Muhalefet mafiş!..

Ortalık toz duman!..

Halbuki artık ekonomi siyasetin önüne geçmeli.

Muharrem İnce dayanamıyor!

Etraftan gazı da alınca ‘Kurultay’ için verdiği sözü unuttu, genel başkanlık için her şeyi göze aldı.

Üstelik nezaket sınırlarını da aştı!

2 ay önce sıradan bir milletvekili. Hitabet yeteneği, enerjisi, tecrübesi ve biraz da hazır cevap oluşu kendini bütün ülkeye sevdirdi.

Daha seçim gecesi Türkiye’nin en çok izlenen televizyonu FOX’la dalaştı!

Secim öncesi kendisine öyle böyle değil, bayağı esaslı destek veren, bu kadar oy almasında rol oynayan İsmail Küçükkaya ile dalaştı! Çok saçma bir polemiğe girdi.

Arkasından Türkiye’nin en çok okunan yazarı Yılmaz Özdil’e “…Şeresiz oğlu şerefsiz…” dedi.

Tabii biz de mal bulmuş Mağribi gibi erken üzerine atlayıp, “Yeni bir lider doğdu!..” dedik!

Engin Ardıç’ın dünkü yazısından bir bölümü paylaşmak istiyorum.

Muharrem İnce kaba bir adam.

Hem kaba, hem kabadayı.

Adı İnce ama kendisi kalın.

Efeleniyor, dayılanıyor, küfür de ediyor. (Bir polis memuruna dümdüz gitmişti, milletvekili olmasına güveniyordu, o küfürleri bugün de edebilir mi acaba?) Bu kabalık, Kılıçdaroğlu'nun "sinsi nezaketinden" sıkılan CHP kitlesine çekici geldi!

Çünkü "Tayyip'e posta koyabilecek" bir dayı istiyorlardı.

Kısa beyaz saçlı ve geçkince "Atatürk rahibeleri" de erkek olarak kendisini beğendiler.

(Meral Hanım da "cazgır kadını' oynamaya kalktı ama tutturamadı.) Kılıçdaroğlu küfür etmez.

Muharrem İnce bir "lider" değil ve olamaz.

Muharrem İnce bir "devlet adamı" hiç değil ve olamaz.

Muharrem İnce herhangi bir "kasaba politikacısı", bir "taşra yarı-aydını"...

Ucuz popülizm yapıyor, o kadar.

"Kuantum" bilmesi ya da bilmemesi de kimseyi ilgilendirmiyor.

Muharrem İnce’nin bu kadar acele etmesinin bence asıl  nedeni, erken veya zamanında yapılacak olan yerel seçimler!

Belediye başkan adaylarının tespitinde son sözün kendisinde olmasını istiyor. Çünkü bu konuda Kılıçdaroğlu ile anlaşmaları çok zor!

Aday seçimi son derece önemli. Kılıçdaroğlu kendine yakın siyasetçilerin önünü açacağı için daha sonra İnce’nin Kurultay kazanmasının mümkün olamayacağını şimdiden söylemek kehanet olmaz.

Şunun şurasında yerel seçimlere 8.5 ay kalmış, niye erken seçime gerek duyuluyor ki!

Ama kazın ayağı öyle değil işte!

CHP’nin hali ortada! Kurultay için imza verenler, gerekli oyu sağlayamazlarsa şutlanırlar!

Gerekli oy sağlanır, olağanüstü Kurultay yapılıp İnce seçirlirse, bu kez de imza vermeyen şutlanacaktır. Yani iki ucu şeyli bir değnekle uğraşacak CHP Kurultay üyeleri!..

CHP’de yaşanan benzeri bir sıkıntı da İyi Parti’de yaşanıyor!

Adının yazılmasını istemeyen kaynaklar, Genel Başkan Akşener’in partinin kuruluşunda “Cumhurbaşkanı adayı olacağım. Olamazsam torumunum yanına giderim” dediğini hatırlatarak bunun için kongreyi toplamasının zorunlu olduğunu söylüyor.

Aynı kaynaklar, seçimli olağanüstü kongreden çıkacak sonucun, yerel seçimler öncesinde partiyi olumlu etkileyeceği görüşünü savunuyor!!

Yani özetle muhalefet mafiş!

Bu da AK Parti’nin şansı.

Türkiye önemli bir geçiş dönemi yaşıyor! Az bilgi sahibiyiz. Bu değişim nasıl olacak yaşayarak öğreneceğiz.

İşte tam da bu meyanda muhalefet olmayınca işler daha rahat seyredecek!

Bunu da nasıl yorumlamak lazım, bilmiyorum!