Ağır muhalefet ağırdan alıyor!..

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olağanüstü bir çalışma içinde. Günlük programını takip etmek bile baş döndürüyor. Yerelde de, Gaziantep’te belediye başkan adayları ziyaret etmedik ev bırakmıyorlar.

Muhalefet ne yapıyor?

Daha adaylarını bile tam tespit edemediler! ‘Sen-ben’ davasından birbirine giriyorlar!

CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, sevmediği isimler aday olunca hemen twitter’dan istifa etti. Ama daha gün doğmadan istifasını geri aldı! İstifa uzlaşma getirdi diye düşündüm.

CHP Genel Sekreteri Akif Hamzaçebi görevinden istifa etti. Küçükçekmece, Ataşehir, Maltepe ve Kadıköy adaylarına karşı olduğu ancak beklentilerinin karşılık bulmadığı ifade ediliyor. İstifası da kabul edildiğine göre Canan Hanım’a gösterilen ilgi genel sekreterden esirgenmiş!

CHP’nin Mehmet Fatih Bucak’ı aday gösterilmesini eleştiren FOX TV ana haber sunucusu Fatih Portakal, “Bir yerde Alper Taş’ı aday göster, başka yerde tehditte sınır tanımayan Mehmet Fatih Bucak’ı… CHP’de bu nasıl bir savrulma ve ilkesizliktir. Anlatan varsa anlatsın… Özgür Özel şimdi ne diyecek acaba?” demişti.

Bu trene Meriç’de Antep’ten bindi!

CHP Gaziantep İl Başkanı Melih Meriç, Şahinbey, Şehitkamil ve Oğuzeli ilçe belediye başkan adaylarını açıkladıktan sonra mizah dergilerine kapak olacak şu açıklamayı yaptı:

“Üç belediyede de 31 Mart akşamı, CHP adayları zafer kazanacak, Gaziantep’i yine CHP’li belediyeler yönetecek” dedikten sonra kendinden gayet emin şu 4 kelimeyi eklemiş:
“Bundan kimsenin kuşkusu olmasın!”

Bu bir politikacı öngörüsü mü, yoksa gerçekten böyle bir hayale inanç gösterisi mi?

Bir de…

Madem durum böyleymiş, Büyükşehir Belediye Başkan adayını neden CHP çıkarmadı?

CHP, son seçimde İYİ Parti’den 2.5 misli fazla oy aldı. Kazanmak garanti (!) olduğuna göre neden meydanı AK Parti’ye bıraktılar?

Söyleyeyim mi?

Celal Doğan yüzünden!..

Kemal Kılıçdaroğlu, Celal Doğan’ın İstanbul’dan ayağını kaydırdıktan sonra Antep’ten aday olmasını önlemekte zorlanacağını düşünerek işin kolayını seçti ve Antep’i İYİ Parti’ye verdi!..

Sükut altındır!..

Amerika ve İngiltere bu fıkra ile sarsılıyor!..

Başkanın uçağı Air Force One Londra Heathrow Havaalanı’na indiğinde Trump’ı, Kraliçe Elizabeth II, sıcak ve görkemli bir törenle karşılar.

Şehre kadar 1934 model Bentley, Buckingham Sarayı’na ise altı beyaz atın çektiği görkemli 17. yüzyıldan kalma kraliyet arabasıyla gelirler.

Yolda aniden sağ ortadaki at korkunç bir gürültüyle alışık olunmayan şekilde gaz çıkarır. Araba bayağı sarsılır. Koku da o kadar kesifdir ki, arabadakiler mendille burunlarını tutarlar! Kimse sesini çıkarmaz ama ciddi bir skandal oluşmuştur!

Kraliçe nezaketle Başkan Trump'a döner: "Sayın Başkan lütfen üzüntümü kabul edin. Bir Kraliçenin bile kontrol edemediği bazı şeyler olduğunu anladığınızdan eminim."

Trump, her zamanki nezaketiyle (!) yanıt verir:

"Majesteleri, lütfen meseleye başka bir anlam vermeyin! Siz söyleyene kadar, ben atlardan biri olduğunu düşünmüştüm!.."

Hikayeden çıkarılacak ders: Sükut altındır!..

Üç maymun

Elleriyle gözlerini, kulaklarını ve ağzını kapatan üç maymun sembolü, “Üç maymunu oynamak” diye bilinir. Gerçeklere gözünü kapatıp başını derde sokmamayı, doğruları dinlemeden ve söylemeden kurnazlıkla aradan sıyrılmayı temsil eder.

Oysa üç maymunun simgelediği değerler bundan çok farklı. Üç  maymunun  kökenleri, eski  Japon  Koshin  Folk geleneklerine  dayanır. Japonca isimleri  Mizaru, Kikazaru , İwazaru olan bu üç maymun, bilge maymunlardır.

İki eliyle gözünü kapatan maymun Mizaru, kötü gözle bakmamayı simgeler.

Kulaklarını kapatan Kikazaru'nun mesajı, kötüyü dinlememektir.

Ağzını kapatan İwazaru, kötü söz söylememeyi öğütler.

Üç maymunu sorumsuzluk ve kayıtsızlığın sembolü gibi mi algılıyoruz, düşünmeye değer!