Hayvanlar özgür olmalı

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

Daha önce birçok hayvanat bahçesini gezdim. Gittiğim her hayvanat bahçesinde de neredeyse hep aynı karışık duyguyu hissettim içimde. O ortama her girdiğimde bir yandan sevinirken, bir yandan şaşırıyor, diğer yandan da üzülüyorum açıkçası. Hayvanları görmek, tanımak için gittiğimiz bu tarz yerlerde, insanı bir hüzün bastırıveriyor ister istemez. Bu duyguyu oraya gidip de hissetmeyen yoktur eminim.

Düşünsenize normalde metrelerce ileriden dahi gördüğümüzde korkup kaçabileceğimiz birçok hayvan, küçücük kafeslere konulmuş ve onlarla aramızdaki mesafe ise bir tel örgü veya sadece bir camın kalınlığı kadar. Bu durumda korkumuzu arkamıza alıp, onlara daha yakın mesafeden yaklaşabiliyoruz. Bizler bu durumdan ne kadar memnunsak, o hayvanlar da bir o kadar rahatsızdır eminim.  

Ne olursa olsun hayvanlar doğal ortamlarında yaşamalı diye düşünüyorum. Mesela bir balık herhangi bir cama çarpmadan bir deniz veya okyanusta rahatça yüzebilmeli. Bir maymun, bir aslan ya da bir geyik, alanı sınırlandırılmamış bir şekilde ormanda yaşayabilmeli. Ve daha birçok hayvan kendi doğal yaşam alanlarında özgürce yaşayabilmeli.

Bir canlının elinden özgürlüğü alındı mı geriye pek bir şey kalmıyor ne yazık ki. Nefes alması dışında. Bu hem insanlar hem de diğer bütün canlılar için geçerlidir. Bir kuş dilediği yüksekliğe uçabildiği kadar kuştur. Mesela bir kelebek, istediği çiçeğe veya ağaç dalına konabildiği kadar kelebektir. Ya da bir tilki, kilometrelerce koşabildiği kadar tilkidir.

Hayvanat bahçelerinde alanlar ne kadar doğal yapılmaya çalışılırsa çalışılsın, sonuçta insan eli ile tasarlandığı için yine de yapay bir yaşam alanı oluyor artık. Ve uzun süre bu yapay alanlarda yaşamını sürdüren canlılar, kendi doğal özelliklerinin dışında, artık yapay davranışlar sergiliyorlar maalesef.

Özellikle çocuklar için yapılan hayvanat bahçeleri onların da hüzünlenmesine neden oluyor bir yerde. Hayvanat bahçelerinin eğitici yönü var tabii ki. Ama bu eğitim daha farklı yöntemlerle de sunulabilir. Mesela evcil hayvanlar ya da en önemlisi belgesel programları...

Hayvanat bahçeleri sadece nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan canlı türlerinin barındığı alanlar olmalı ya da. Ancak bu şekilde gerçekten doğal hayatı koruma altına almış oluruz. Ama şuana kadar gittiğim tüm hayvanat bahçelerindeki canlıların yüzde 95’inin nesli herhangi bir tehlike altında değil.

Doğadaki tüm canlı, cansız türlerinin tükenmesinin başlıca nedenlerinden biri, doğal yaşam alanlarının yok olmasıdır. Biz insanlar bu alanları koruyalım derken, aslında yok ediyoruz da farkında değiliz.

Hayvanlar özgür olmalı