Fransa’da neler oluyor? Birinci elden!..

YAYINLAMA: 11 Aralık 2018 / 20.00 | GÜNCELLEME: 11 Aralık 2018 / 20.00

Paris'te yaşayan bir dostun dün gece yarısı gönderdiği mektubu aynen köşeme alıyorum. Mektupta başka hiçbir yerde bulamayacağınız bilgiler ve yorumlar var.

 

Selam, diye başlıyor.

Herkes 1968'den beri Fransa'da böyle bir şey yaşanmadığını söylüyor. Bu tarihi an ancak televizyon karşısında yaşanabiliyor. Çünkü Paris'te kımıldamak neredeyse imkansız. Champs-Elysee başta olmak üzere, bütün büyük bulvarlar kapalı. Republique gibi büyük meydanların hepsine giriş çıkış da kapalı.

Kaç metro istasyonunun kapalı olduğunu ise kimse bilmiyor. Haberler 30 diyor, ama kesinlikle yalan! Ayrıca hangilerinin kapalı olduğu da özellikle söylenmiyor.

Eyfel ve Louvre’un tarihte ilk kez kapandığını söylersem, işin vahameti daha iyi anlaşılır diye düşünüyorum.

 

 

 

Her yerde yanan arabalar, yüzlerce TOMA, göz yaşartıcı gazların bulutları…

Akşama doğru zırhlı polis arabaları getirildi. Bulvarlarda dört nala at koşturan yüzlerce atlı polis… Binlerce ROBOCOP…

Paris, Bordeaux, Saint-Etienne, Marsilya, Toulouse ve daha nice şehirde eylemler sürüyor!..

 

Son durum şu:

Bugün devlet, dükkan kapar gibi Paris'i kapadı. Şu anda saat 23:50 ve devlet, 1,150'si Paris'te olmak üzere 1,385 tutuklama var, dendi. 118 eylemci, 17 Polis yaralı.

Burada BFM tv diye bir haber kanalı var, ülkede en yoğun izlenen tv kanalı ve oldukça bağımsız. Günlerdir 24 saat sadece olayları ve yorumları veriyor ve paneller yapıyor.

 

Önemli gördüğüm noktalar:

1. Aptalca bir algı operasyonu var: Sabah 08:00'de 1500 gösterici toplandı dediler. Ama aynı anda 700 tutuklama olduğunu söylediler. Saat 18:00'de tüm Fransa'da 125 bin gösterici var dediler. Bu o kadar saçma bir sayı ki, 2 milyon deseler yine komik kaçacaktı!

Resmi açıklamaya göre eylemcilere karşı 82 bin polis ve jandarma (Jandarma Fransa'da asker değildir, statüsü polise yakındır) görevlendirilmiş. İçişleri Bakanlığı'nın resmi rakamlarına göre Fransa'da 144 bin polis ve 98 bin jandarma var. Yani toplam 242 bin. Bunların sadece 90 bin kadarı sokak polisi. Yani ‘125 bin’ gösterici için 90 bin sokak polisinden 82 binini eyleme sokuyorlar.

 

Bu saçmalıklara herkes gülüyor, ama esasında iktidarın elinin

titrediğini gösteriyor.

 

2. Esasında bir bankacı olan Macron'un eli ilk günden beri titriyor. Eylem hedefine çoktan ulaştı ama Macron'un eli titrediği için eylemciler elde edebileceklerinden çok daha azını elde etmiş olduklarını düşünmeye başladılar ve bu yüzden büyük bir tatminsizlik içindeler.

Eylemciler sürekli hedef büyütüyor. Benzin fiyatlarıyla ne  alakası varsa şimdi öğrenciler de ayaklandı.

 

3. Macron'un desteği şu anda yüzde 17. Eylemcilerin desteği ise yüzde 70. Halk gücünü ve Macron'un güçsüzlüğünü gördü. Şu anda artık neredeyse bir ayaklanmaya dönüşen bu eylemlere en az zararla nasıl son verilebileceği yoğun olarak tartışılıyor.

 

Bence Macron "diyalog" diye yalvardıkça bu eylemlerin sona ermesine imkân yok.

 

4. Bence Macron'un şu anda en büyük korkusu, bir yıldan fazla bir zamandır savaşan ve sonunda geçen yaz başında yenilen işçi sınıfının bugün yorgunluğunu atıp devreye girme olasılığının nasıl önleneceğidir.

 

Gerçekten de CGT militanları başta olma üzere işçiler savaşa girdiği anda ufukta devrim bile görünür.

 

 

 

Sevginin gücü…

 

Kyrzayda Rodriguez, herkesin tanıdığı ünlü moda tasarımcısı.

Kanserin 4. evresinde olduğunu belirten sosyal medyaya yaptığı kısa bir açıklamanın ardından yaşamını kaybetti.

O kısa açıklamasında söylediklerini çok önemsedim. Belki okumak istersiniz diye düşündüm.

 

Kapımın önünde son model pahalı bir araba duruyor. Bana bir faydası yok!

Gardrobumda ne kadar ünlü tasarımcı, modacı varsa, imzalarını taşıyan elbiseler, ayakkabılar, çantalar var ama bana bir yararı yok!

Banka hesaplarımdaki paraların da bana bir getirisi yok!

İçi zevkle döşenmiş kocaman evimin bana ne yararı dokunabilir ki!

Bakın, hastanede kocaman, iki kişilik bir yatakta yatıyorum, dinleniyorum ama hafta sonu uçağa atlayıp bir yerlere gitmek için plan yapamıyorum.

 

Sahip olamadığınız şeyler için sakın üzülmeyin!

Sahip olduklarınız için sevinin, mutlu olun.

Eğer başınızın üzerinde bir çatı varsa, içinde ne var, ne yok umursamayın!

Bilin ve unutmayın, hayattaki en önemli şey, sevgidir

Son olarak…

Sevdiklerinizi ihmal etmeyin!..

Onlara ihtiyacınız olduğu zaman belki de onlarla aynı dünyada olmayabilirsiniz…

 

Bu yazının herkesin üzerinde aynı etkiyi yapacağını zannetmiyorum.

Ancak; ‘Sevgi’nin ve sağlığın değerini bilenler için düşündürücü ve yürek burkucu bir tecrübenin yalın hali bazılarını etkileyebilir!

 

Fransa’da neler oluyor? Birinci elden!..