TAVUK HIRSIZI

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

Binlerce yıl önce Çin’de bir bilge yaşarmış.. Bir gün Çinli bilgenin tavuğunu çalmışlar. Bilge oğlunu çağırmış. “Oğlum ne yap et, tavuğu çalanı bul. Yoksa başımıza çok büyük felaketler gelir” demiş.

Oğlu bu durumu pek umursamamış. Ama birkaç gün sonra koşarak babasının yanına gelmiş. “Baba bizim koyunlardan ikisini çalmışlar.” Yaşlı bilge: “Oğlum, ben sana tavuğu çalanı bul demiştim ama sen bulmadın

Oğul, “Baba sen hala tavuk derdindesin” demiş ve oradan uzaklaşmış. Bundan sonra sırasıyla inek, at ve deve çalınmış. Ev soyulmuş. Aradan biraz zaman geçtikten sonra oğul ağlayarak babasının yanına gelmiş.

Baba kız kardeşimi kaçırmışlar” demiş. Baba öfkeyle cevap vermiş: “Sana demiştim ‘tavuğu çalanı bul’ diye. O gün onu bulsaydın bugün başımıza bu belaların hiçbiri gelmeyecekti. Tavuğumuzu çalabileceklerini anlayınca, her şeyi yapabileceklerini bildiler.

Günlük hayatta hep böyledir. Basit bir sorunu çözmediğinizde onu takip eden daha büyük olaylar meydana gelir.
Çocuğunuz basit bir şeyi çalar. Ses çıkarmazsınız. Bir süre sonra çalınan eşyaların miktarı ve değeri artmaya başlar. Bir süre sonra artık çocuğu kontrol edemezsiniz.

Eşler arasında tartışma olur. Erkek eşine elini kaldırır. Kadın eğer buna itiraz etmezse, önünü almazsa, gelecek sefer bunu tokat takip eder. Tokatı, dayak izler. Bir süre sonra kadının kırılmadık kemiği kalmaz.
Ama ilk el hava kalktığında eşinin elini tutup da “Hayır, senin sınırın buraya kadar” deseydi o el ikinci defa kalkmayacaktı.

Çığ için tedbir almak güzeldir, ama ilk kar topunun yuvarlanmasını önlemek daha da güzeldir. Tehlike büyümeden onu bertaraf etmek önemlidir.

TAVUK HIRSIZI