Baklavayı severim…
Sabahın erken saatlerinde bir arkadaşımın whatsapp mesajı ve telefonla uyarısı üzerine bir İstanbul gazetesinde yayınlanan ‘İhale mi Antep baklavası mı?’ başlıklı yazıyı okudum.
İtiraf etmeliyim, ilk okuduğumda tam anlayamadım! Bilgisardan yazıcıya bastırdıktan sonra altını çizerek tekrar okudum, konuya öyle muttali oldum. Murat Ağırel’in yazdığı çok çetrefilli bir ihale hikayesi.
Verilmek istenen mesaj çok açık!
Ama o kadar!..
Baklavayı çok severim…
Türkiye’yi yönetmeye talip yeni bir lider…
Ali Babacan’ın istifa edeceğini biliyorduk. Ancak zamanlaması konusunda rivayet muhtelifti! Çoğunluk Eylül ayını işaret ediyordu.
Ama öyle olmadı, dün istifa etti!
Bu hareketin bireysel olduğunu düşünmek abesle iştigal olur. Bilinen bazı isimler günlerdir gazetelerde tefrika ediliyor! Ama bunlar bence kafi değil, asıl isimler heybede!
Bu hareketi İstanbul yerel seçimine doğrudan bağlamak yanlış olur. Ancak, 800 bin oy farkı hareketi hızlandırmış olabilir.
Ben Babacan’ın istifasını, ‘Olmak veya olmamak’ gibi hayati olarak değerlendiriyorum.
Babacan’ın bildikleri, dağarcığı haliyle bizim kısıtlı bilgilerimizle kıyaslanamaz! Bu nedenle üpertici bazı sorunların varlığı beni endişelenmekten ziyade korkutuyor.
Belli ki, önümüzdeki kısa zamanda ortaya çıkacak ekip, Babacan’ı lider olarak seçmiş.
2002 yılında, Kasım ayı seçimlerinden önce Ali Babacan televizyonlarda tanınmış ekonomistlerin, gazetecilerle tartışma programlarına çıkmış ve hepsinden tam not almıştı.
Babacan ayrıca yurt dışında da önemli merkezleri, medyayı ziyaret etti, sorulan sorulara verdiği yanıtlarla büyük güven kazanmıştı.
Eğitimi kusursuzdu. Hep birinciliklerle mezun olmuş, ODTÜ’dan sonra Amerika’da dünyanın en iyi ekonomi okulunda master yapmıştı.
Nitekim, AK Parti iktidara gelince de becerisini ve başarısını kanıtlamıştı.
Artık Babacan bir ekonomi bakanı değil, karşımıza Türkiye’yi yönetmeye aday ve talip bir devlet adamı olarak çıkıyor.
Bakalım gelecek günler ne gösterecek?
ODTÜ’de ne oluyorun kısa yanıtı…
ODTÜ neden karıştı? Bu okuldan mezun olduktan sonra öğretim üyesi olarak okulunda kalan profesör arkadaşımdan rica ettim, ne oluyor diye! İşte bana gönderdiği notlardan özetlediğim bilgi:
Rektör tarafından; ODTÜ arazisinin içine Kredi ve Yurtlar Kurumu’na yurt adı altında ODTÜ’ye ait olmayan kimselerin de gelip yerleştirileceği binalar yaptırma yetkisi veriliyor. Oraya militanlar yerleşecek ve ODTÜ olay yeri, çatışma ve huzursuzluk alanı haline getirilecek. Üstelik o güzelim kavak ağaçları, o güzelim vadi de harap edilecek.