GTO’nun 105 üyesi de görev bekliyor…
Gaziantep Ticaret Odası’ndaki seçimler büyük heyecan içinde geçti. Bazı gruplarda 3 liste, hatta birisinde 4 liste yarıştı.
Büyük rekabetin yaşandığı seçim tam bir demokratik düzen içerisinde, Oda tarihine geçecek olgunluktaydı.
Oda seçiminin ilk aşaması böylece tamamlandı.
10 Nisan’da Meclis Başkanı, Yönetim Kurulu Üyeleri ile Başkanı seçilecek. Diğer bazı görevlendirmeler de var. OSB’ye temsilci, TOBB delegeleri vb gibi.
Meclis 105 üyesi ile toplanacak. Gelen haberler, bütün üyelerin görev beklediği yönünde.
İkinci aşama, birinciden daha zorlu geçeceğe benziyor. İki ayrı liste, belki üç listenin çıkacağı tahmin ediliyor.
Oda seçimlerinin milletvekili seçimlerinden daha zor, daha çok çalışma gerektirdiğini söylersem lütfen inanın!
Bu işe yürekler nasıl dayanıyor, varın siz tahmin edin!..
Antepliler Oda seçimleri konusunda çok mahirdirler. Uzun atlatma, pentatlon gibi spor terimlerine uygun çalışmalar yapılır ve uygulanır!
Hani "Kafasında kırk tilki dolaşıyor, kırkının da kuyruğu birbirine değmiyor" deyişi vardır ya, işte bu tam da bizim Oda seçimleri için söylenmiştir dersem yine lütfen inanın.
Anladığım kadarı ile bu seçimde siyasi partilerin pek rolü yok. Gerçi bazı çalışmalar var, ama nüfuz istismarının bir sonuç vermeyeceği belirtiliyor.
Grupların münavebeye gidebileceklerini duydum.
Yani, iki sene sonra yapılacak Meclis Başkanlığı ile Yönetim Kurulu Üye ve Başkanı yenileme seçiminde koltuklarını yenilere bırakacak. Bu çözümün daha önce de denendiğini biliyorum.
Şurası bir gerçek ki, bu dönem geçen dönemin sıkıntılarını unutturacak, GTO’ya hakettiği ivmeyi kazandıracaktır.
Heracleitos’tan vermeyin, verin diyalogu!
Efes’te yaşamış Aristo öncesi filozoflardan
Heracleitos dermiş ki;
Mutluyken söz vermeyin.
Kızgınken cevap vermeyin.
Üzgünken karar vermeyin.
Peki ne verin?
Zamana kıymet verin.
Sağılığınıza önem verin.
Dostlarınıza değer verin.
Biraz kilo verin, sadaka verin,
Sevginizi verin, bilginizi verin.
Bir insan yetiştirin ve ona el verin…
Adem ile Havva Türk’tü!..
Bir Fransız, bir Alman ve bir Türk müzede, ‘Adem ile Havva Cennet Bahçesinde’ tablosuna bakıyorlar.
Alman:
Bedenlerinin kusursuzluğuna bakar mısınız? Adem ile Havva mutlaka Alman olmalı…
Fransız:
Havva ne kadar güzel, Adem ne kadar yakışıklı. Bu denli çekici olduklarına göre, hiç kuşkusuz Fransız olmalılar…
Türk, tabloyu uzun uzun incedikten sonra kararını vermiş:
Bunlar kesin Türk’tür. Üstte yok başta yok! Elmadan başka yiyecek yok ama hala kendilerini cennette sanıyorlar!..
Bu resim benim için çok anlamlı.
Ankara’da, başkentimizde, dünyanın önemli iki liderinin ortasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın elleri diğer iki liderin ellerini kavuşturuyor.
Hangi açıdan bakarsanız bakın, bu bir güçtür. Türkiye’nin dünyaya net bir gösterisidir.
Dünyanın önemli gazeteleri bu fotoğrafı birinci sayflarında yayınladılar.
Rusya’dan şu kadar mal alıyoruz, dünyanın parasını ödüyoruz, tabii ki gelecek!
Böyle düşünürseniz yanılırsınız! Biz, bazı ülkelerden neler neler aldık ta, yüzümüze bile bakan olmadı.
Şimdi…
Sevin veya sevmeyin, böyle bir gösteri tarihimizde daha önce yapılmadı. Ama şimdi davet ediyoruz, geliyorlar ve aynı kare içinde mutluluk pozları veriyorlar.
Bir de bu açıdan değerlendirin…
RSS