Bankaları nasıl bilirsiniz?

YAYINLAMA: 10 Temmuz 2019 / 20.00 | GÜNCELLEME: 10 Temmuz 2019 / 20.00

Ben düşüncelerimi söylemeden evvel, ekonomi dünyasının en belli isimlerinden biri olan TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun dediklerini yazıyorum.

 

Sivas’a Değer Katanlar Ödül Töreni’ne katılan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu bankaları eleştirerek, şöyle konuştu:

2018'in Ağustos ayında üyelerimizin bana ilk ilettikleri en büyük sıkıntılarının finansman yani bankalar olduğunu söylediler. Bankalar o kadar vicdansız ki değerli kardeşlerim iyi günde hepsi peşimizde, hepsi kapımızı aşındırırlar. Ne zaman havada yağmur başladı şemsiyelerini aldıkları gibi kaçarlar. Bana bugün şemsiye lazım, ver şu şemsiyeyi, ortada yok. Bankacıyı arasan bulamazsın. Hepsi kayboldular. Bizde dedik ki, bu bankalar kayboldu. O zaman iş başa düştü. 365 oda ve borsa başkanlarımla beraber odalar birliğinde bütün imkanlarımızı topladık. Düşük faizli, üyelerimize, KOBİ'lere yönelik destek paketlerini başlattık.

Bankaların şu anda durumları felaket! Canları derdine düştükleri için müşterileriyle ilgilenemiyorlar. Batık çok, had seviyede! Kaçanı kovalıyorlar.

Zaten bankacılıkta, devlet bankalarını saymıyorum, çoğunluk hisseleri yabancıların eline geçti. Çünkü hiçbir zaman gerçek bankacılık amacında olmadılar. Bu kurumu ‘faizcilik’ olarak değerlendirdikleri için hiçbiri başarılı olamadı. Bir düşünün, bakkal dükkanları gibi, ne kadar banka battı bu ülkede!

Eskiden şube müdürleri önemliydi. Çoğunun yeterli eğitimi olmasa da yılların tecrübesi ile müdür olurlardı. Gerçek bankacılığı bilmedikleri için de kafalarına göre, menfaatlarına göre tavır alırlardı. Vicdansız olanların çoğunun ölümü ya erken oldu, ya felç geçirdiler veya yaşamlarında başka zorluklarla karşılaştılar. Tanrı razı olmadı!

 

Artık şube müdürlerinin hiçbir yetkisi yok! Sayıları çok az da olsa aklıbaşında olanların üst yönetime etkileri olabiliyor.

Geçen günlerde adı 3 harfli bir bankaya gittim, bir arkadaşımla beraber. Ben yalnız refakatçiydim. Baktım camla ayrılmış bölmeler boş. Tasfiye mi var diye imalı soru sordum. Yok canım, arkadaşlar izinde dedi bir yetkili!

Diyemedim ki, ulan hayatınızda bir kerecik de doğru konuşun, durumunuz felaket, batıyorsunuz! Burada laf olsun, millet sizi iş başında görsün diye oturuyorsunuz!...

Ben Türkiye’yi yönetenlerin de bankacılar hakkında bundan değişik düşündüğünü zannetmiyorum. Bu sektörün insanlarının çoğu ahlaken düzgün insanlar değil!

Gıpta ettiğim bankalar, bankacılar tabii ki var. Ama sayıları bir elin parmak sayısından bile az!

 

 

 

 

 

İngiliz Büyükelçi Sir Kim, Trump’ı fena fırçaladı!

 

Amerika ile İngiltere arasında büyükelçi krizi yaşanıyor.

Büyükelçinin merkeze gönderdiği diplomatik yazışmaların İngiliz Mail on Sunday  gazetesine sızdırılmasından sonra olay bayağı yavanlaştı.

Büyükelçi merkeze gönderdiği diplomatik metinlerin bir yerinde şöyle bir değerlendirmede bulunmuş:

"Trump yönetiminin ciddi bir şekilde normalleşeceğine, işlevsizliğinin azalacağına, daha az belirsiz ve diplomatik anlamda daha az beceriksiz ve sakar olacağına çok da inanmıyoruz."

 

Ne var bunda?

İngiliz Büyükelçi Sir Kim Darroch’un düşüncelerini hükümetine iletmek onun asli vazifesidir. Yanlış olan bunun bir şekilde basına sızdırılmasıdır.

Nitekim Başbakanlık sözcüsü, ABD'ye bu sızıntının ne kadar talihsiz olduğunu açıkça belirttik. Sızan metinler ilişkinin yakınlığını ve içinde bulunduğumuz saygınlığı yansıtmıyor. Ancak büyükelçiler dürüst değerlendirmeler yapabilmelidir” diyerek hem olayı yalanlamamış, hem de diplomatik dille yapılanın yanlış olmadığını ifade etmiş.

 

ABD Dışişleri de buna benzer bir açıklamayla olayı sonlandırmak istemişti:

İngiltere, uzun tarihimiz ve ortak değerlere bağlılığımıza dayanarak ABD ile özel ve kalıcı bir ilişki içerisinde ve böyle olmaya devam edecek.

 

Ancak Trump bir gün sonra noktayı şöyle koydu:

İngiltere'nin ve Başbakan Theresa May'in Brexit konusunu ele alış biçimini çokça eleştirdim. May ve temsilcileri bir karmaşa yarattı. Bunun nasıl yapılması gerektiğini kendisine anlatmıştım. Ama o başka bir yolu tercih etti. Büyükelçiyi tanımıyorum ama kendisi ABD'de sevilmez ve hakkında iyi şeyler düşünülmez.

 

 

İngiltere'nin bize kakaladığı büyükelçi bizi çok heyecanlandıran bir adam değil, aptal bir adam. O önce ülkesi ve Başbakan Theresa May ile başarısız Brexit müzakereleri hakkında konuşmalı ve Brexit sürecinin nasıl kötü bir şekilde ele alındığı konusundaki eleştirilerimden alınmamalı. Theresa May'e bu anlaşmayı nasıl yapabileceğini söyledim ancak o kendi yoluna gitti ve başarısız oldu. Bu bir felaket. Büyükelçiyi tanımıyorum ama bana tam bir aptal olduğunu söylediler. Ona, ABD'nin şu anda dünyanın herhangi bir yerindeki en iyi ekonomi ve askeriyeye sahip olduğunu ve her iki gücün de daha da büyüdüğünü ve daha da güçlendiğini söyleyin. Artık kendisiyle işimiz olmayacak. Müthiş İngiltere için iyi haberler de var; yakında yeni bir başbakanı olacak. Geçen ay yaptığım muhteşem devlet ziyaretinden çok keyif almıştım ama beni en çok etkileyen kişi Kraliçe olmuştu.

 

Kraliçe II Elizabeth, Trump’tan hiç hoşlanmamıştı. Onu hiçbir kurala riayet etmeyen, ilgisiz ve kaba bulmuştu.

 

 

 

 

 

 

 

Bankaları nasıl bilirsiniz?