Bir kadirşinaslık teklifi…

Çok değer verdiğim iki derin anlamlı kelime var!

Vefa ile kadirşinaslık!

Vefa, Arapça kökenli bir kelime , ‘sevgi bağlılığı, sözünde durma’ anlamında kullanılır.

Kadirşinaslık ise, Arapça kadir (kıymet, değer) + Farsça şinas (bilen, anlayan) yani ‘değer bilir’ anlamında kullanılır.

Vefalı ve kadirşinas toplumlar, barış ve huzur içinde yaşadıkları için çabuk kalkınırlar.

Ancak bu değerlere sahip olmak ve bu değerleri icra edebilmek maalesef o kadar kolay değildir.

Geçtiğimiz günlerde Sani Konukoğlu’nun 25’inci vefat yıldönümünde vefalı ve kadirşinas dostları onu huşu içinde andılar.

Peki, 50’inci yılda da anılır mı?

Muhtemeldir ki, 25 yıl sonra koşullar değişecektir. Oysa, işte burada kadirşinaslık devreye girmeli ve bu değerin çok uzun yıllar anılabilmesi için isminin önemli bi yapıta verilmesi elzemdir.

Bu nedir derseniz, benim teklifim: Gaziantep Sani Konukoğlu Havaalanı’. Bu vefa, onu ölümsüz yapacaktır.

Bunun Türkiye’de güzel örnekleri var. Mesela, Sivas Nuri Demirağ Havaalanı.

Nuri Demirağ kimdir?

Türkiye Cumhuriyeti demiryolları inşaatının ilk müteahhitlerinden ve Cumhuriyet'in ilk sayılı zenginlerinden birisi olan Nuri Demirağ, 1886 yılında Sivas'ın Divriği kasabasında doğdu. Bir süre devlet memurluğu yapan Demirağ, daha sonra ticarete atıldı. İlk demiryolu müteahhidi unvanını elde eden Demirağ, 1936 yılında havacılık sanayiinin ilk temellerini attı. Beşiktaş Barbaros Hayrettin İskelesi’nin yanında Tayyare Etüd Atölyesi’ni kurdu. Bu atölyeyi kısa bir zaman diliminde dev bir fabrika haline getirdi.

Bizim örnekte konu sadece sanayi ile sınırlı değil. Antep, Doğu ve Batı medeniyetlerinin keşistiği yer olarak bilinir. Geç Hititler’in merkezi Karkamış ile Londra’nın nüfusu henüz 13 bin 500 iken, Doğu Roma’nın muhteşem merkezi Zeugma Gaziantep’te bulunuyor. Taşlıgeçit’te Prof. Nicolo Marchetti, 3500 sene evvel örgüde kullanılan yüzlerce ağırlık taşı/metali buldu.

İşte bütün bu kültürel merkezlerin gün ışığına kavuşmasında Konukoğlu ailesinin çok önemli desteği var. Ben yapılanları biliyorum, ama aile bunların yazılmasını istemiyor, ben de onların bu tavrına saygı duyuyorum.

Bakanlar Kurulu'nun Sivas Havaalanı'nın isminin Sivas Nuri Demirağ Havaalanı olarak değiştirilmesine ilişkin kararı Resmi Gazete'nin 22 Ağustos 2010 tarihli sayısında yayımlandı.

Bakan Binali Yıldırım, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla havalanının adının değiştirildiği Sivas’taki törende yaptığı konuşmada şunları söylemişti:

Sayın Başbakanımız hizmet yapan, bu ülkede taş üstüne taş koyan her vatan evladını taltif etmeye, onurlandırmaya hep özen gösterir. İşte Sivas Nuri Demirağ Havaalanı da onun ismini yaşatacak bir taltiftir.

Demek istiyorum ki, bunun için uzun bir prosedür gerekmiyor.

Gaziantep Belediyelerinin ve örneğin Gaziantep Kent Konseyi’nin alacakları onore ve tavsiye kararları Cumhurbaşkanımız Erdoğan’a sunulursa, o da uygun görürse kısa sürede gerçekleşir.

Uçaktan inenler kocaman pankartta şunu okumalılar:

Doğu ile Batı medeniyetlerinin keşistiği kültür, gastronomi ve sanayi şehrine hoş geldiniz.

Biliyorsunuz, boks spor olarak kabul ediliyor ve bütün dünyada milyonlarca seveni, takip edeni var. Ünlü ağır siklet boksörlerin kazandıkları paranın büyüklüğü dudak uçuklatıyor.

İnsanların birbirini öldüresiye dövmesi, inanılmaz heyecan yaratıyor, seyredenleri mest ediyor.

Tarihin ünlü boksörlerinden Muhammed Ali Clay’in maçları uzun sürmezdi! Rakibini hemen maçın başında abondone eder, yerde nakavt yatan zavallının etrafında çılgınca dans eder,  hayranlarını kendilerinden geçirirdi!!

Clay’ın adı, doğduğu Louisville kentindeki havaalanına verildi, birkaç gün önce..

Amerikalıların bu geleneklerini çok beğeniyorum. İnsanları onurlandırmak için fırsat kolluyorlar.

Arkadaşım İtalyan Prof. Marchetti’den öğrenmiştim. İtalya’da vefatlarından sonra isimlerinin önemli yerlere verilmesi, hep hatırlanması istenen insanlar için bir şart varmış. Vefatın üzerinden en az 15 yıl geçmeliymiş.

Ne kadar doğru ve isabetli bir karar, değil mi?