Kaybolmak

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

Kral ülkenin en meşhur müzisyenini sarayına çağırıyormuş. Ama müzisyen bir türlü gelmiyormuş. Her seferinde bir bahane buluyormuş.
Sonunda kralın ısrarlarına daha fazla dayanamamış. Müzisyen Vina denilen müzik aletini çok güzel çalıyormuş.

Saraya müzik ziyafeti için gelen müzisyen “Saygıdeğer Kralım” demiş. “Vina mı tek bir şartla çalarım. Ben Vina’mı çalarken seyirciler takdir edası ile dahi olsa başlarını kesinlikle sallamayacaklar. Yerlerinden kımıldamayacaklar. Tek bir kişi dahi başını sallarsa çalmayı bırakırım. Şartım budur”.

Kral “Sen Vina’nı çalmayı sakın bırakma. Eğer sen çalarken bir kişi dahi başını sallarsa onun başını vurduracağım. Askerlerim başlarında bekleyecekler” demiş.
Akşam müzik dinletisinin olacağı şehir halkına duyurulmuş ve herkesin çok iyi düşünmesi istenmiş. Çünkü müziğin etkisi ile başını sallayanın başı kesilecekmiş. Şehir halkı bu müzisyenden müzik dinlemeyi çok istiyormuş ama kazara dahi olsa başını salladığında başının kesilecek olması onları korkutuyormuş. Bunun için kimse dinletiye katılma cesaretini gösteremiyormuş. Müzik dinlerken baştan olmak da varmış. Kafanın kesilmesi korkusu herkesi sarmış.

Binlerce insan içinden sadece 250 kişi bu dinletiye katılmak için saraya gelmiş ve yerlerine oturmuş. Bu insanlar hayatları pahasına da olsa hayattan, müzikten keyif almak isteyenlermiş. Ünlü müzisyen Vinasını çalmaya başlamış. Bir saat boyunca herkes heykel gibi sabit durup müziği dinlemiş. Askerler ellerinde kılıçları ile oracıkta bekliyorlarmış ve bütün kapılar kilitliymiş.

Havada tam bir ölüm korkusu varmış. Aradan biraz zaman geçince müzisyen en güzel nağmeleri çalmaya başlamış. Ve yavaş yavaş kafalar sallanmaya başlamış. İnsanlar müziğin etkisi ile kendilerinden geçiyorlarmış. Bu şekilde 50 kişinin kafası sallanıyormuş. Askerler hemen bu 50 kişiyi tutuklamışlar. Kralın karşısına çıkarmışlar.

Kral müzisyene “Şimdi bunların kafalarını kestireyim mi?” demiş. Müzisyen “Hayır, Kralım” demiş. “Ben bu şartı çok farklı bir sebepten dolayı size sunmuştum. Ölümü dahi göze alıp müziğim karşısında başını sallayan bu insanlar benim müziğimi dinlemeyi hak eden kişilermiş. Yarın sadece bu insanlar benim müziğimi dinlemeye gelebilirler”.

Kral başını sallayan dinleyicilere dönüp, “Bu şartı müzisyen koymuştu. O başınızın kesilmesini istemiyor. Bir şeyi merak ediyorum. Siz müzisyenin affedeceğini bilmediğiniz halde nasıl oldu da başınızı salladınız?”

İçlerinden birisi Krala cevap vermiş. “Saygı değer Kralım, biz bilerek, isteyerek ve farkında olarak başımızı sallamadık. Müzik içimize öyle işledi ki bir süre sonra kendimizden geçtik, bilincimizi kaybettik. İşte o anda başlarımız kendiliğinden sallanmaya başladı. Başımız sallanırken biz yoktuk. Biz müziğin içinde kaybolmuştuk.

İnsanlar bazen müzik gibi güzel şeylerin içinde bilinçlerini yitirip kaybolurlar. Bazen bir sinema filmi sizi alıp başka yerlere götürür. Bazen bir ibadet içinde kendinizi kaybedersiniz.

İnsan kendini güzel şeylerin içinde kaybettiği gibi kötü şeylerin içinde de kaybedebilir. Bazen bir öfke yumağı sizi yutar. Bilincinizi kaybeder ve katil olursunuz.
Kızgınlık, kin, nefret duyguları sizi insanlıktan çıkarabilir. Bazen alkolde, uyuşturucu da bilincinizi, kendinizi kaybedersiniz.
Siz siz olun güzel şeylerde kendinizi kaybedin.

Kaybolmak