Adımız çok büyük ama…

Pazar günü Hürriyet gazetesinin ‘Seyahat’ ekinin birinci sayfasının tümü, ‘Uğruna seyahat edilecek Anadolu'nun 10 lezzeti’ yazısına ayrılmış.

Görünce heyecanlandım, Antep’in reklamını yapıyorlar diye de sevindim.

Lezzet hikayesinin gezgin yazarı Sinan Hamamsarılar şöyle diyor:

“Anadolu’nun lezzet envanterini çıkarmaya ömrümüz yetmez. Köyden köye değişen tarifleriyle, her ilin kendine has dokunuşlarıyla yaptığı benzer yemeklerle, kocaman bir damak hafıza ağı olan bu toprakların gezisi de bir başka doyurucu oluyor. Instagram’da Tat Dedektifi adlı hesabımı açtıktan sonra profesyonel hayatta sürdürdüğüm işimi bırakıp, Anadolu’nun en özel ürünlerini, üreticilerini, yemeklerini tatmak için çokça seyahat ettim. 5 yıl içerisinde 500 bin kilometreden fazla yol yaptım! Her seyahatimde yeni bir peynir çeşidi, bir balcı, bir ot, bir pişirme ya da saklama tekniği öğrendim, öğrenmeye de devam ediyorum. Bu da beni hep yeni seyahatlere yönlendiriyor. Bugün de sizlere Anadolu’da bulabileceğiniz özellikli yemek ve ürünlerden bir liste yapmak istedim. Olur da bir hafta sonu seyahati planlarsanız bu liste yeme-içme rotası olarak size yol gösterebilir.”

Buraya kadar mükemmel! Acaba bizim hangi yemeklerimizi aldı, diye çok merak ettim doğrusu. Onlarca lezzet kitabımız var. UNESCO’nun seçtiği lezzet durağıyız. Gastronomi dediğin gibi eşittir Antep!

Anadolu’nun 10 lezzeti!

1. Bu döner rüyalara girer, Ankara’nın..

2. Dikkat: Damaktan mideye akar, mantı Sinop’un…

3. Börek çok, böyle pişeni yok, Adana

4. Bilen ellerde başkalaşan tat, bal, Fethiye

5. Türkiye’nin en zarif ve en özenlisi, kuzu kokoreç, İzmir

6. Yerli susam, geleneksel metot, tahin, Kaş

7. Lor peynirini bile kaymaktan ayırmak zor, gerisini düşünün, kelle loru, Savaştepe

8. İnsana bildiklerini unutturuyor, Kuşgözü lahmacun, Namrun

9. Taklit edilemez diğer kebaplarla düşünülemez, Tokat Kebabı, Tokat

10. Bileni az, bağımlısı çok, oğlak köftesi, Antalya

Adımız çok büyük ama, Anadolu’nun 10 lezzeti arasında yer bulamıyoruz!..

Çay ithal etmek zorunda kalabilirmişiz!

Bak sen hele!..

Giresun Milletvekili Cemal Öztürk, TBMM’de yaptığı konuşmasında çay konusuna değinerek, yeni çay bahçeleri kurulmasına izin verilmesi gerektiğini, aksi takdirde bir süre sonra Türkiye'nin çay ithal etmek zorunda kalacağını söyledi. Şöyle devam etti:

 ''Türkiye kişi başına çay tüketiminde dünyada birinci sıraya geldi. En fazla çayı biz tüketiyoruz. Çay sadece doğu Karadeniz Bölgemizde üretiliyor. Nüfusumuz her yıl yüzde birden fazla artıyor. Bir projeksiyona göre Türkiye 2023 yılına doğru net çay ithalatçı durumuna gelecek. Çay Kanunu'nda bir değişiklikle bu bölgede kurulacak yeni çaylıklar hem ülke ihtiyacını karşılayacak, hem de yörenin kalkınmasına katkı yapacaktır.''

Türkiye’de üretilen toplam kuru çay miktarı 260 bin ton. Tüketiler çay miktarı 350 bin ton.

Eeee, açık 90 bin ton nasıl temin ediliyor?

İthal ediliyor Cemal Bey ithal!..

Antep’te gittiğiniz yerlerde çay ikram ederken tercihinizi soruyorlar: Yerli çay mı? Kaçak mı?

Bu durumda siz Karadenizli, hırçın bir milletvekili olarak bu konudaki bilginizi revize etmelisiniz.

Yeni trend: Sıvılaştırılmış insan bedeni!

Hollanda Başbakanı Mark Rutte, ‘Avrupa ordusu’ tartışmalarına ilişkin, Avrupa'nın ABD olmadan kendini savunamayacağını söyledi. Nokta!

Başbakan Rutte, basın toplantısında yaptığı açıklamada, Avrupa ordusunun gerçekçi olmadığını belirterek, şunları söyledi:

"Avrupa ordusu düşüncesi Avrupa'nın kendini savunabileceği anlamına geliyor, fakat Avrupa kendini şu anda ABD'nin yardımı olmadan savunamaz. Dünya genelinde ve Avrupa'daki son yıllardaki güvenlik durumuna bakılırsa Avrupa'nın kendini koruyabilmesi imkansız. Ayrıca Avrupa'da dengelerin korunması ABD için de önemli."

Bu gerçeği Rutte cesaretle ikrar etti.

Kaşıkçı olayında ABD bütün dünyada haklı olarak ağır biçimde eleştiriliyor. Çünkü, Kaşıkçı’nın sıvı haline dönüştürülmesinin emrini Prens’in verdiği artık iyice gün ışığına çıktı.

Detaylı rapor güya bugün Trump’ın masasına konacak!

Peki ne olacak?

Hiçbir şey! Evelenip gevelenecek!

Nedeni ise yukarıda yazılı, ABD’ye çok para lazım. Avrupa bile korumayı ABD’den bekliyor!

Bu durumda parası çok olanların hatalarını görmemezlikten geleceksiniz!

Bizde de öyle değil mi? Parası çok olanların yaptıkları yanlarına kalmıyor mu?  Yakalanıyorlar mı?