Bütün kuşları ‘Şahin’ zanneden ben…

GGFK’nın yeni logosundaki kuşu ben ‘Şahin’ zannederek ahkam kesmiştim!
Ama dün yerel birgazete kuşun, ‘Anka Kuşu’ olduğunu okuyunca şaşırdım.

Şüphesiz bir kuş uzmanı değilim. Anka’yı yazan gazete de kaynağa benden daha yakın olduğu için yazdığını doğru olarak Kabul ediyorum.

Logo’da ‘Gazişehir’ var, kendimi bildim bileli de ‘Gazişehir’in ambleminde ‘Şahin’ vardır. Logo’yu görür görmez aklıma başka bir şey gelmedi.
Ama ‘Anka Kuşu’nu okuyunca gülümsedim, öyle ya; Anka, küllerinden doğan kuş olduğuna göre, GGFK’da Gaziantepspor’un küllerinden yeniden doğacak ve inşallah sonsuza kadar uçacak…



Anka Kuşu

Anka Kuşu’nu herkes ne kadar biliyorsa ben de o kadar biliyordum. Ama şimdi şehrimin takımın ambleminde yer aldığına gore daha iyi bilmem gerektiğini düşünerek internette araştırdım. Aşağıda kibilgiyi de internetten buldum. Çok ilginç bir efsane. Anka’yı seçenler akıllı, vizyoner bir seçim yapmış. Okumayı değer.

Arap kültüründe Anka adı ile anılan bu efsane Türkler tarafından Zümrüd-ü Anka olarak tanımlanmıştır. Farklı kültürlerde yer alan bu efsane, araştırmacıların bile böyle bir türün varlığının gerçekte var olduğunu düşünmelerine yol açmıştır.
Örnek olarak eski Yunan mitolojisinde kalın tüylü ve kartaldan biraz büyük olarak yer almış ve varlığına inanılmıştır. Oldukça uzun ömürlü ve herkesin göremeyeceği, onu görenlerin ise mutluluğa uzanacağı söylentileri alıp başını gitmiştir. Birçok sanatsal figure ve hikayeye konu olan Anka Kuşu’nun hikayesi farklı kültürlerde aynı şekilde yorumlanmıştır.

Anka Kuşu, ölümünün yaklaştığını hissetmeye başladığı an kendisine kuru dallardan bir yuva inşa etmeye başlar ve bunu ne olduğu bilinmeyen bir zamkla sıvar.
Daha sonar yuvanın içinde ölümünü şu şekilde bekler:
Güneş ışınlarının kurudalları yakarak yuva içinde ölmeyi. Yanarak ölür ve efsaneye göre küllerinden doğar yavru bir Anka Kuşu olarak bu yüzden bir çok dinde yeniden varoluş, diriliş sembolü olarak benimsenmiştir.

En çok bilinen efsane ise, Anka Kuşu rivayete gore bilgi ağacının dallarında yaşar ve her şeyi o bilirmiş. Kuşlar dünyasında ters giden her şeye Anka’nın çözüm bulacağına inanılırmış. Bir an gelir Anka ortalıkta görünmez olur, diğer kuşlar onu aramak için yola koyulurlar. Ona ulaşmak zorludur, hatta o Kaf Dağının tepesindedir, oraya varmak için de zorlu vadiler ve tepeler aşmak gerekir.

Birbirinden farklı ve zorlu vadiler:
- İstek
-Aşk
-Marifet
-Hayret
-Tevhid
- Yokluk Vadileri.

Hep birlikte yola çıkan kuşlar, zaman geçtikçe birer birer vazgeçmişler ve dökülmeye başlamışlar. Kaf Dağına vardıklarında 30 kuş kalmış geriye. Sonunda bu sırrı sözcükler dile getirmiş ve Farsça ”Si” 30 demek ”Murg” ise kuş yani Simurg(AnkaKuşu) 30 kuş demek o 30 kuş anlamış ki hepsi Simurg…

Masallara, şiirlere ,şarkılara hatta beyaz perdeye konu olan Anka Kuşu, bir dönemin yeniden varoluş, diriliş sembolü rivayette anlatıyorki, kimse Anka’yı uzakta aramasın, sabreden ve emek veren herkes aslında kendi Anka Kuşu’nu yaratıyor.



Avrupa ve biz...

Önceki gün Londra’da 24 katlı bir binada yangın çıktı. Bakın neler oldu?
İngiliz Başbakan Theresa May, sabotaj olasılığı yüksek olduğu için soruşturma emri verdi. Binanın yangın donanımı iyi değildi, itfaiyenin çalışması hayal kırıklığı yarattı ve daha neler. Şimdiye kadar 17 kişinin hayatını kaybettiği kesinleşti, ancak bu rakam çok artacak.
Ama ben bunları değil de başka bir hikayeyi yazmak istiyorum.

İtalyan Gloria Trevisan ile 27 yaşındaki erkek arkadaşı Marco Gottardi, yanan Grenfell Kulesi isimli binanın 23. katında oturuyordu.
Avukat Maria Cristina Sandrin, Gloria Trevisan'ın yangın çıktıktan sonar annesini aradığını ve son sözlerinin, "Hoşçakal anne, bana verdiğin her şey için teşekkür ederim" olduğunu söyledi.
Avukat Sandrin ayrıca Gloria'nın geçen yıl üniversiteden mezun olmasının ardından iş bulamaması nedeniyle Londra'ya gittiğini belirtti.
Avukat Sandrin, "Ailesi zor durumdaydı. Birkaç ay önce evlerini haciz nedeniyle kaybetmişlerdi. Gloria, ailesine yardım edebilmek için Londra'ya gitmişti. Maalesef İtalya'da kariyer fırsatı bulamamıştı. Hükümetin bu meseleyi ciddi olarak düşünmesini istiyorum. Gençler, iş bulmak, geleceklerini kurtarmak ve ailelerine yardım etmek için ülkeyi terk etmek zorunda kalıyor" dedi.

İşsizlik yalnız Türkiye’de değil, Avrupa’nın en gelişmiş ülkesinde de var.
Evlerini kaybedenler yalnız Türkiye’de değil, başka Avrupa ülkelerinde de var.
Sabotaj, yangın, insanları diri diri yakan caniler Avrupa’nın göbeğinde de var.

Demem o ki, şu işler bir hallolsa da huzur gelse;üretim de, turizm de yoluna girecek ve ülkerahatlayacak.