Söz Uçar, Yazı Kalır!..
Gaziantep’in 2 Eylül 2019 tarihli iki yerel gazetesi.
Gazetelerin adı ve sahiplerinin hiç ama hiç önemi yok. Dikkat çekmek istediğim iki gazetenin Gaziantep’in gündemini nasıl veriyorlar, yorumluyorlar, buna dikkat çekmek istedim.
Diyebilirsiniz ki, “Sana ne? Her gazete hür, istediği gibi gündemi yorumlar! Sana mı soracaklardı!”
Tabii bana sormayacaklar! Ben yalnız dikkat çekmek istedim.
Düğün haberleri, aile haberleri, açılış haberleri abartılı şekilde gazetelerde yer alıyor. “Eğitim; gelişmenin, üretmenin, çağdaş ve refah bir toplumun tek anahtarıdır. Gaziantep’in eğitim durumu istenilen düzeyin çok gerisinde” gibi haberler ilgi çekmediği için yerel gazeteler itibar etmiyor. Ama abartılı düğün haberleri; fevkalade yakışıklı damat, olağanüstü güzel gelin diye yazılınca herhalde prim yapıyor.
Geçitiğimiz günlerde Gaziantep’in önemli bir yöneticisiyle sohbet ederken bana, “Gazetelerin, yazılı basının artık bir kıymeti harbiyesi kalmadı! Şimdi sosyal medya var. Her şey orada dönüyor!” dedi.
Bu yoruma çok şaşırmakla birlikte itiraz etmedim! Ama beni düşüncelere sevk etti.
Size önce dünyadan örnekler vereyim. Bütün Alman, İngiliz, Fransız vb gazeteler yerinde duruyor, traj kazanıyor ve etkilerini artırarak sürdürüyorlar. ABD’de de böyle.
Ama Türkiye’de durum tam anlamı ile bir felaket!
Örneğin, bir zamanların tiraj şampiyonu, en az yarım milyon satan Hürriyet gazetesinin bugün gerçek trajının ancak 30 bin olduğu iddia ediliyor. Fakat bu durumu dünya basını ile mukayese etmek haksızlık olur. Çünkü yaygın ve yerel gazeteler kendi iradeleri ile sansür uyguluyor.
Tartışmak istemediğim için o çok sevdiğim, değerli yöneticiye latince özlü sözden ve lezzetli tümceden bahsetmedim!
Verba Volant, Scripta Manent!
Yani, Söz Uçar, Yazı Kalır!..
Sosyal medyadakilerin hepsi uçucu! Manen de öyle, maddeten de öyle! Kolay okunduğu için, yazı kurallarına uyulmadığı için, herkes aklına geleni yazdığı için takip oranı epey yüksek. Ama yazılı medya kalıcı! Bir yıl değil, bin yıl sonra da istenilen bilgiye ulaşabilirsiniz.
Olağanüstü bir dönem yaşıyoruz. Her şey savruk. Düzelir mi bilemiyorum! Ama durumdan herkes şikayetçi. Parti farkı gözetmeksizin herkes ama herkes şikayetçi!
Sanayicisi de, esnafı da, memuru da, işçisi de, öğrencisi de huzursuz.
Huzursuzluğun yanına bir de umutsuzluk eklenirse, yaşam koşulları daha da zorlaşacak.