Algı

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

Ne acıdır ki soğan, patates, domates gibi sebzelerin, Türkiye’nin siyasi gündemine oturduğunu seyretmekteyiz. Yıllardır Bay Kemal’i partisinin iktidar döneminde ekmeğin karneye bağlanmış olduğunu haykıran bir parti başkanını, bütün mevcudiyetimle kınamaktayım. İkinci Dünya Savaşı döneminde Türkiye’de, yeni yeni kurulmuş genç cumhuriyetimizde, tek parti dönemi bulunmakta. Üretim nüfusa oranla az olduğundan, toprağı işleyecek insan gücünün eksikliğinden ve bütün olumsuzlukların Anadolu’nun etrafında dolaşırken, elde mevcut gıda tüketiminin daha rasyonel kullanımı açısından ülke yönetiminin bazı ana gıda maddelerini karneye bağladığını bilmekteyiz. Benim nüfus cüzdanımda bulunan bir damgada ‘EKMEK KARNESİ’ bulunmakta. Ekmeğin topluma karne dağıtılmış olduğu doğrudur. Bunu kimse inkar etmemekte.

O tarihte algı oluşturma konusundan ziyade gerçekler toplumla paylaşılır, zor günlerin izahı ve faturası yurdum insanları ile paylaşılırdı. Geçtiğimiz son 15 senedir toplum hiçbir konudan haberdar olmamakta, devletin sahip olduğu değerlerin neden ve kime satıldığından habersiz bir belirsizliğe sürüklenmekte olduğunu anlamakta, fakat kimden neyi soracağını bilememekte. Vatandaş, yok olmuş bir hesap sorma kurumu cumhurun elinde oyuncak olmuş, özelleştirme adı altında satılan değerlerden elde edilen gelirin hangi harcamalarda kullanıldığı meçhul bir sonsuzluğa doğru gidişi seyretmekte.  Ne kadar acıdır ki kötü gidişin hukuken eleştirilemediği bir süreci yaşamaktayız.

Bir siyasi takdik olarak,

-Başta basın iktidarın kullanacağı dev bir klavyedir,

-Yalan söyleyin mutlaka inanan çıkacaktır.

-Olmasa yalana devam edin, bir şeyi ne kadar uzun süre tekrarlarsanız, insanlar ona o kadar fazla inanırlar, 

-Bir insana yalan olsa bile söylemi sürekli tekrarlarsanız, o söylemin nereden geldiğini unutur ve kendi fikri gibi benimser ve savunur. 

-Söylediğiniz yalan ne kadar büyük olursa o kadar etkili olur ve insanların o yalana inanması da o kadar kolaylaşır.  

-Halkı her zaman ateşleyin asla soğumasına ve düşünmesine izin vermeyin.

-Halk büyük yalanlara küçük yalanlardan daha çabuk inanır. 

-Hatalı olduğunuzu ya da yanlış yaptığınızı asla kabul etmeyin.

-Asla rakibinizin üstün bir tek yanı bile olduğunu kabul etmeyin.

-Asla kendinizden başka birine hareket alanı bırakmayın.

-Asla kabahat ve suçu kabul etmeyin. Sadece rakibinize odaklanın ve kötü giden her konuyu onların üstlerine atın. 

-Yargı devlet hayatının efendisi değil, devlet politikasının hizmetkârı olmalıdır.

-Bana vicdanı olmayan bir medya verin, size kısa zamanda bilinçsiz bir halk sunayım.

-Her zaman etrafınızda bir yalaka ordusu bulundurun.

Geçtiğimiz 15 senedir yaşadığımız bütün olayları, peş peşe koyun, toplumda yaratılmaya çalışılan algı operasyonu içinde kullanılan ana prensiplerin aynı olduğu yönünde bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.

Algı