Yitik duygular nerede?

YAYINLAMA: 28 Eylül 2018 / 20.00 | GÜNCELLEME: 28 Eylül 2018 / 20.00

Öyle durumlar yaşanır ki; ne yapacağını o an şaşırır insan...
"Aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık" durumu gibi.
Ama, yine de insan kendine bir çıkış yolu arar zorunlu olarak.
Çünkü, ortada "Dilsiz şeytan olma" gibi ilahi bir tanımlama var. Yüce kitabımız Kur'an- ı Kerim'de; bildiği doğruyu söylemeyen, susan kişi "Dilsiz şeytan" olarak tanımlanıyor.
İnsan olan için çok değerli bir yol gösterisi...
Ya da doğru bildiğini söylemekten çekinen için çok zelil/aşağılık bir durum.

***
Güncel yaşamın her anında "doğru-yanlış terazisi"nde olayları tartarken körü-körüne bir saplantı olan "particilik"le gerçekleri inkar eden çokça insanla karşılaşıyoruz ister istemez.
Yaşamı onlarla paylaşıyoruz yani...
Ve bir vesile iş siyasete geldiğinde "aklın yolu birdir" doğru öğretisini inkar edenler oluyor aramızda...
Ama siyaset böyle bir şey değil. Olmamalı da...
Siyaset spor kulübü taraftarı gibi olmak da değil ki...
Siyaset; "Eğriye eğri, doğruya doğru" diyen/diyebilecek erdemli kişilerin alanı olarak bilinir ve bu anlayışla yaşanılır.
Doğruyum... Doğrusun... Doğru...
Doğruyuz!.. demekle olmuyor.
"Doğru muyuz?..." Bu soru ya da durum önemli?..
Bu soru belleklerden hiç çıkmamalı...

***
Erdem; yani "doğru" olma düşüncesi, anlayışı ve bunun sonucu paylaştığımız eylem; yaşamın pusulası olmalı...
Yol gösterici, öğretici olmalı.
"Erdemli" sıfatı; "yakıştırma" olarak başkalarına layık görülmemeli...
Hele de, kültürel anlamda gelişmemiş beyinlerin böyle bir sıfatı başkalarına yakıştırması hiç yaşanmamalı.
Aşık Veysel ne güzel söylemişti yaşamında bizim için;
"Aldanma cahilin kuru lafına/ Kültürsüz insanın külü yalandır/ Hükmetse dünyanın her tarafına/ Arzusu hedefi, yolu yalandır."
Yaltaklanan, çıkarcı, üçkağıtçı, yalancı tipler; çıkarları için kuyruk salladıkları durumların toplumsal yaşamda yarattıkları acı manzaradan en çok erdemli olanlar ızdırap/acı duyuyorlar ne yazık ki...
Erdemli insan elbette acıyı sevmez, ama ortak yaşamın diğer paydası kimi insanların davranışları/tutumları onun yaşanın acı biberi oluyor kimi zamanlar.

***
24 Haziran seçimi öncesi şeker fabrikalarının alelacele satışı vardı.
Kamuoyu bu satışın ülke zararına olduğunu -özellikle muhalefet- dile getiriyor, uyarı yapıyordu.
Muhalefet bir yandan da satış eylemi sonucunda pancar üreticilerinin seçimde oyunu alacağını umuyordu.
Umulan dağlara kar yağdı, muhalefet "hava aldı."
Şu günlerde şeker fabrikalarının satışı konusu yine ülke gündeminde...
Fabrika satınalan bir firma aldığı fabrikayı iki ay sonra bir başkasına satmış.
Oysa, kamuoyuna yapılan açıklamalarda fabrika satınalan firma beş yıl üretime devam ettiği gibi fabrikasını bir başkasına devredemeyecekti.

***
Peki, şimdi biz ne diyelim?
Bizim Karadeniz'de bir beklenti peşinde koşulur, sonuçta umulan bulunulmayınca " Bu yayuğun ayranı haboyle olur" denir.
Siyaset bu...
Erdem, dürüstlük, vefa, saygı, siyasal ahlak, bilgi...
Böyle bir yitiğe ilişkin ilan gördünüz mü gazetelerde?
Bir sevgi tapınağına sığınmıştık bilen yoktu
var olan herşeyde sevgimiz vardı
nasıl bir akımdı ki estikçe üzerime
yenilenen bir tazelikle başlardı yine aşkımız
sen dal uçlarında yeşeren tomurcukları merak ederdin nereden geliyorlar diye
bak bu sevginin temelimde o tomurcukların masum temizliği var
kelebekler birazdan gelip yoklayacaklar
sen masumluğusun bu sevginin
güller gibi açtığında.

Yitik duygular nerede?