İnsan yaşıtından kesitler!..

YAYINLAMA: 18 Haziran 2019 / 20.00 | GÜNCELLEME: 18 Haziran 2019 / 20.00

Tanrı dünyayı yarattığında, yeryüzünün yeşilliklerinden ve nimetlerinden yararlansın diye canlıları göndermeye karar verir..

Verirken de onlara bir ömür biçer.

Tanrı huzuruna eşeği çağırır, “Sana 70 yıl ömür biçiyorum” der.

Eşek te, “Tanrım ne yapıyorsunuz? 70 yıl boyunca insanların yükünü taşıyacağım duracağım! Bu çok ağır bir yük, bu ömür çok uzun, geçmez, siz en iyisi bu ömrün yarısını alın” der.

Tanrı da, “Tamam o zaman sana 35 yıl ömür veriyorum” der.

 

Sonra  huzuruna köpeği çağırır, “Sana 30 yıl ömür veriyorum” der. Köpek te, “Tanrım 30 yıl insanların evinin bekçiliğini yap dur! Bu çok sıkıcı bir iş, bu ömür bana çok, siz bana daha az ömür verin   der.

Tanrı da, “Tamam o zaman sana 15 yıl ömür veriyorum” der.

 

Tanrı huzuruna maymunu çağırır, “Sana 20 yıl ömür veriyorum” der. Maymun şöyle bir durup düşünür. “Tanrım 20 koca yıl ben nereden komiklik bulup insanları güldürüp durayım? Bu ömür çok, siz bana daha az ömür verin” der.

Tanrı da, “Tamam o zaman sana 10 yıl ömür veriyorum” der.

 

Sonra huzuruna insanı çağırır. “Sana  20 yıl ömür biçiyorum” der. İnsanoğlu da, “Tanrım 20 yıl dediğin nedir ki sular seller gibi çabucak akar gider! Bu ömür çok az  siz en iyisi bana daha çok ömür verin” der. Tanrı da şöyle bir durup düşünür,  Tamam o zaman eşekten aldığım 35 yılı, köpekten aldığım 15 yılı, maymundan aldığım10 yılı da sana vereyim” der.

 

İşte o yüzden insanoğlu dünyada ilk 20 yıl insan gibi yaşarmış. 20 yaşına geldikten sonra 35 yıl eşekten aldığı ömür olduğu için eşek gibi çalışırmış. Geldi 55 yaşına… 55 yaşından sonra da köpekten  aldığı ömür olduğu için emekli olup 15 yıl evinin bekçiliğini yaparmış.

 

Geldi 70  yaşına. 70 yaşından sonra da maymundan almış olduğu 10 yıllık ömürde de bunayıp çoluk çocuğuna maymunluk yapar onları güldürürmüş!..

 

 

 

 

Gerçeğe talip olanlar,

bedel ödemeyi göze almalıdır

 

Üç kişi giyotinle idama mahkûm olur. Bunlardan biri papaz, biri hâkim, biri de fizikçi...

 

İdam sehpasına ilk papaz çıkarılır. Başını giyotinin altına yerleştirir ve sorarlar:

- Son sözün nedir?

Der ki:

- Ben Allah’a inanıyorum, O beni kurtaracaktır. Allah... Allah... Allah...

 

Giyotini indirdiklerinde boynuna birkaç santim kala giyotin durur. Halk şaşırır ve hep bir ağızdan bağırır:

Onu serbest bırakın! Allah sözünü söylemiş ve onu korumuştur.

Böylece papaz idam edilmekten kurtulur.

 

Sıra hâkime gelir, ona da sorarlar:

Demek istediğin en son söz nedir?

Der ki:

- Ben papaz gibi Allah’a inanmıyorum. Ama adalete güveniyorum. Adalet... Adalet... Adalet...

 

Giyotini indirirler, giyotin hâkimin de boynuna birkaç santim kala durur...

Bunun üzerine insanlar tekrar şaşırır ve bağırırlar:

Adalet sözünü söyledi, onu serbest bırakın.

Böylece hâkim de boynunun kesilmesinden kurtulur...

 

Sıra fizikçiye gelir. Ona da sorarlar:

Son sözünü söyle derler!

Der ki:

- Ben ne Allah’a inanan bir papazım, ne de adalete güvenen bir hâkim… Bildiğim tek şey şudur: Giyotinin ipinde bir düğüm var ve o düğüm giyotinin tam inmesine engel oluyor.

 

Görevliler giyotini kontrol edince gerçekten de bir düğüm olduğunu görürler. Düğümü açıp tekrar bırakırlar, böylece fizikçinin başı bedeninden kopar…

 

Toplumdaki ‘düğümler’ ve sorunlara işaret edip gerçekleri söylemenin acı sonuçları olabilir!..

 

Gerçeğe talip olanlar, bedel ödemeyi göze almalıdır..

İnsan yaşıtından kesitler!..