Garip şeyler oluyor!..

Ankara’daki Amerikan Kosolosluğu bizim Adalet Bakanlığı Heyeti’ne vize vermemiş.
İlk tepkim, olacak şey değil, oldu!
Bu heyet oraya aramızdaki sorunları, hukuk konularını konuşmak, çözüm aramak için gidiyor. ABD ise, diyaloga gerek yok, ne haliniz varsa görün, demeye getiriyor.

Reuters haber ajansı, Trump'ın bugün (Çarşamba) gününden itibaren ABD'ye göçmen girişlerini sınırlayan, 7 ülkeye vize sınırlaması getiren ve sınır denetimlerini artıran bir dizi idari kararnameye imza atacağını bildirdi.

Tam bu haberin akabinde Adalet Bakanlığı Heyeti’ne vize verilmemesini endişe ile karşılıyorum.

Bakın ABD’ye gidecek heyette kimler vardı.
Aytekin Sakarya (Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürü),
Mehmet Çekmen (Kanunlar Genel Müdür Yardımcısı)
Orhan Cuni (Ceza İşleri Genel Müdürlüğü Tetkik Hakimi, Alternatif Çözümler Daire Başkanı), Merve Özcan (Tetkik Hakimi), Prof.Dr. Mustafa Serdar Özbek (Başkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi).

Bunlar Washington’a turistik seyahata gitmiyor.
İki ülke arasında başlayan gerilimi çözmek için geçen hafta ABD Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Jonathan Cohen'in başkanlık ettiği bir heyet Türkiye'ye gelmiş ve hükümet yetkilileri ile görüşmüştü. Genel olarak olumlu geçtiği belirtilen görüşmelerin devamında bir Türk heyeti de vize konusunda bir an önce normale dönülmesi yönünde temasların sürdürülmesi için ABD'ye gidecekti, ama vize verilmedi.
Oysa, Türkiye’de yapılan görüşmelerde adli ve güvenlik konularında bir Ortak Çalışma Komitesi kurulması konusunda mutabakata varılmıştı.

Garip şeyler oluyor!..


Heyulaya tepki çok büyük…

Önceki gün birinci sayfamızda yayınladığımız heyula bina ile ilgili mail ve telefonlar gelmeye devam ediyor.
Bunlardan birisi çok hoşuma gitti. Heyulanın hemen yanındaki bina 5 katlıydı. Heyula ise 15 katlı ama o kadar dar bir alan içinde öyle korkunç yoğun yapılaşma var ki! Sayamadık, herhalde 500 daire var…
Çok sevdiğim bir arkadaşımdan gelen iletide, en yüksek binanın 5 kat olmasını öneriyor. Heyulanın yanıbaşındaki bina da 5 katlı olunca, ilahi bir tesadüf dedim!
İleti şöyle:

Aykut Bey merhabalar,
Antep’in siluetini bozan, İkonova, Okan’ın Fevzi Çakmak’daki binası, Koluman binasından da bahsetseniz iyi olurdu.
Geçenlerde Kınalızade Ali Efendi’nin ‘AHLAK’ ismindeki, Osmanlıcadan Türkçeye çevrilmiş bir kitabını okudum.

Ali Efendi diyor ki, “1550’li yıllarda İstanbul’da en yüksek bina 5m. olurmuş ve ikinci kata iç taraftan çıkılırmış. Şayet birisi 5m üstü bina yaparsa melekler dermiş ki; Nereye gidiyorsun ey melun?” (Kınalızade-D 2010: 15)
Bence şimdi de en fazla 5 kat olsun.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önceki gün ‘içtihat’ mahiyetindeki konuşmasından sonra artık belediyelerin gereğini yapacaklarını düşünüyorum, diliyorum…