Başarılı olamayanlar gerçekten gidecekler mi?

YAYINLAMA: 23 Ocak 2012 / 18.00 | GÜNCELLEME: 23 Ocak 2012 / 18.00

Fatma Şahin, AK Parti iktidarının ilk Gaziantepli bakanı.

Gaziantep, AK Parti’yi iktidara taşıyan üç seçimde de milletvekili sayısının yüzde 70’ini bu partiye ayırdı.

Başbakan Erdoğan, Gaziantep’e hep bakanlık verdi ama dışarıdan buraya gönderdiği adaylara verdi. Ancak bu kez,  Antepli bir kadın politikacıya önemli, icracı bir bakanlığı emanet etti. Herhalde bunu Emine hanımefendiye borçluyuz.

Bakanımızın çok çalışkan, zeki ve o kadar da mütevazı bir mühendis siyasetçi olduğunu biliyoruz. Nitekim, seçildiği günden beri medyada en çok ismi geçen, en çok olumlu eleştiri alan bakanların başında geliyor.

Geçtiğimiz günlerde verdiği, “Devletten yeyip-içip, yan gelip yatma sona erecek” demeci beni çok etkilemişti.

Oy deposu kesime böyle korkusuz, cesur, ama her kelimesi gerçek bir çıkış her babayiğidin karı olmasa gerekti...

Bütün bunları düşünürken önceki gün ulusal televizyonlara da yansıyan sözlerini ben ‘milat’ olarak yorumluyorum:

Atanmışlar da ya işini yapacak, ya da gidecek, başka çaresi yok!

Bir bakanın ağzından çıkan bu sözler bana göre bir ‘milat’tır. Son derece önemlidir. Biz sorunlarımızı hep yeni ‘yasa’lar çıkararak çözmeye alışığız, oysa sorunların çözümü mevcut yasalarla da mümkündür.

Eğer Bakan Şahin sözlerinin arkasında durabilirse, ‘Ama bu bizim parti’den’ denilmezse, benim sözünü ettiğim ‘milat’ gerçek ‘milat’ olur.

Şahin’in sözlerinin devamı daha da önemli...

Bu memleketin sorunlarını çözemeyip, her toplantıda gelip yalnız konuşup gidecek olursak, başkalarından ne farkımız kalır? Ben çok net bir şekilde bunu söylüyorum, bu benim için de geçerli. Ya yaparım, ya da giderim, bu kadar net söylüyorum” dedikten sonra Gaziantep Valisi’nin gözlerinin içine bakıyor, “Bu benim için de geçerli, valim için de geçerli” diyor.

Unutmadan hemen ekleyeyim: “Belediye başkanları için de geçerli” diyerek sanki içini boşaltıyor, rahatlıyor...

                                                                                         ***

Zarfı’n güzelliğini, beğendiğimi anlattım.

fiimdi gelelim, ‘Mazruf’a...

Bakan Şahin’in TEDAŞ İl Müdürü Ali Akbağ ile ilgili söylediklerinin spontane sözler olduğunu zannetmiyorum. Epey birikmiş bir altyapısının olduğunu tahmin ediyorum.

Ünlü işadamından partinin en ileri gelenine kadar bakana zaman zaman anlatılanların biriktirdiği gazın küçük bir kıvılcımla patlatıldığını düşünüyorum.

Dürüst, çalışkan ama tavizsiz bildiğimiz Ali Akbağ’ın ‘gühah keçisi’ seçilmesine gönlüm razı olmaz.

Maruz kaldığı tavrı haketmediğini biliyorum.

Bakanın “...çalışmayan, beceremeyen, özetle başarılı olamayan gider!” düşüncesini alkışlıyorum.

Talihsizlik, muhatabın isabetsiz seçilmiş olmasında...

 


 

 

 

Hilton’un makus kaderi!

 

Önceki belediye başkanı zamanında biraz tartışmalı bir arsa satışı olmuştu. ‹smi ‘Hilton arsası’ diye anıldı hep!

O zaman 650 bin liraya satılmıştı, galiba!

Hilton Otel’i yapılacaktı.

‘Hilton’ prestijli bir isim. Bir kentte bu isimle bir otel olması, çok şey ifade eder. Hilton Grubu’nun değişik standartta otelleri var. Bir yerde Hilton ismini kullanacaklarsa, ince eleyip, sık dokurlar.

Arsa yıllarca boş kaldı, yapıldı yapılacak derken geçen sene üzerinde inşaat başladı. Ben çok sevinmiştim, çünkü o ismin Gaziantep’e ne yararlar sağlayacağını iyi biliyorum.

Nedense inşaat yarım kaldı. Belediye başkanının olumsuz tavrından sözedildi, ünlü bir işadamının buraya alışveriş merkezi de yapılmak istenmesi üzerine karıştığı dedikoduları falan derken iş Rixos’a kadar dayandı. Fettah Tamince’nin epey bir süredir burasıyla ilgilendiği, hatta çok önemli siyaset ve devlet adamlarını araya koyduğu iddia edildi. Bunların hepsi teyid edilmesi mümkün olmayan söylentiler.

Bu arada arsaya ve inşaata icra geldi.

Nedeni, inşaata hazır beton sağlayan firma ile ortaya çıkan ihtilaf. Hazır betonun kalitesinin istenen vasıf ve standartta olmadığını belirleyen bilirkişi raporunun olduğu iddiası tarafları mahkemeye ve icraya süreklemiş. 87 milyon TL muhammen bedelle satışına karar verilmiş.

Tarafların arasında inatlaşma olsa gerek, çünkü borç çok mütevazı.

Bu böyle de diğeri başka türlü mü?

Bir Hilton daha yapılması planlanıyordu.

Ondandan da tık yok.

Orada da sıkıntı olduğu iddia ediliyor.

Siz şu Hilton’un makus kaderine bakın!

 

 

 

 

 

 

 

Başarılı olamayanlar gerçekten gidecekler mi?