekonomistler vb. bilim insanları hemen her gün işlenen vahşi kadın cinayetlerinin gerçek nedenlerini ne zaman araştıracaklar?
Geçen yıllarda araştırdılar, soruşturdular, kadınlar için "Sığınma evleri" kuruldu bu ülkede...
Sonuç; ?
Göstermelik bir önlem/miş...
Koruma altına alınanlar da sokak ortasında öldürülüyor.
Şimdi ülkemiz aile hayatını direkt tehdit eden bu cinayetlerin temelinde ekonomik nedenlerin yattığını...
Bunun da, başta sosyal bunalım ve geçim koşullarından kaynaklandığını bilmemiz gerekiyor.
Bu sosyal yara giderek derinleşiyor, kangrenleşmek üzere...
İhmal edilir tarafı kalmadı...
Bu yaranın bir başka yönü de kız çocuklarına yönelik tacizler/tecavüzler, erken yaşta evlilikler var bu ülkede...
Toplumun temel direği annelere/analara/kadınlara yönelik bu sosyal saldırının/bunalımın temeline inilip çözüm bulunmazsa vay halimize...
Yazık olacak -Allah korusun- insanımıza...
Ülkemiz, kadınlarımız üzerinden bir büyük sosyal/psikolojik, ekonomik bunalıma doğru itiliyor.
***
1931 yılında Cumhuriyet'in kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün emirleriyle hazırlanan "Vatandaşlar İçin Medeniler Bilgi" adlı kitaptan bilgilendim.
Şu bilgiler dikkat çekici:
"Türk kadınının kabiliyeti, ehliyeti ve memleket işlerile alaka ve iştigalini ispat eder misaller bilhassa kurtuluş mücadelesinde az mıdır?
Hulasa, kadın intihap etmek (seçmek) ve intihap olunmak hakkını ibraz etmelidir (kazanmalıdır).
Çünkü, DEMOKRASİNİN MANTIĞI BUNU İCAP ETTİRİR.
Çünkü, kadının müdafaa edeceği menfaatler vardır.
Çünkü, kadının cemiyette ifa edeceği vazifeler vardır.
Çünkü, kadının siyasi haklarını tatbik etmesi kendisi için faydalıdır."
***
Bana sorulsa TBMM'deki kadın-erkek oranını yüzde 50/50 yaparım. O zaman kadınlarımız haklarını arar, kendilerini korurlar.

Kadınlarımız ülkemizin geleceğidir, ama...