AKP devlet olunca!

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

Uludere’deki Heron görüntülerinin hemen açıklanması ve sorumluların görevden alınması gerekiyordu. Ama işin üzerine gidilmiyor. Çünkü AKP bürokrasiyle belli uzlaşmalar içine girdi ve o uzlaşmalara uygun davranmaya başladı” diyen Prof.Dr. Yücel Sayman’ın bu bağlamda, en çarpıcı ve üzerinde durulması gereken açıklaması şöyle:

Referandum ve genel seçimlerden önce, Başbakan ve bakanlar konuşurlarken, hiçbir zaman kendilerinden “devlet” diye söz etmiyorlardı. Şimdi yaptıkları her şeyi “devlet” olarak anlatıyorlar. “Devlet” olarak şunu yaptık, bunu yaptık diyorlar ve devletin bütün uygulamalarına sahip çıkıyorlar.”

Mesela, Hrant Dink cinayetinin en çok tartışılan isimlerinden, Erhan Tuncel’i polis muhbiri olarak kullanan Ramazan Akyürek’in bugün Emniyet Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu Başkanlığı’na atanmasında kuşkusuz, AKP’nin “devlet” olmasının büyük rolü var.

                                                                                 ***

Evet! AKP ne yazık ki artık devlet!

Ve o devlet olduğu için de….

                                                                                  ***

Malatya'da 1 Mayıs mitingi ile 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü mitinglerine katıldıkları ve Grup Yorum bileti satıp, toplu mezarların açılması için düzenlenen basın açıklamasına katıldıkları için "örgüt üyeliği" ve "örgüt propagandasıyla" suçlanan üniversiteliler, 13 yıla varan hapis cezası aldı.

Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dün görülen karar duruşmasını izleyen Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Veli Ağbaba, "Karar hakimin de içine sinmedi. Mahkeme heyeti başkanı Hayrettin Kısa da kararın ardından 'Cezadan dolayı hoşnut değiliz ama yasaları uyguluyoruz” dedi şeklinde açıklama yaptı.

Ağbaba, "Örgüt üyeliğine somut delil olmadığını" söyleyerek, "Bu yargılama garabet, yargının çivisi çıkmış. TMK ve özel yetkili mahkemeler kaldırılmadığı sürece bu tür demokrasi ayıpları devam edecek. Diyarbakır'da mezar kazısı devam ederken, öğrenciler 'toplu mezarlar açılsın' diye açıklama yaptığı için hapis cezası alıyor, eğitim hakları ellerinden alınıyor. Yargı konusunda acilen somut adımlar atılmalı" diyor.

                                                                                           ***

Ayıp, yazık ve günah değil mi o pırıl pırıl, ülkesinin demokrasi mücadelesine katkı için elini taşın altına koyan gençlere?

Türkiye’de katillere bile bu kadar ceza verilmiyor be. 

Hrant Dink’i öldüren katil ruhlu adam kılıklılar, 5 yıl sonra ellerini kollarını sallayarak aramıza daldı bile.

İşte burada, yani eyleme katılan öğrencilerle, Ermeni bir gazeteciyi öldüren katiller arasında çok ince bir nüans farkı var, o da şu:

Eylem yapan öğrenciler, “devlet” dolayısıyla AKP için tehdit ve tehlike oluştururken, Hrant’ın katillerinin devletle herhangi bir sorunu yok!

                                                                                            ***

Prof.Dr. Yücel Sayman’ın ifadesi ile: “Eskiden kimin tehlike ve tehdit olduğu kararını Milli Güvenlik Kurulu’nda askerler verirdi. Şimdi bu kararı hükümet veriyor ve yargıya nelerin bertaraf edilmesi gerektiğini, nelerin tehdit ve tehlikeli olduğunıu o söylüyor. Mesela KCK davasında Başbakan veya İçişleri Bakanı çıkıyor, “Bunlar büyük bir tehlike, bunlar teröristlerdir” diyor. Siyasi iktidar yargıya hedef ve tehlikeyi gösteriyor.  Yargı da bildiği hukuk sistemini işletiyor ve kendisine gösterilen tehlikeye karşı devleti koruyor.

                                                                                              ***

 Biz zannediyoruz ki devletin yönetim biçimi demokrasi. Hayır değil. Mevcut anayasanın başlangıç bölümünü okuduğunuzda, devletin demokratik bir devlet olmadığı, aksine despotik bir devlet olduğu açıkça ortaya çıkıyor. Yargıya da işte o despotik devleti hukuki açıdan yarumlama ve ihtilaflarda o despotik devleti koruma görevi verilmiş.”

Yargının verdiği kararlar da zaten Prof.Dr. Yücel Sayman’ın ileri sürdüğü görüşleri doğruluyor.

                                                                                                ***

AKP, dün Hrant Dink cinayetinin en tartışılan isimlerinden birini daha terfi ettirdi.

Dink Davası'nda mahkemenin serbest bıraktığı Erhan Tuncel, Ramazan Akyürek’in Trabzon Emniyet Müdürü olduğu dönemde polis muhbiriydi. Tuncel’in polis muhbirliğine kabul edildiği belgenin altında Akyürek’in imzası vardı.

Ramazan Akyürek, İstanbul’da görev yaptığı dönemde Vali Erol Çakır tarafından “Fethullah Gülen Cemaati’ne yakınlığı” ile mimlenmişti.

Trabzon Emniyet Müdürlüğü sonrasında Akyürek cemaatin büyük önem verdiği Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi’nin başkanlığına getirildi. Hrant Dink cinayeti de bu dönemde işlendi.

Tuncel, Dink cinayetini Akyürek’e bağlı kadrolara defalarca bildirmiş ancak bir işlem yapılmamıştı. Akyürek, bu terfi ile Dink suikastinde adı geçen dönemin bürokratları Celalettin Cerrah ve Muammer Güler gibi, hükümet tarafından daha üst göreve getirilerek ödüllendirilen isimlerden biri oldu.

                                                                                                  ***

Ne dersiniz?  Prof.Dr. Yücel Sayman’ın da söylediği gibi AKP artık devletin ta kendisi olmuş değil mi?

                                                              

 

 

 

 

 

AKP devlet olunca!