CHP Kurultayı

YAYINLAMA: 05 Şubat 2018 / 20.00 | GÜNCELLEME: 05 Şubat 2018 / 20.00

CHP’liler seçime, daha doğrusu erken seçime, Kemal Kılıçdaroğlu ile gitmeye karar verdi.
Garip bir tercih! Sekiz defa seçim kaybeden bir lideri hala inatla koltuğunda tutan bir siyasi partinin hedefi tartışılır bence…
Kaybeden kendi iradesi ile çekilmelidir. Batı’da olduğu gibi.

CHP’de tuzu kurular var. Yenilenmeye, değişime mecburuz” diyen Muharrem İnce haksız mı?

Delege dağılımını okuyunca İnce’ye yenilenme konusunda hak verdim.
CHP Bartın'da 36 bin oy alıyor, 4 delegesi var. Diyarbakır'da 12 bin oy alıyor, 20 delegesi var.
CHP Eskişehir'de 208 bin oy alıyor, 12 delegesi var. Gaziantep'te 150 bin oy alıyor, 24 delegesi var!

Bu dağılım çok eski, artık değişmesi lazım. Ama yapılmıyor! Çünkü düzen ona göre kurulmuş.
Bazı delegeler mükerrer oy kullanmışlar. Yanlış değil mi, hatta ayıp değil mi? Bu yüzden Kurultay gerilimle başladı.
Aslına bakarsanız bu kuralın da değişmesi gerekir. Delegeler birden fazla adaya oy kullanabilmeli, tabii kural değiştikten sonra.
Mükerrer oy kullanan delegeler başkanlık divanına davet edilip sorulmalı idi: Kimi tercih ediyorsunuz?
Böylece bütün Türkiye bu sayın delegeleri tanımış olurdu!

Kılıçdaroğlu’nun, imzasını aldığı 291 delegenin oyunu alamaması sistemin yanlışlığını doğruluyor. Belli ki baskı altında imza vermişler!
Kendi partinizin delegesinden imza alıp oy alamıyorsanız milletten nasıl oy alacaksınız?” diyen İnce haksız mı?

Kurultayı değerlendiren şu yorum çok hoşuma gitti:
Kazananı değiştirmek için önce kaybedeni değiştirmek lazım”.
Ben şahıslar üzerinde durmuyorum, çağdaş bir sistemin gereksimini vurguluyorum.


 


 

 


“Türkiye, Kilis’in neresinde?”

Yılmaz Özdil dünkü yazısında bizden bahsediyordu.
“… Ve o halıcıya sık sık, sırtında çuvalla bir amca gelirdi. Kilis'ten… Noel Baba derdik. Adeta Noel Baba gibi açardı sırtındaki çuvalı, marka marka İsviçre saatleri, Alman el kremleri, İngiliz çayları, Kent, Pall Mall, ince uzun Saratoga sigaralar çıkardı.
Tane hesabı yapmazdı, perakendeyi sevmez, toptan çalışırdı. “Bu çuval komple şu kadar lira” derdi. Parayı alır, çuvalı bırakır, giderdi.”

Kilis’in bizim ilçemiz olduğu eski günler geldi aklıma.
Çok zengin bir ilçeydi. Gelirinin büyük kısmı kaçakçılıktandı! Hemen her şeyin kaçakçılığı yapılırdı. Cumhuriyet Caddesi üzerindeki birbirinden görkemli dükkanlarda Avrupa’da ne varsa bu dükkalarda hepsi vardı.
Belki yadırgıyacaksınız ama petrol kaçakçılığı da yapılırdı. Hem de en önemli, çok para getiren işlerden birisiydi.

Özdil’in sözünü ettiği saat kaçakçılığı ile ilgili çok hoş bir anekdot anlatılır.
İsviçreli saat üreticilerinin en iyi müşterileri o zaman Kilisli tüccarlardı. İsviçre’ye gidiyor dünyanın parasını ödeyerek çeşitli kalitede binlerce saat alıyorlardı.
Bir gün İsviçreli bir işadamı Cenevre’re bir yemekte tanıştığı birinin Türk olduğunu öğrenince şu soruyu sormuş:
Türkiye, Kilis’in neresinde?”
Gülmeyin, o zamanlar böyle bir sorunun sorulması olağandı.

Kilis şimdi bir il ve gerçekten güzel bir şehir. Ama artık Kilis, Kilislerin olmaktan çıktı çünkü göçmen olarak gelen Suriyeliler’in sayısı Kilisliler’den fazla.
Bakmayın şimdi Afrin harekatımız nedeniyle arasıra roket düşüyor, halk biraz tedirgin, Kilis’in geleceği çok parlak. Yanıbaşında da Türkiye’nin en büyük OSB’si kuruluyor. Zaten emlak fiyatları da sürekli artıyor ve satılık mal bulmak da bir hayli zor.

CHP Kurultayı