Mutlu insanın hikayesi olur mu?

YAYINLAMA: 04 Ekim 2017 / 20.00 | GÜNCELLEME: 04 Ekim 2017 / 20.00

Çok sevdiğim İtalyan bilim adamı, yazar, edebiyatçı, eleştirmen ve düşünür Umberto Eco’nun yorumu:
Mutlu insanın hikayesi olmaz!”

Sorunu olmayan, işleri tıkırında, bir eli yağda, bir eli balda, yediği önünde, yemediği arkasında mutlu bir adamın hikayesi olur mu?
Olmaz tabii…

Kadın frengi hastası, 8 çocuğu var. Bu çocukların üçü sağır, ikisi kör, birisi de zeka engelli. Kadın hamile ve doğan çocuk Beethoven.

Sarhoş baba, hasta anne, yatılı okullarda geçen yalnız bir çocukluk, bitmeyen depresyon ve sara hastalığıyla mücadele eden dahi; Dostoyevski.

6 çocuktan ilki o, iki erkek kardeşi bebekken ölüyor, üç kızkardeşi Nazi zulmünde ölüyor. Babası baskıcı, geçimsiz. O ise hep yalnız; adı Kafka.

11 yaşında babasını kaybediyor, dedesi sert kişilik. Onu evden kovuyor. 11 yaşında tersanelerde çıraklığa başlıyor; Gorki.

13 yaşında annesi ölüyor, okula gidemiyor, hayatı boyunca ruhsal hastalığının tekrarlayan ataklarından muzdarip. Bir kitap kurdu; Virginia Woolf.

Babası borçları yüzünden hapishaneye düşünce çalışarak borçları ödemek, ailesine bakmak zorunda kalan, okula gidemeyen küçük bir çocuk kendini yetiştiriyor; Charles Dickens.

Daha yüzlerce, binlerce örnek var…


 

 



İş adamı ve zeka!..

New York'ta bir bankanın önünde duran son model Bugatti otomobilden inen adam, hızlı adımlarla bankaya girdi. Bireysel kredi için başvuruda bulunmak istediğini söyledi. Çok acele bir iş için Avrupa'ya gitmek zorunda olduğunu, bir hafta vadeli beş bin dolar krediye gereksinim duyduğunu anlattı.

Müşteri temsilcisi, “Tabii” dedi ve ekledi:
Bizim bankamızla daha önce hiç çalışmamışsınız. Banka olarak sizi resmen tanımıyoruz. Bu nedenle, söz konusu krediyi verebilmemiz için karşılığında sizden bir teminat almak zorundayız.”

Adam cebinden Bugatti’nin anahtarını çıkardı, “Çok acelem var, uçağa yetişeceğim, kapıdaki Bugatti'mi teminat olarak alabilirsiniz” dedi.
Kredi işlemleri çok hızlı bir biçimde tamamlandı.
Bugatti otomobili bankanın garajına çektiler, adama da beş bin dolar krediyi verdiler.
Müşteri temsilcisi, merakını gidermek için araştırma yaptı ve bankalarının bu yeni müşterisinin çok büyük bir işadamı ve çok büyük bir servet sahibi olduğunu öğrendi.

Bir hafta sonra adam gelip, borcunun anaparası beş bin dolarla, bir haftalık faizi dokuz buçuk doları ödedikten sonra, müşteri temsilcisi sordu:
Sizin, çok büyük bir iş adamı ve çok büyük bir servetin sahibi olduğunuzu öğrendim. Lütfen söyler misiniz, sizin için çok küçük bir miktar olan beş bin dolarlık krediye neden gereksinim duydunuz?”
Adam hafifçe gülümseyerek, “Siz de bana lütfen söyler misiniz?” dedi. “Böyle lüks bir otomobili, New York'ta hangi kapalı garaja, bir hafta boyunca dokuz buçuk dolara bırakabilirsiniz?”

 

 

Mutlu insanın hikayesi olur mu?