Trump, savaş brifingi verdi!
Hemen bütün Amerikan televizyonlarında yayınlanan şu haberin son derece önemli olduğunu düşünüyorum. Çünkü Trump, İran’a saldırmak için kararlı duruyor!
Senatör Bernie Sanders, Trump yönetiminin verdiği İran brifinginden çıktıktan hemen sonra gazetecilere şu açıklamayı yaptı.
Bütün Amerikalıların bildiği gibi Vietnam konusunda bize yalan söylenmişti. Girdiğimiz savaşta 59 bin Amerikalıyı kaybettik.
2003’te yine bize yalan söylendi. Güya Irak’ın elinde kitle imha silahları vardı. Bu yalan üzerine kurulan savaşta da 4 bin kahraman Amerikalıyı kaybettik.
Bu savaşta ayrıca yüzbinlerce masum insan öldü ve yine yüzbinler evini barkını terk etmek zorunda kaldı.
Şuna inanıyorum, İran’la girişilecek bir savaş büyük yıkım ve faciaya neden olacaktır. Bu savaş Irak’la olan savaşın çok ötesinde inanılmaz büyük bir felaket getirecektir.
Halkımız, inanıyorum kasten veya kasıtsız olarak böyle saçma bir savaşa izin vermeyecek ve Trump yönetimine dur diyecektir.
Böyle bir savaşın kolay bitmeyeceğini, çok uzun süreceğini herkesin bilmesi gerekir.
Umudum Kongre’nin, Başkana anayasamızı hatırlatacağıdır!
Bazen unutuyoruz, bazılarımız okulda öğrenmişlerdir, ancak Kongre savaş kararı alabilir. Amerika Birleşik Devletleri Başkanı’nın isteği ile savaş kararı alınamaz.
Etkili senatör Bernie Sanders’in brifingten çıkar çıkmaz gazetecilere yaptığı bu açıklamadan da anlaşılıyor ki, Trump ve yönetimi İran’a müdahale konusunda kararlı.
İran’ın petrol ihtiyacını karşıladığı fevkalade önemli ülkeler var. Onlar petrolü nereden tedarik edecekler? Yani, bölge acaip karışacak. Zaten Trump’ın istediği de bu.
Bu özel bir mektup. Köşemde yayınlanmasını uygun görmeyen okurlarım olabilir. Onların affına sığınıyorum ama bir amacım var! Baklavanın ne kadar özel ve stratejik bir ürün olduğunu anlatmak istiyorum. Baklavayı yalnız İstanbul’a veya başka bir kente değil, Amerika’ya, İngiltere’ye, Hırvatistan’a, Almanya’ya da gönderdim. İnsanlar çok mutlu oluyorlar. Bir dilim yeseler bile tarifi zor mutluluk yaşıyorlar. Bu ürünümüzün kıymetini bilelim. Kıymetini derken ne demek istediğimi bu hafta içinde yalnız baklavayı hedef alan bir yazımda anlatacağım.
İşi 66'ya bağlamak!..
Happy birthday to me! Doğum Günüm kutlu olsun!
Şimdiiiiii gelelim hikayeye...
Baklavayı Abim, doğum günüm için gönderdi! Dekorasyonu Ömer Güllü benim için yapmış, ben de çok beğendim! Özel bir kargo firması, sırf baklava taşımak için var, ben de yeni öğrendim...
Ömer Güllü, gerçekten müthiş bir iş başarmış, o ambalaj filan o kadar güzeldi ki, ayrıca, kutu asla ters dönmemişti... Baklavanın üzerindeki ambalaj kağıdında hiç fıstık kalıntısı yoktu yani...
Hani cüzdanımı düşürdüm, Murat, banka aracılığı ile beni buldu ya... (Murat, İstanbul’da yaşayan 16 milyon insandan biri. Düşürülen bir cüzdan buluyor. Sahibine nasıl ulaşacak? İçindeki kredi kartlarından birisinin bankasına telefon açıyor durumu anlatıyor. Onlarda Ayfer’in telefonunu veriyor. Murat’ın telefonu Ayfer’i haliyle mutlu ediyor, havalara uçuruyor. A.T.) Murat'a bir şey vermek istedim, çok özel... Ne verebilirim? İki saat sonra Samsun'a uçacağım, hiç bir şey düşünemedim. Abim düşündü! Murat'a "baklava göndereyim" dedi. Nasıl sevindim anlatamam. Abiciğim, "Murat'a teşekkür için, sana da doğum günün için baklava yola çıktı" diye telefon etti Cuma günü.
Cumartesi günü Murat'ın annesi aradı beni, "Baklava ulaştı, çok teşekkür ederim" dedi. Nasıl bir kadın, anlatamam... Kibar, muhteşem bir diksiyonu var, zarif... kendisiyle konuşurken, "Bu kadın ancak, Murat gibi bir çocuk yetiştirebilir" dedim... Bayıldım...
Cumartesi günü Gomidas'a gittim. Halay sekmeden önce telefon geldi, "Hanımefendi size baklava getirdim, evde yoksunuz" dedi. Komşuma bırakmasını sağladım ve böylece baklavayı emin şekilde korumuş oldum. Sonra, onca bilgiyi de içime depolayıp, halay sektim.
Eve geldim, gördüğünüz fotoğrafı çektirdim ve saat 22:00 civarında o baklavayı dört kapıya dağıttım ben! Baklavayı götürdüğüm herkeş çoook memnun oldu, "İyi ki doğmuşsun, iyi ki abin var" dediler!
Sevgili Antepli arkadaşlarım, tabii ki o tepsiden bir veya iki çeşit yedim ben... Mideme fıstık ezmesi ve bir dilim baklava götürdüm o kadar! Dağıttım, paylaştım... Kalorileri etrafa saçtım, ohhhh ne iyi ettim.
Doğum günümü kutlayan, telefon açan, iyi dileklerini gönderen herkese teşekkür ederim.
Abim Aykut Tuzcu'ya beni dünyanın en güzel yiyeceği ile andığı için, Ömer Güllü'ye fevkalade organizasyonu için en derin minnet duygularımı gönderiyorum efendim.