Mutlak Güven

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

Ünlü sufi düşünür, ermiş Cüneyt’in sevdiği bir öğrencisi vardı. Bu öğrenci üstadını çok sever ve onu kendine örnek alırdı.

Bir gün öğrenci üstadına: “Üstadım, benim sana olan güvenim mutlaktır” dedi.
Üstad Cüneyt tebessüm ederek “Böyle bir şey söyleme çünkü hala zihnin içindesin” dedi.
Mutlak güven zihnin bir özelliği değildir. Zihin hep şüphe ile yaklaşır. Buraya dergaha gelme sebebin zaten mutlak güven duyabileceğin bir hale erişebilmektir. Ama şu anda daha çok erken, bunu söyleme”.

Ama öğrenci çok ısrarcıydı ve “Ben sana güveniyorum. Bu güven sarsılabilecek yada ortadan kaldırılabilecek bir şey değil. Ölsem bile sana olan güvenimi kaybetmem” dedi.

Aradan biraz zaman geçmişti. Bu öğrenci üstadını nehrin karşı kıyısında bir kadınla otururken gördü. Durum daha da karmaşık idi.
Bu kadın kadehe bir şey doldurup Cüneyt’e veriyor ve Cüneyt de bunu içiyordu. Bu görüntü karşısında öğrenci beyninden vurulmuşa döndü. Hemen karşı kıyıya geçti ve Cüneyt’e “Sana olan bütün güvenimi yok ettin” dedi.

Üstad Cüneyt tebessüm ederek ona “Sana daha önce zihnindeki güvenin çok da önemli olmadığını söylemiştim” dedi. Öğrenci bütün bu olaylar karşısında çok kızdı ve Cüneyt’e öfke ile bakıyordu. “Üstatlık taslamayı bırak” dedi. “Sen insanları kandırıyorsun. Şarap içiyorsun ve bir kadınla birlikte halvet ediyorsun.”

Bütün bu sözler karşısında üstad Cüneyt yine tebessüm etti ve “Şu şarap dediğin sıvıdan tat ve onun bal şerbetinden başka bir şey olmadığını gör” dedi. Öğrenci bunun üzerine kadehi aldı ve ağzına götürdü. Bu bir bal şerbetiydi. Öğrenci bunun üzerine çok şaşırmıştı. Üstada “Neden böyle bir şey yaptın?” dedi.

Üstad Cüneyt yanında bulunan kadına peçesini açmasını söyledi. “Bu kadın benim annemdir. Bal şerbetini o getirdi. Beni görmeye geldi” dedi. Bu durum karşısında çok mahcup olan mürit üstadının ayaklarına kapandı.“Ne olur efendim, beni affedin” dedi.
Cüneyt “Af edecek bir durum yok” diye cevap verdi. “Sana, sadece mutlak hakikat ve mutlak güven gibi zihin ile ulaşılamayacak şeyleri zihin üzerinden iddia etmemen gerektiğini göstermek istedim.
Bak işte bu kadın benim yanımda oturuyor. Eğer bana mutlak güvenin olsaydı ondan rahatsız olmazdın. Çünkü benim ne yaptığım seni ilgilendirmezdi. Çünkü sen benim üstadım değilsin.
Sen bana öğrenci olurken, hiçbir kadının yanımda oturmaması için şart koşmadın. Şarap içmeyeceğime dair bir şartta ileri sürmedin. O halde neden rahatsız oluyorsun?”.
İnsanlara karşı mutlak güven duymak çok zordur.
Bırakalım insanları, insanlar inandıkları Allah’a karşı bile mutlak güven duymuyorlar. Başlarına kötü bir şey gelse hemen şüphe duymaya başlıyorlar. “Neden oldu, niçin oldu, nasıl oldu” gibi sorgulama başlıyor.
Yaratıcıya mutlak güven duyan kişi sorgulamaz. Ne olmuşsa “Haktan gelen baş tacı” der ve yoluna devam eder.
Zihin her şeye hep şüphe ile yaklaşır. Zaten zihnin işlevi şüphelenmektir. İşte ermiş insanlar bu zihinsel evreyi geride bırakırlar. Onlarda mutlak güven duygusu vardır.
***
Hacı Bayram Veli’nin müritleri vergiden ve askerlikten muaf tutulunca Ankara bölgesindeki herkes mürit olur.
Osmanlı devleti o bölgeden vergi toplayamaz olur. Padişah bu güzel insana bir name göndererek kaç müridinin olduğunu devlet görevlilerine bildirmesini ister.
Bunun üzerine Hacı Bayram bütün müritlerinin Kanlıgöl’de toplanmalarını istedi.
Kanlıgöl’de binlerce kişiden oluşan bir kalabalık toplandı. Herkes merakla neler olacağını bekliyordu. Meydana daha önceden büyük bir çadır kurulmuştu.

Hacı Bayram öğrencilerine; “Dervişlerim, müritlerim, sevenlerim, bana; beni seven öğrencilerimi bugün burada kurban etmem bildirildi. Beni seven müritlerim çadıra girsin” dedi.

Büyük üstad elinde bıçakla çadırın önünde bekliyordu. Bu sırada kalabalık içinden bir erkek çadıra girdi. Arkasından da Hacı Bayram girdi. Herkes ne olacağını merakla bekliyordu.
Çadırdan dışarı oluk gibi kan akmaya başladı. Hemen bunun ardından içeri bir kadın girdi.
Yine dışarı kanlar aktı. Bunu gören kalabalık dehşete, korkuya kapılarak oradan kaçtı. Hacı Bayram içeri girenleri kesmiş değildi.
Gece çadırın içine herkesten habersiz birkaç koyun bırakılmıştı ve kesilen koyunlardı. Hacı Bayram bunun üzerine bir erkek ve bir kadın olmak üzere iki müridi olduğunu yetkililere bildirdi.
Eğer hayatta size mutlak güven duyan insanlar varsa çok şanslısınız demektir. Ve siz kime mutlak güven duyuyorsunuz?
Günümüz insanı annesinden bile şüphe duyuyor. Güvenin olmadığı her yerde şüphe vardır. Şüphe insanı yer bitirir.

Mutlak Güven