Sinan Tanyıldız

YAYINLAMA: 30 Mayıs 2018 / 20.00 | GÜNCELLEME: 30 Mayıs 2018 / 20.00

Kaybından büyük elem duyduğum güzel insan Sinan Tanyıldız, Cengiz Halil Çiçek’le ortak dostumuzdu.
Cengiz, Sinan’ın Adana’daki cenaze törenine katıldı; ardından da mükemmel bir yazı kaleme almış. İzniyle, yazısını köşeme aldım.
Güzel anılarla dolu yazıyı gözyaşları ile okudum. Sevgili Sinan’a, ailesine, sevenlerine başsağlığı diliyorum. Allah rahmet eylesin.


SİNAN AĞABEY’İN ARDINDAN

Pazartesi günü saat 19 sularında arabadan inip, çantamı ve poşetleri alıp asansöre yürüdüğüm sırada telefonum çaldı. Adeta Murphy Kanunu gibi, ne zaman ellerimde çanta vs. olsa telefonum çalar. Elbette açamadım. Yukarıya çıkınca kimin aradığına bakmak isterken merhum Erdal Çelik’in kızı Sevgili Melis’ten mesaj geldi; “Cengiz Amca, Sinan (Tanyıldız) Baba’yı kaybettik.” Hemen Melis’i aradım, Sinan Ağabey’in kızı aramış, acı haberi o söylemiş.

Adana’da dostları aradım, detay bilgi alayım diye ama neredeyse tamamına yakını durumu benden öğrendi. Sayın Erdal Fernergiz Ağabey’i aradım, telefonu meşguldü. Yeniden aradığımda ses tonundan sadece “doğru mu” diye sorabildim, “doğru, şimdi hastaneye gidiyorum” diyebildi. Sözün bittiği yere gelinmişti. Sinan Ağabey’i maalesef kaybetmiştik. Adana denilince Sinan Ağabeysiz, Sinan Ağabey denilince Adana’sız düşünemeyeceğim bir tablo bir anda kararmıştı.

Bir anda zihnim adeta filmi geriye sardı. Sinan Ağabey ile sanırım 1980’li yılların sonuna doğru, o dönemde Hürriyet’in temsilcisi olan Sevgili Yusuf Abi (Ağar) vesilesi ile tanışmıştık. Gaziantep’e bir gelişinde, Gaziantep Sabah Gazetesi’nin sahibi, Yusuf Ağar Bey ile gazete dağıtım şirketinde ortak olan Sayın Aykut Tuzcu Bey, Sinan Bey ve ben otururken, Aykut Bey, “Bırak Anadolu Ajansı’nı da bize gel” dediğinde, Sinan Bey’in, esprili bir şekilde “Buraya alın da biz de rahat edelim” demesine gururlanmıştım.

Yıllar ilerledikçe kendisini tanıyan herkesin olduğu gibi benim de Sinan Ağabey ile dostluğumuz gelişti, pekişti. Bir seferinde, o dönem Hürriyet Çukurova Temsilciliği’nde çalışan Yeniçağ Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Sevgili Hayri Köklü, Sinan Ağabey ve ben Adana’da eğlence mekanlarını gezdik. İş olsun noktasından ötesi yok. Sinan Ağabey paltosunu omuzuna atmış, bacağındaki rahatsızlığından dolayı aksayarak yürüyor. Hayri Köklü işin gırgırında. Esprileri birbiri ardına patlatıyor.

Sinan Ağabey’in önünde ama yanında yürüyor, “Buyur Baba” diye yol açıyor! Bunu birkaç kez tekrarlayınca, Sinan Ağabey’in, “Baba, baba derken birilerinin bana sıkmasına yol açarsan o zaman seninle konuşuruz” demesi ayrı bir anı olarak hafızamda yer edindi. Adana’ya hemen her gidişimde gördüm. Bazen Abdulkadir Konukoğlu Bey ile bazen o dönem SANKO Okulları Genel Müdürü olan Sevgili Murat Köylüoğlu ve Genel Müdür Yardımcısı Sayın Sevim Karakaş’la giderdik.

Hürriyet Çukurova – GAP Gazetesi’nde köşesinin adı Dostça idi. Her zaman bizleri dosta karşılamıştır, sütunlarında dostça yer vermiştir. Merhum Erdal Çelik ve Sevgili Turan Polat ile de kendisini ziyaret etmiştim. Birkaç kez benden haftada bir Gaziantep’i yazmamı istedi. Çok güzel bir öneriydi ama SANKO Holding’teki görevim nedeni ile her seferinde teşekkürlerimi sundum. Köşesinde sosyal medya paylaşımlarıma zaman zaman yer vererek, dolaylı olarak önerisini gerçekleştirmiş oldu.

Sinan Ağabey ile SANKO’nun Narlı Çimento Fabrikası inşaatına gittik, Adil Sani Konukoğlu Bey ile görüştü, notlar aldı. Kısa zamanda inşaatın geldiği noktaya hayranlığına, köşesinde de yer vermişti. Kalın bağırsak kanserinden ameliyat olduğum dönemden sonra beni aradı ve Adana’da bir dostunun çekirdeği ile üzümü çekerek üzüm suyunu şişelediğini, bu ürünün antioksidan etkisinden dolayı bana çok yararlı olacağını söyledi.
“Abi iletişim bilgilerini verirsen temin ederim” dediğimde, “Öyle bir şey olmaz. Ben sana gönderiyorum” yanıtını verdi. “Lütfen, ben temin ederim ama illa ki siz gönderecekseniz otobüs kargosu yapabilirsiniz” demem hiçbir anlam ifade etmedi ve kasalarla üzüm suyunu otomobiliyle gönderdi. İşte Sinan Bey böyle bir ağabeydi. Bir seferinde talebimizi kabul ettiler ve DHA Bölge Temsilcisi Sayın Orhan Apaydın Ağabey ile SANKO Okulları’nda öğrencilere gazeteciliği anlattılar.

Adana’ya gideceğim zaman arardım ve uygunsa uğrayacağımı söylerdim. “Ya bırak böyle aramaları. Yabancı mısın? Geçerken uğrarsın” demesi dostluğunun ne güzel ifadesiydi. Sinan Ağabey bir başkaydı. Güzellikleri görürdü. Kötüyü herkesin yazıp çizdiğini söylerdi. Bardağın dolu tarafı olduğunu hiçbir zaman göz ardı etmezdi. Abi diye gelen, Sinan Bey diye arayan herkese yardımcı olmak için çırpınırdı. Gönlü geniş, emeği ucuz, katkısı ölçülemezdi.

Merhum Erdal Çelik gazete çıkarmaya karar verdiğinde, adının Beyaz Sayfa olmasını önermekle yetinmeyip, neler yapması gerektiğini akşam Gaziantep’e gelip, geç saatlere kadar Erdal’a bizzat anlatmıştı. Bir seferinde aramış ve SANKO Park yönetiminin isteği üzere PR işlerini ismini verdiğim bir kişiye yaptırmamız konusunda görüşünü sorduğumda, “Senin olduğun yerde bir başkasını nasıl önerirsin? Ne istedin de yapılmadı? O kişi senin kadar etkili mi olacak” diye sorarak beni gururlandırmıştı.

Sinan Ağabey’i her zaman “Türkiye’nin ikinci Hıncal Uluç’u” olarak değerlendirdim. Her zaman hoşgörü, sevgi ve motivasyon içeren satırları ile bölgenin “Yaşam Koçu” ya da “Mentorü” konumundaydı. Rahatsızlığı dolayısıyla yıllar içerisinde yürüme güçlüğü çekmeye başladı ve adeta ofisi ile evi arasında kaldı. Gaziantep’e davet etmek isterdim ama sanki durumunun farkında olmadığımı düşünür diye teklif edemezdim. SANKO Okulları programı fotoğraflarda kaldı.

Pazartesi günü geç saatlerde Sinan Ağabey için saat 14.00’te Hürriyet Gazetesi’nde, 14.30’da Çukurova Gazeteciler Cemiyeti’nde tören düzenleneceği, ikindi namazının ardından da Kabasakal Mezarlığı’nda ebediyete uğurlanacağı bilgisi geldi. Ertesi gün programlara katılmak için Yusuf Ağar Bey ile yola çıktık. Acımız ruhumuzu kemirirken anıları paylaştık. Bu arada Adana’dan dostlar arıyordu, “neredesin” diye soruyorlardı, “gelecek misin” demiyorlardı, geleceğimi biliyorlardı, ne mutlu bana. Gelmez miyim?

Ne kadar yazsam, eksik kalacak. Sinan Ağabey’e Allah’tan rahmet, kederli ailesine sabır ve başsağlığı dilerim. Sevgili Erdal Fernergiz Ağabeyin şahsında Hürriyet Ailesine, Sevgili Muzaffer Bal ve Sevgili Orhan Apaydın ağabeylerin nezdinde dostlarına, kadim dost Cafer Esendemir’in şahsında basın camiasına sabır ve başsağlığı dilerim. Sinan Ağabey’e Allah rahmetini esirgemesin, mekânı cennet olsun. Başımız sağ olsun.




Sevgili Sinan hayata hep gülümseyerek bakardı. Dost canlısıydı. Herkesin sevgisini, saygısını kazanmış, arkasında güzel anılar bırakmış mükemmel bir gazeteciydi.



SANKO Okulları Genel Müdürü Murat Köylüoğlu’nun daveti üzerine DHA Çukurova Bölge Müdürü Orhan Apaydın ile Sanko Okullarına konferans için geldiğinde toplu halde çekilen bu güzel resim anılarda kaldı.

Sinan Tanyıldız