Gazeteler toplumun aynasıdır!..

YAYINLAMA: 19 Haziran 2018 / 20.00 | GÜNCELLEME: 19 Haziran 2018 / 20.00

Çok sevdiğim bir arkadaşım Gaziantep’e önemli bir eser kazandırdı. Güzel bir açılış yapıldı ve halkımızın hizmetine sunuldu.

Arkadaşım açılışı yapanlara teşekkür etmek istedi. Hazırladığı teşekkür metninin ilan olarak yayınlanması için yakından tanıdığı bir-iki gazeteye gönderdi.

Herhalde kendisini uyarmış olacaklar ki, telefon açıp ilanın yayınlanmamasını rica etti!

Haklıydı! Çünkü başına iş açacaktı!

Ne kadar günlük, haftalık, aylık gazete varsa hepsi “Bu ilanı bize niye vermiyorsun” diye başına üşüşecekti! Hepsiyle papaz olacaktı! Bu nedenle vazgeçti.

 

Bir gazeteye ilan veya reklam verildi mi, hepsine verilmesi isteniyor, bekleniyor.

Bu konuda çok tecrübeli bir arkadaşımla konuşurken ona böyle bir şeyin herhalde yalnız Gaziantep’te olabileceğini söyleyince hemen itiraz etti.

Hayır öyle değil!” deyip bizden daha beter olan diğer illeri sayarken Adana’yı da sayınca şaşırdım!

 

Diyebilirsiniz ki, niye taviz veriliyor, bırakın istediklerini yazsınlar!

Eh işte, kazın ayağı öyle değil!

Hemen ‘şantaj müessesesi’ devreye giriyor!

Şahısların, kurumların açık tarafı aranıyor! Bunlar çok hassas şeyler, insanlar korkuyor, çekiniyor!

Üzülerek ifade etmeliyim ki, bu şantaj müessesesini çok iyi kullananlar ve müthiş yarar sağlayanlar var!

 

Kutlama ve taziye ilanları yerel basında taciz konusu olmayı sürdürüyor! Yaygın basın bu merhaleyi atlattı. 20. yüzyılın başlarında Paris basını, önemli birisi ölse de para kazansak dermiş! Gazeteler yüz sayfa çıkarmış!

 

Bizim hala yaşadığımız benzer sorunları Batı onlarca yıl evvel halletmiş.

Bizim ülkemizde en basit, en kolay şey gazete çıkarmaktır. Bir dükkan açmaya kalksanız en az elli yerden icazet almanız gerekir, iflahınız kesilir. Gazete çıkarmak için vilayete bir dilekçe kafi. Hatta vermeseniz de olur!

 

Ancak Batı’da böyle değil.

Gazeteyi yayınlayanlarda ve çalışanlarda konuyla ilgili yüksek tahsil şartı aranıyor. Örneğin Gaziantep’te bu sektörde çalışanların eğitim yönünden yüzde 95’ten fazlası bu şarta uymuyor. Diğer nitelikleri yazmayı gereksiz buluyorum çünkü hiçbirisi bize uymuyor.

Yaygın basında böyle değil. Neredeyse hepsi yüksek eğitimli. Hele yeni neslin çoğu yabancı lisan da biliyor.

 

Türkiye’de gazetelere kimsenin pek okumadığı ‘resmi ilan’ verilir. Bundan amaç o gazeteyi desteklemektir. Aslında düşünce olarak doğru ve gelişmekte olan bizim gibi ülkeler açısından çok önemlidir. Ancak, bu güzel düşünce istismar edilmektedir. Gaziantep’te çoğu birbirine benzer 14 resmi ilan alan günlük gazeteyle birlikte çok sayıda günlük ve haftalık gazete yayınlanmaktadır.

 

İşin en ilginç yanı nedir, bilir misiniz?

Bunların içinde yılda 10 milyon lira yatırım yapacak kadar kazanan da var, sürekli borç içinde yüzen de!..

İş bilenin, kılıç kuşananın diyeceğim de, dilim varmıyor!

 

Yazdıklarım gazeteleri suçladığım anlamına gelmemeli! Nihayetinde gazeteler toplumun aynasıdır!

 

 

 

Erdoğan ve Kılıçdaroğlu…

 

Artık şurası bir gerçek…

24 Haziran’da birinci turda Cumhurbaşkanı seçilemeyecek. İkinci tur yapılacak. TBMM’de de bir partinin kahir ekseriyeti olmayacak.

Bu bir devrim.

Yaratan ise, Kemal Kılıçdaroğlu, yardım eden de Recep Tayyip Erdoğan.

 

Kılıçdaroğlu hiçbir zaman muhalefet lideri olamadı. Yaradılışı, kariyeri, öngörüleri, iletişimi, altyapı ve tecrübesinin olmaması ve iyi bir çevre, destek grubu kuramaması etkin bir muhalefet yapmasının önündeki engellerdi.

 

Herşeyden evvel sempatik, güleryüzlü, cana yakın bir insan değildi. Müzmin CHP’lilerin dışında kimseyi partisine çekemedi. Baskın liderlerin karşısında direnemedi çünkü  yaratıcı gücü yoktu!

(Son Antep gezisindeki temasları, o makamda asla bulunmaması gereken İl Başkanı’nın kendisini yönlendirmesi vb, bu konuya ileride döneceğim)

 

Erdoğan’ı bıktıran, yıpratan, hırpalayan Muharrem İnce anasının karnından dün doğmadı!

(7 Mayıs 2018. Gazeteler. Uzun zamandır grup toplantılarına katılmayan Muharrem İnce ilk kez grup toplantısına katıldı. İnce, Kılıçdaroğlu’ndan önce salona girdi. CHP’li milletvekilleri İnce’yi alkışlarla karşıladı. Bugün İnce'nin adının CHP'de cumhurbaşkanı adayı olarak öne çıktığı iddiaları konuşuluyordu.)

Yani, bugün fenomen olan İnce’nin sahneye çıkışına daha 1.5 ay bile olmadı! Önünü hep kim kesiyordu? Kemal Kılıçdaroğlu!

Zannetmeyin ki, İnce’ye yolu gönlünden koparak, isteyerek açtı!

Ne münasebet! Çaresizlikten!

Yapılacak ne varsa biz yapıyoruz. Gereken neyse yerine getiriyoruz. Başkası gelip de ne yapacak ki! Biz hepsini yapıyoruz…” Zihniyetindeki bu insandan ne köy, ne kasaba olurdu! Zaten bir şey olmadı da…

 

İşte, Erdoğan’ın yaptığı önüne geldi!

Kılıçdardoğlu ile uğraşmasa, sık sık “Eyyy Kemal!..” demeyip yıpratmasaydı bugün rakip olarak karşısında o olacaktı ve de birinci turda cumhurbaşkanlığı çantada keklikti!..

 

Artık papuç pahalı!

İkinci tur olacağı kesin gibi. Google’un yorumunu da okursanız, daha iyi ikna olabilirsiniz. İkinci turda ne olur? O ayrı bir soru! Ama çok zor, çetin geçeceği aşikar…

Gazeteler toplumun aynasıdır!..