Ünlü ya da ünsüz olmak

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

Bir çok insanın hayalini ünlü olmak kaplar. Zengin olmak, ünlü olmak, popüler olmak bir çok insan tarafından arzulanır. İşte böyle düşünen insanlardan biri de 1694-1778 yılları arasında yaşamış, ünlü bir Fransız yazar ve filozof olan Voltaire’dir.

Fransız Devrimine ve Aydınlanma Hareketine büyük katkıları olan yazar hayatı boyunca ifade özgürlüğünü savunmuş ve bunu eserlerine yansıtmıştır.
Voltaire anılarında bir zamanlar ünlü birisi olmadığını, ünlü olmayı çok arzuladığını, bunun için çok çalıştığını ve en sonunda ünlü bir şahsiyet olduğunu yazar.

Yaşadığı dönemde ülkenin en ünlü kişilerinden birisi olmuştu. Durum böyle olunca bir süre sonra odasından çıkamaz hale gelmişti.
Çünkü o dönemde bir batıl inanç vardı. İnsanlar ünlü bir kişinin elbisesinden bir parça aldıklarında, kopardıklarında bu parçanın kendilerini kötülüğe karşı koruduğuna inanıyorlardı.
Bu elbise parçası güya onlara değer katıyor, kendilerini kazalara, belalara, kötülüklere, hayaletlere karşı koruyordu. Voltaire artık dışarı polis korumasında çıkıyordu.

İstasyona gidecek yanında polis, pazara gidecek kolunda polis, toplantıya gidecek polis korumasındaydı. Çünkü insanlar her fırsatını bulduklarında Voltaire’in elbisesini parçalıyorlardı.
Bazen ciddi şekilde yaralandığı oluyordu. Bir süre sonra bu durumdan çok sıkıldı. Artık evden dışarı çıkamıyordu. Yine anılarında “O zamanlar Tanrıya çok dua ettim. Beni bu durumdan kurtarması için çok yalvardım” diyor.
Bir süre sonra Voltaire ününü kaybetmeye başlamış ve normal yaşantısına geri dönmüştü.
Ünlü olmak çok arzulanan bir durum olsa da uzun süre sonra sizi rahatsız eder. İnsanlar her şeyi moda gibi takip ederler.
Bu gün size tapınan insanlar 3-5 sene sonra sizi tanımayabilirler, üzerinizde tepinebilirler. Bu gün devletin başında cirit oynarsınız, yarın ölünce mezarınıza tükürebilirler.
Bir zamanların ünlü kadın dansçısı, Atatürk’ün karşısında bile dans etmişti. O zamanlar genç ve güzeldi. Herkes etrafında pervane gibiydi. Ama aradan yıllar geçip yaşlanınca bir hastane odasında tek başına can vermişti. Yanında hiçbir Allah’ın kulu yoktu.
İşte Voltaire’ın sonu da böyle olmuştu. Bir süre sonra tamamen unutuldu. Dünyaya iz bırakan bu insan öldüğünde onunla vedalaşmak için mezarına 4 canlı gelmişti. Üçü erkekti ve dördüncüsü ise köpeğiydi.
Her zaman ünlü olmanın bir bedeli vardır. Hayatta sıradan, olağan, doğal ve ünsüz olmak kadar güzel bir şey yoktur. Hiç kimse sizin elbisenizi yırtmaya çalışmaz. Hayatı olağan ve doğal yaşarsınız.

Ünlü ya da ünsüz olmak