Demokrasiden ödün veremeyiz...

YAYINLAMA: 23 Şubat 2018 / 20.00 | GÜNCELLEME: 23 Şubat 2018 / 20.00

Mustafa Kemal Atatürk'ün iki kez denediği çok partili demokrasi denemesi sonuç vermedi. Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası ve Serbest Cumhuriyet Fırkası demokrasi için kuruldu ama iç ve dış nifak odaklarının gerici tutumları, yaşanan gericilik olayları ve isyanlar nedeniyle sözü edilen iki parti kapandı/kapatıldı.
Cumhuriyet'in kurucusu Atatürk; ülkede çok arzuladığı "Çok partili dönem"i göremeden yaşama veda etti.
Atatürk, 1937 yılında son kez geldiği Trabzon'da kentin eşrafıyla yaptığı sohbette kendilerine "Çok partili döneme ne zaman geçileceği" sorusuna; "En erken 20 yıl sonra" yanıtını vermişti.
Yıl 1937... Demek ki, Atatürk yaşasaydı çok partili dönem için yeni bir girişimi 1957 yılında yapacaktı.
Kısmet değilmiş.
Cumhuriyetimizin ikinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, İkinci Dünya Savaşı'nın bitiminde; dünyanın iki bloğa (Doğu-Batı) ayrılmaya başladığı dönemde, Batı dünyasının da istemesi sonucu "Çok Partili Dönem"e geçiş kararı aldı. İşte bu amaçla demokrasinin ülkeye kazandırılması için partiler kurulmasına, serbest seçim yapılması kararını açıkladı.
Öyle bir dönem ki; kim biliyor demokrasinin ne olduğunu?
Demokrasi; karaborsanın sonlanmasıydı. Ucuzluktu... Ezanın Türkçe okunmasıydı...
Ekmeğin karnesiz, istediğiniz miktarda alınıp tüketilmesiydi...
Gazyağının, şekerin, kalayın, çayın, kaput bezinin, tuzun rahatlıkla bulunup alınmasıydı.
Demokrasi; "Artık yeter"di sloganıydı DP'ye göre...
Ama, Atatürk'ün "Yurtta sulh, dünyada sulh" ilkesinden söz edilmiyor, yurttaşa ifade edilmesi gereken; "Kardeşlik... Ulusal birlik, beraberlik..."ten nedense kimse söz etmiyordu.
Öte yanda Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, böyle kritik bir dönemden geçerken söylevlerinde hep ulusal birlik ve beraberlikten söz ediyordu.
Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, 1946 Kasım ayı başında , TBMM'nin yeni yasama dönemine başlaması nedeniyle yapacağı konuşma için Meclis'e geldiğinde , CHP milletvekilleri kendisini ayakta karşılayıp alkışladılar.
DP milletvekilleri ise oturdukları yerden kıpırdamadılar ve alkışlamadılar.
Buna rağmen, İsmet İnönü ilk kez, parti ile hükümeti birbirinden ayrı örgütler olarak kabul eden bir konuşma yaptı ve:
"- Şimdi bütün gayretimiz parti ayrılıklarının vatandaşlar arasında düşmanlık yaratmamasına yönelmiştir; Vatandaşlar, Hükümet'in parti hükümeti değil, Cumhuriyet Hükümeti olarak görev yapabileceğine inandıkça yeni siyasi hayatımız temelleşecektir ve gelişecektir." dedi. (Mahmut Goloğlu/Demokrasiye Geçiş-S:169)
Demokrasimiz, İnönü'nün yukarıya aldığımız anlayışıyla bu günlere geldi.
Kimse yeni yeni heveslenmelere kapılmasın. Demokrasinin de, Cumhuriyetin de dayanağı ülkedeki ulusal birlik ve beraberliktir. Buna sıkı bir şekilde sarılma zamanını yaşıyoruz.

Demokrasiden ödün veremeyiz...