Trump'un ipiyle kuyuya inilmez.
ABD Başkanı Trump, önceki aylarda yükselen itirazlarımıza karşın güney sınırımızda Suriye'deki terörist gruplara silah desteği yaptı mı?
Hem de nasıl!..
Binlerce kamyon lojistik malzeme...
Ne NATO üyeliğimizi taktı...
Ne de -nasıl algılıyorsa- "stratejik ortaklık" denen durumu!..
Şimdi ABD Başkanı, -nereden aklına üflemişlerse- Türkiye'ye güya bir iyi niyet gösterisi olarak Suriye'deki askerlerini geri çekeceği kararını açıkladı.
Yesinler böyle iyi niyeti!..
Güney sınırımızda, Suriye topraklarında PKK uzantılarıyla elele/gönül gönüle ol, onları silahla donat...
Sonra eğit... Şimdi de ben çekiliyorum, diyerek Türkiye'ye -aklınca-jest yapmaya kalk...
Şimdi yiyecek miyiz bu numarayı?
Coni aklı işte... Güye Türk kamuoyunu uyutacak...
Hiç kimse diyemiyor, ama ben şöyle;
"-Eeeeyy!..Trup, Suriye'deki PKK uzantısı teröristler ve onlara verdiğin silahlar ne olacak?" diyorum.
Trump'ın birbirini tutmayan söylem ve çıkışlarını dünya kamuoyu da şaşkınlıkla izliyor.
Dünya diplomasisi Trump'ın son kararının arkasında başka niyetlerin bulunduğunun yorumunu yapıyor.
ABD, Suriye'deki teröristleri yeterince eğittiği ve silahlandırdığına göre BOP'un (Büyük Ortadoğu Projesi) ikinci eylem planına geçileceğini tahmin etmek, söylemek yanlış olmaz.
Tam da seçime gidildiği bir dönemde Türkiye'nin başını ağartacak terör eylemleri
geliyor usumuza... Irak'ın kuzeyinde olduğu gibi Suriye'de de kendi güdümündeki terör odaklarına yaşam alanı yaratmak ABD'nin amacının olduğunu unutmayalım.
Ve soralım:
ABD, Arap ülkeleriyle kurduğu ilişkilerle her istediğini alıyor mu?
Her istediğini yaptırıyor mu?
Onlara istedikleri silahları satıp, silah sanayiini canlı tutuyor mu?
Petrolü istediği gibi alıyor mu?
Evet... Evet... Evet...
Yani, bu coğrafyada ABD'nin başını ağartacak ve dik duran ülke kala kala Türkiye ile İran kalmadı mı?
İşte o zaman, Türkiye'yi ve İranı hizaya getirecek komploları, huzursuzlukları, ekonomik sorunları kumpas yoluyla gündeme getirip iki ülkeyi rahatsız etmenin yolunu arayan bir ABD'nin varlığını, sergilediği tutumlardan ötürü inkar etmek "bakar körlük" olmaz da ne olur?
Türkiye'nin her alanda kalkınmasını, komşularıyla iyi ilişkiler içinde olmasını isteyen/arzulayan bugün var mı?
Yok!
Kimse kimsenin ela gözü hevesli değil. Tabii ki, kendilerine yeni yaşam alanı yaratmak için mazlumların rızkına saldıran, boğazını sıkan sömürücü Batılı devletler hiç değil.
O zaman şöyle düşünelim: Yüzyıl önce koca Osmanlı devletini parçalayıp bu coğrafyada kendilerine yaşam alanları açan Batılı sömürgecilerden ABD'nin Başkanı Trump'a inanmak ne anlama gelir, düşünmek gerek...
Trump, kendi halkının çıkarı neyse onu düşünüyor. "-Askerimi çekiyorum" diyen Trump'un sözünün arkadında hangi tuzak olduğunu düşünüp/yorumlayıp ona göre biz de önlemlerimizi hemen almalıyız.
Belli ki, Trump zaman kazanma peşinde! Bunu unutmayalım.