Müthiş Almanya mektubu!..

YAYINLAMA: 04 Eylül 2018 / 20.00 | GÜNCELLEME: 04 Eylül 2018 / 20.00

Benim gibi Amerikan Koleji mezunu, ancak benden 25 yaş küçük okul arkadaşım Serkan, uzun yıllardan beri önemli mevkilerde çalıştığı Almanya, Köln’den bana gönderdiği mektupta bu ülkedeki bizimle ilgili Alman kamuoyunun görüşlerini anlatıyor.

Mektup o kadar güzel, bilgi ve tecrübe dolu ki, hiçbir kelimesi ile oynamadan köşeme aldım. Bana göre, ulusal basında bile bu kapsamda Almanya ile ilgili yazı çıkmadı. Okuyunca sizde bana hak vereceksiniz.

 

Aykut Abi,

Almanya'nın Türkiye'yle ilgili kafası bu ara karışık. Belki diyeceksiniz ki, ne zaman değildi...

 

İşin birinci boyutu, Alman halkındaki Türkiye resmi. Bu resim Erdoğan'dan yoğun etkileniyor. Alman kamuoyu eskiden AKP'ye sıcak bakardı, askeri vesayeti kırıp demokrasiyi getiren ekip diye pazarlanmışlardı çünkü o dönem. Sonra böyle olmadığı öğrenildi. Ama canım ekonomiyi kurtardı en azından diye kıvırtıldı, sonra onun da öyle olmadığı öğrenildi. Şu anda taban Erdoğan ve ekibine çok olumsuz bakıyor. Göçmen - Alman çatışmaları da bunu besliyor elbette. Örneğin bir sanat projesi olarak geçenlerde Wiesbaden şehrine bir Erdoğan heykeli dikildi. Heykel önünde kavga ve çatışmalar yaşanması üzerine tekrar kaldırıldı.

 

Almanya'da Erdoğan temelli kutuplaşma, Türkiye'dekinden ileri düzeyde. Yani Türkiye'de bazı şeylere "alışan" insan oranı Almanya'dan yüksek sanıyorum. Almanya'da, ya tapılıyor ya nefret ediliyor.

 

Öte yandan hükümet ve devlet düzeyinde ilişkiler sıcak. Büyük ihtimal iki nedenle:

1. Para, proje vs. ilişkileri.

2. Amerika. Almanlar yavaş yavaş bağımsızlığa oynuyor. Fransa da öyle. Biz artık ABD'nin peşinden gitmek zorunda değiliz, görüşü yaygın.

 

Bu yolun taşları Trump’ın ticaret savaşlarıyla döşenmedi aslında. Ta, ABD gizli servislerinin alenen Alman makamlarını (Şansölye’ye varana dek) dinlediğinin ortaya çıkmasıyla konuşulmaya başladı. Tabii Almanya'nın geleneksel olarak Ruslarla iyi ilişkide olması da sorunun bir başka boyutu. Bu iyi ilişkinin temelinde elbette Kuzey Akım enerji projesi var. Almanya, Ukrayna-Kırım konusunda neden iki yüzlü davranıyor sorusunun önemli yanıtlarından biri bu. Ancak neticede, Alman hükümeti AKP'ye yakın duruyor gibi.

 

Bundan birkaç ay önce CHP'nin veri tabanına bir ‘Truva atı’ sızdığı haberi küçük puntolarla duyuruldu. Programı üreten firmanın Alman olduğu ortaya çıktı. İlgili firma yöneticisi, valla biz Alman devletinden başka kimseye mal satmıyoruz, dedi. Konunun üstü örtüldü. Türkiye'deki seçimin arefesinde oluyor bunlar.

 

Bu sıcak ilişkilere rağmen, kamuoyunda Erdoğan nefreti öyle pekişti ki, bundan sonra çok aleni bir yakınlaşma pek mümkün değil gibi görünüyor.

Almanya iki sebepten Türkiye'yi yakında darmadağın edecek ekonomik krize engel olmak isteyebilir:

1. "Komşunun duvarı ateş aldıysa senin evin de tehlikededir" demiş Horatius.

2. ABD'nin (Trump'ın) küçük muharebelerde güç yitirmesi Avrupa'yla olan tarifelerinde insafa yöneltir umudu. Ancak esas soru şudur: TR krizine engel olmak için neleri yapmayı göze alır Almanya? Bence umulduğundan çok az şeyi.

 

Dolayısıyla Türkiye bu krizinden kendi başına çıkacak. Büyük ihtimal büyük kayıplarla ve köklü değişikliklerle. Ama uzun süreceğini tahmin ediyorum. Almanlar da, özellikle son yıllardaki göçmen dalgasının etkisiyle bendine sığmayıp taşan yabancı düşmanlığıyla mücadele etmekten fazla kafasını kaldıramaz zaten.

 

Irkçı AfD ikinci parti oldu deniyor. Büyük ihtimal Almanya siyasi sahnesi de büyük değişimlere gebe. Arap Baharı'nın AB'ye saldırı projesi olduğuna yavaş yavaş uyanmaya başladı insanlar. Ancak hukuk devletinde bazen uyansanız da eliniz kolunuz bağlı uyanıyorsunuz.

Şimdilik ekonomi çok iyi durumda, şaşılacak derecede iyi hem de. Türkiye'den bazı arkadaslar Deutsche Bank batacak, Almanya'yı da beraberinde batıracak, öngörüsünde  bulunuyor! Ama ekonomi verileri hiç olmadığı kadar olumlu deniyor. Ekonomi tıkırında olduğu sürece sorun yok. Ama orada bunalım başlarsa, Almanya'da, amiyane tabirle, çarşı karışır.

 

Sevgiler, saygılar,

Müthiş Almanya mektubu!..