AKP, eğitimi “sıfırlamayı” başardı

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

Bir milyon 873 bin 344 öğrenciden 50 bin 850’si toptan, 1.2 milyonu fende, 700 bini ise matematikte, 254 bini sosyalde  sıfır” çekmiş.

Eğitimde kapkara bir tablo söz konusu.

Geleceği emanet edeceğimiz gençler tamtakır.

Ne bugünden haberleri var, ne de geleceği kuracak hayalleri var.

Gençliği ve eğitimi çökmüş bir ülkenin geleceği olabilir mi?

Şu günden, hatta şu andan itibaren herşeyi dörtdörtlük, mükemmel hale getirip, ülkenin tüm kaynaklarını eğitime seferber etseniz bile, doğru yola girip, verim almaya başlamanız en az 20 yıl demektir.

Bu kara tablo altında, söylenen herşey koca bir aldatmacadan ibarettir o kadar.

Başbakan Erdoğan, bu cahil sürüsü haline getirdikleri gençlerden artık istediği kadar “dindar” yaratabilir.

                                                              ***

Size her kim Türkiye’de herşeyin iyiye gittiğini söylüyorsa, bilin ki onlar dünyanın en büyük sahtekarlarıdır.

Çünkü, iyiye gidiş ve gelişmenin tek kaynağı insan ve eğitimdir.

Türkiye bugün, şu an itibariyle eğitim sistemi çökmüş bir ülkedir.

Eğitim sistemi çöken, insanına yatırım yapmayan bir ülkeyi hiçbir ekonomik ve siyasi güç kurtaramaz.

9 Yıllık AKP iktidarı, zaten temelleri kötü atılmış ve sonucundan kaliteli insan tipi çıkmasına izin vermeyen sistemi daha da kötüleştirerek, gençliğin pozitif ilimlere ilgi ve başarısını sıfıra indiren bir noktaya getirmiştir eğitim sistemini.

Başbakan Erdoğan, cahil sürüsü haline getirmeyi başardıkları bu gençlerden istediği kadar hayal ve arzu ettiği “dindar” gençler yaratabilir.

Ama hiçbir zaman çağdaş, demokratik ve gelişmiş bir ülke yaratamaz.

                                                               ***

Eğitim sistemi sıfır çekiyor da sağlık başka türlü mü?

Tabipler Birliği 2. Başkanı Prof Özdemir Aktan’ın çok çarpıcı açıklamaları vardı dünkü gazetelerde.

Aktan, hekimlere yönelik saldırıların artmasının nedenlerini çok güzel analiz etmiş:

Performans sistemi ile hekimin hastaya ayırdığı süre 5 dakikaya indi. Hekim-hasta ilişkisi zedelendi. Babacan hekim tipi öldü.

Artık nasıl baktığın değil, kaç hasta baktığın önemli. Doktorlar, daha çok hasta diye koşturuyor. Daha çok tetkik istiyor.

10 yıl sonra kime muayene olacağız bilmiyorum. İlk kez özel sağlık sigortası yaptırdım. Kamuda hekim kalmadı. Benim hastam kavramı kalmadı, bu fabrikasyon bir sistem.”

                                                               ***

İşte bu sistem yüzünden sağlık çalışanları son yıllarda inanılmaz boyutta saldırıya hedef oluyorlar.

Şimdi Başbakan ile Sağlık Bakanı bu çökmüş sistemin tüm vebalini, hekime saldıran BDP’li Üçer’den çıkarmaya kalkışıyor. Sağlık Bakanı Recep Akdağ, “BDP Van Milletvekili Özdal Üçer istifa etmeli” diyor.

Tamam o istifa etsin ve yaptığının cezasını çeksin.

Peki siz ve Başbakanınız, sistemi bugün getirdiğiniz nokta, pisi pisine yaşamını yitiren insanlar ve can korkusuyla çalışan bunca sağlık çalışanının vebalini nasıl taşıyacaksınız?

Siz de istifa edecek misiniz?

                                                               ***

Eğitim ve sağlık sistemi çökmüş bir ülkenin  geleceğinin güzel ve sağlıklı olması mümkün mü?

Ama insanları ha bire ihracat artıyor, Türkiye ekonomisi büyüyor teranesiyle kandırmayı başarıyorlar şimdilik…

 

 

 

 

 

 

AKP, eğitimi “sıfırlamayı” başardı