Önce kendini düzelt

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

Bir beldeye uzun süre yağmur yağmamıştı. Artık insanlar ve hayvanlar susuzluktan telef olacaklardı. Bir türlü beklenen yağmurlar gelmiyordu. Ağaçların yaprakları sararmış, bitkilerin boynu bükülmüştü. Ekinler ekilemez olmuştu.

Var olan yeşillikler sararıp soluyor, insanlar ve hayvanlar açlıktan ve susuzluktan kıvranıyorlardı. O beldenin halkı, yağmur sorununu çözmek için bir araya geldiler. Uzaklarda yaşayan çok mübarek bir bilge vardı.
Bu adam eğer gelip dua ederse, yağmurun yağacağına inanıyorlardı. Bir heyet oluşturdular ve bilgeye gönderdiler. Heyettekiler bilgenin yanına vardılar.
Efendim, tarlalarımız susuzluktan kavruldu. Hayvanlarımız telef oluyor. Lütfen yağmur yağması için bize yardımcı olun” dediler. Bilge:
“Size yardımcı olacağım. Sizinle beraber oraya gideceğim. Ama benim de üç şartım var” dedi.
Heyettekiler: “Şartınız nedir, efendim?” dediler. Bilge: “Bana üç gün boyunca tek başıma kalacağım tenha ve küçük bir kulübe yapacaksınız. Sizden yiyecek, içecek bir şey istemiyorum. Bunlar olduktan sonra ne yapacağıma bakacağım” dedi.

Bilgenin bütün taleplerinin karşılanacağını söylediler. Ve bilgeyle beraber beldelerine döndüler. Talepler yerine getirildi. Bilge tenhadaki kulübesine çekildi. Gerçekten de üçüncü günün sonunda bereketli yağmurlar geldi. Saatlerce yağdı. Minnettar kalabalık övgülerle, senalarla yaşlı bilgenin yanına vardı.

Kalabalıktakiler: “Bunu nasıl başardın?” diye sordular. “Çok kolaydı” dedi bilge. “Üç gün boyunca yaptığım tek şey kendime çekidüzen vermekti. Birinci gün davranışlarıma çekidüzen verdim. İkinci gün duygularıma çekidüzen verdim. Üçüncü gün de ruhuma çekidüzen verdim. Ben kendime çekidüzen verince, dünyanın da düzene gireceğini biliyordum. Ve sonunda kuraklık yağmura yenildi.
Bereket
geldi”.
Eğer sen kendine çekidüzen verirsen bütün dünya, varoluş da seninle birlikte düzene girer. Sen uyum içinde olursan, bütün dünyada uyum içinde olur.
Sen karışıklık içinde olduğunda bütün dünya da, varoluş da karışıklık içinde olur.
Eğer dünyayı düzeltmek istiyorsan önce kendini düzelt.

Sevgili anne ve babalar çocuğunuzla ilgili sorun yaşıyorsanız, hatayı önce kendinizde arayın. Çocuğunuzdan önce siz bir psikolog ile görüşün.
Eşinizle ilgili sıkıntınız mı var? Sen önce kendini düzelt. O sorunların yıldırım hızıyla kaybolduğunu göreceksin. Biz hep başkalarını düzeltmeye çalışırız.
Heyhat! Bu yol çıkmaz sokaktır.

Herkes kaşını çatmışsa sen gülümse. Bir süre sonra o insanların da gülümsediğini göreceksin. Herkes ağlıyorsa, sen kahkahalarla gül.
Az sonra herkes gülmeye başlayacak. Ortalıkta atıp tutma. Önce sen yap, sen başar. Sonra diğerlerinin seni takip ettiğini göreceksin.

Kendin değişmediğin müddetçe ne eşin, ne çocuğun, ne çalışan işçin, ne de toplum değişir.

Bazı danışanlarımız gelir. “Hocam, ben bu kadını yıllardan beri değiştiremedim. Çok uğraştım. Ama bir türlü değiştiremedim.
Şimdi size getirdim. Lütfen onu değiştirin” der.

Kendine suç ortağı arıyor. Biz de tam tersini söyleriz. “Önce sen kendini değiştirmelisin. Sen değişince zaten o otomatikman değişir” diye konuşuruz.
Bunun tekniklerini, taktiklerini öğretiriz.
Herkes kendini değiştirmeye direnç gösterir. Aslında kendini değiştirmek çok kolaydır, ama ilk başta çok zor gözükür.
Sen değişince dünya değişir.

Önce kendinden başla.
Sen güzelleşince her şey güzelleşir.
Sen çirkinleşince de her şey çirkinleşir.

Önce kendini düzelt