Sen benim kim olduğumu biliyor musun?

YAYINLAMA: 07 Haziran 2018 / 20.00 | GÜNCELLEME: 07 Haziran 2018 / 20.00

Belçika'da düğün konvoyu ile trafiği aksatan 18 Türk'e 5 yıl boyunca trafikten men ve 2000 Euro para cezası verilmiş, 6 araca da el konulmuş.

Davaya bakan hakimin sözleri ise tam bir insanlık dersi:

 

Sadece trafik sıkışıklığına neden olmakla kalmıyorsunuz, aynı zamanda diğer sürücülerin sinirlenmesine yol açıyorsunuz. Davranışınız agresifliğe ve sonucunda ırkçılığın artmasına neden oluyor. Zaten yeterince ırkçı var, buna karşı durmanız gerekiyor! Eğer eğlenmek istiyorsanız hakkınızdır ancak böyle olmaz!

Yaptığınızın diktatöryal bir tarafı var. Yollar hepimize ait ve kimse kendi malı gibi kullanamaz. Yolu tıkarken o esnada hastaneye yetişmeye çalışan birinin vaktini çalmış olabileceğinizi düşündünüz mü? E17 Avrupa’daki en kalabalık otobanlardan biri. Sizin dans edebileceğiniz bir yer değil.”

 

Bizimkiler, “Sen benim kim olduğumu biliyor musun?“ diyememişler anlaşılan!

Bunu kendisine anlatan arkadaşının anlattıklarını bana naklederken kendi tecrübelerini de eklemiş.

Anlatan uzun yıllardır İngiltere’de yaşayan bir arkadaşım. İşte bu da kendi tecrübesi:

 

“Bizim yaşadığımız köy İngiltere Başbakanı Theresa May’in evine çok yakın. May, Cumartesi ve Pazar günleri bizim süpermarkete alışverişe geliyor. Sivil hayatında aynı bizim gibi davranıyor. Kasada sırada bekliyor, kimse de ona Başbakan diye bakmıyor bile... Aynı şekilde bir önceki başbakan David Cameron da Cuma günleri kızını okuldan almaya gelirdi, okulda spor gününe,  “babalar koşusuna” falan katılırdı.”

 

Arkadaşımdan gelen bu hikaye çok hoşuma gitti.

 

 

 

 

Süleyman Demirel’in ardından...

 

Bir başka arkadaşımın yolladığı bu nefis anekdotu da sizinle paylaşmak istedim. Bütün yazı ona ait.

 

Hatırlayacaksınız, bir zamanlar özel TV kanallarından birinde ‘Kırmızı Koltuk’ diye bir program yapılırdı.

Zamanın önemli gazetecileri kırmızı bir koltuğa önemli bir şahsiyeti oturtur ve sorularla onu sıkıştırmaya çalışırlardı.

 

Bir gün Süleyman Demirel o koltukta oturuyor ve aralarında Emin Çölaşan'ın da bulunduğu muhalif gazeteciler hücuma geçmişler, ancak Demirel her zamanki geyikleri ile hepsini bertaraf ediyor.

 

Sıra Emin Çölaşan'a geliyor ve soruyor; "Sayın Demirel,

biliyorum ki siz beni hiç sevmezsiniz bende sizi, ancak ben sizin zekanızı ve ileri görüşünüzü her zaman takdir etmişimdir. Size tek bir sorum olacak, net cevabınızı rica ediyorum. Benim için oldukça önemli" diyor ve soruyor:

 

"Türkiye Avrupa Birliğine girecek mi girmeyecek mi?"

 

Demirel bu kadar ciddi bir soru karşısında hiç zorlanmıyor, gerdanını yana doğru attıktan sonra:

 

"Güzel kardeşim, bir şeyin girebilmesi için diğer şeyin açılması gerek" diyor...

 

Gülme krizinden sandalye üzerinde gazeteci kaldığını hatırlamıyorum...

 

 

 

 

 

 

Milyoner sayımız 150 bin oldu!..

 

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu verilerine göre,  hesabında 1 milyon lira veya üzeri parası olan mudi sayısı, bu yılın ilk 4 ayında 10 bin 739 kişi artarak 149 bin 719'a yükseldi

 

Geçen yılın sonuna göre 10 bin 739 kişi artan milyonerlerin toplam mevduatı 995 milyar 484 milyon liraya ulaştı. Milyoner başına düşen ortalama mevduat da 6 milyon 649 bin lira olarak hesaplandı.

Bu milyonerlerin mevduatlarının 458 milyar 36 milyon lirası yerel para cinsi, 446 milyar 344 milyon lirası döviz tevdiat hesabı, 3 milyar 606 milyon lirası da kıymetli maden depo hesaplarından oluştu.

 

BDDK verilerine göre, yurt dışında yerleşik mudilerimizin sayısı Nisan sonu itibariyle 13 bin 580'e yükseldi. Yurt dışındaki milyonerlerin sayısı geçen yılın sonuna göre bin 569 kişi artarken, hesaplarındaki para miktarı da 87 milyar 498 milyon lira olarak belirlendi. 

 

Sırf bilginiz olsun diye köşeme aldım. O kadar!

Sen benim kim olduğumu biliyor musun?