Hayal

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

Küçük bir kasabada bir rahip yaşıyormuş. Rahip sabahleyin dilenci tası ile çarşıya yemek dilenmek için çıkmış. Hayır sever bir vatandaş rahip’in tasına bir kepçe pirinç lapası koymuş.
Pirinç lapasını alan rahip onun bir kısmını yemiş ve geri kalanını da bir kavanoza koyarak yatağının üstüne asmış. Karnı doyan rahip yatağa uzanmış ve yatağın üzerinde sallanan kavanozu seyrederek hayallere dalmış. “Başımın üstünde bir kavanoz pirinç lapası” diye düşünmüş.
“Şimdi kıtlık olsa, ben de bu pirinç kavanozunu 100 rupiye satsam, o 100 rupi ile iki tane keçi alırdım. Keçiler 6 ayda bir ikiz yavrular, birkaç yıl içinde keçileri satarak birkaç tane inek alırdım.
İnekler buzağılar ve birkaç yıl içinde ineklerim çoğalır. İnekleri satar onlarca at alırım. At çitliği kurarım.
Atlar çoğalır ve onları satarım.
Atları satmam zengin olmam demektir. Zengin olunca çok güzel bir ev yaptırırım. Zengin olunca güzel ve zengin bir kızla evlenirim.
Eşim adını “Aslan” koyacağım bir erkek evlat doğurur.
Oğlum benim dizlerime oturacak kadar büyür. Evin avlusunun yanındaki ağıla doğru gider.
Oğlum atlara çok yaklaşır. Ben de eşime oğlumu atların yanından almasını söylerim. Eşim ev işleri ile o kadar meşgul olur ki beni dinlemez.
Ben de ona kızar ve şöyle bir tekme atarım” demiş ve ayağı isteği dışında yukarı savrulmuş.
Tekme kavanoza çarpmış ve kavanozdaki pirinç lapası yüzüne dökülmüş. Rahip eli yüzü pirinç lapası olmuş bir şekilde yatağından doğrulmuş.

İnsanlar hayalleri ile yaşar. Hayalleriniz yoksa yaşamak istemezsiniz. Çocukların hayal dünyası çok geniştir. Yaşlı insanların hayallerinin de tükendiğini görürsünüz. Ego insana bazen böyle hayaller de kurdurur.

Hayal