Büyük hazine

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

Yoksul bir adam yıllarca çektiği sıkıntıların son bulmasını istiyormuş.
En büyük hayali zengin olmakmış. Bir gömü, bir hazine, bir define bulsa, oracıkta zengin olsa ne kadar güzel olacakmış.
Bu adam yaşadığı yerdeki büyük bir kayanın üzerine gün doğumunda çıktığında gölgesinin en son noktasında bir hazinenin gömülü olduğu duyumunu almış.

Ertesi gün bahsedilen yere gitmiş. Sabah güneşi doğunca gölgesinin ulaştığı yeri tespit etmiş ve kazmaya başlamış. Kendini işine öylesine vermiş ki vaktin nasıl geçtiğini fark edemiyormuş. Bir taraftan hazineyi bulmak için kazıyormuş.
Bir taraftan da hazineyi bulursa neler yapacağı konusunda tatlı tatlı hayaller kuruyormuş.

Tabi güneş yükseldikçe kendisinin de gölgesi kısalıyormuş. Gölge kısaldıkça o da kazı yaptığı yerleri değiştiriyormuş. Saatler sonra kan ter içinde kalmış. Ve öğle vakti olmuş. Gölgesi yok olmuş ve adam birden çok endişelenmiş. “Bütün emeklerim boşa gitti” diye düşünüyor ve ağlıyormuş. Şimdi nereyi kazacağını bilemiyormuş. Tam o sırada o bölgeden bir bilge geçiyormuş. Bu zavallı adama bakmış ve demiş ki “Şimdi gölge tam olarak hazineyi işaret ediyor. O hazine senin içinde”.

Maalesef bizler hazineyi hep dışarıda arıyoruz. Sen içindeki hazineyi keşfettiğinde o sana çok şeyler kazandırır. Mutlu musun, sağlıklı mısın, ailen var mı, ellerin ayakların sağlam mı, gözlerin görüyor mu?

Yahu sen bunlara ya da bunlardan birisine sahipsen dünyanın en zengin insanısın.
Vaktiyle bir hanımefendi tanımıştım.
Benimle yarım saat kadar konuştu. Sürekli şöyle diyordu. “Hocam, benim ailem çok zengin…
Evlerimiz var, arabalarımız var, yazlıklarımız var. Biz çok zenginiz hocam. Çok zenginiz” Bu durum karşısında ben de “Bu hanımefendinin parasından başka hiçbir şeyi yok” diye içimden geçirmiştim.

Gerçekten de parasından başka hiçbir şeyi yoktu. Kocası kendisini bırakmış. Adam gidip sekreteri ile evlenmiş. Ailesi kendisi ile küsmüş. Çevresinde hiç arkadaşı, dostu, akrabası kalmamış.

Para zenginlik değildir. Bazı insanların en büyük fakirliği paraya, mala, mülke sahip olmalarıdır. Maddi varlık onların özgürlüğünü çok kısıtlar. Sanatçılara bakın. Sokakta rahatça yürüyemiyorlar. Çünkü herkes onlara bakıyor. Onun özgürlüğünü kısıtlıyor.

Bir çok zengin insan intihara kadar giden durumlar yaşar. Uyuşturucu, kumar, alışveriş bağımlılığı bu insanların içsel fakirliklerinden başka bir şey değildir. Kendi içsel zenginliğini keşfetmeyen bir insanı Karun’un hazineleri bile doyurmaz, tatmin etmez.

Gönlünüz zenginse korkmayın. Ağız tadı ile ailenle yemek yiyorsan zenginsin. Ne yediğinin hiç önemi yok.
Sevdiğin insanlarla bir araya gelip sohbet ediyorsan zenginsin. Ne konuştuğunun önemi yok.

Çocuğunu kucağına alıp seviyorsan çok zenginsin. Çocuğunun cinsiyetinin önemi yok.
Gözlerinle dünyadaki güzellikleri görebiliyorsan zenginsin. Ne gördüğünün önemi yok.
Çarşıda pazarda dolaşabiliyorsan zenginsin. Neyle dolaştığının önemi yok. Hazine içinizde, size düşen sadece pencereyi açıp ona bakmak.

Büyük hazine