Gazi Erçil vakası ve STK’lar

Başbakan dün grup toplantısında Uludere ile ilgili olarak çök önemli açıklamalarda bulunacağını, böylece her şeyin açığa çıkacağını vaadetmişti!
Ama bilinenin ötesinde bir şey söylemedi. Onun yerine sezeryan ve kürtajın yakında çıkarılacak yasayla yasaklanacağını söyledi.
BDP’ye, önceki gün “nekrofiller” demişti, dün de grupta, “Ceset avcıları, kalleşler” dedi.
WJS’de payını aldı: “Sana ne, sana ne oluyor, sen nereden gocundun?”
CHP’ye bu hafta da standart menüyü uyguladı. Ama Devlet Bahçeli ve MHP bu kez başbakandan ‘Aferin’ aldı.
Başbakan grupta okuduğu bir şehit mektubu ile herkesi ağlattı. Ama hemen sonra şehidin babasından şaşırtıcı bir açıklama geldi. Mektup, 18 sene evvel yazılmış. fiehit babası haber kanallarına yaptığı açıklamada, başbakanı samimi bulmadığını, şehitlerin arkasına saklandığını söyledi.
                                                    ***
Böyle başladık, ama asıl yazmak istediğimiz bu değil.
Habertürk Gazetesi ile İstanbul Sabah Gazetesi arasında müthiş bir polemik başladı.
Konu mankeni Gazi Erçil, eski Merkez Bankası Başkanı veya eski adı ile Guvernörü…
Gazi Bey, Habertürk’ün ekonomi sayfasına haftada birkaç kez yazı yazıyor, sürekli yüksek faiz politikasını savunuyordu. (PPK dün faizi değiştirmediğini açıkladı)
Henüz kanıtlanamayan bir iddiaya göre İstanbul Sabah Gazetesi’nden bir editor Gazi Erçel’i arayarak, “Siz Yeditepe Faktoring’in hem ortağı, hem de yönetim kurulu üyesisiniz. Bir arkadaşımızın ödemelerle ilgili sıkıntısı var, yardımcı olabilir misiniz?” diyor.
Erçel, kendisini arayan editöre, “Size yardımcı olamam” diye olumsuz yanıt verince, İstanbul Sabah da, “Bu ne biçim ekonomi yazarı! Bir tefeci kuruluşun hem ortağı, hem yöneticisi olarak yüksek trajlı bir gazetede yazarak tefeciliğin savunmasını yapıyor!” diye çirkin olayı gazete sayfasına taşıyınca kıyamet kopuyor.
Habertürk’ün yayın yönetmeni Fatih Altaylı, Gazi Erçel’den söz konusu tefecilik şirketinin ortağı ve yöneticisi olduğunu sorup öğrenince yazılarına son verip Erçel’i kovuyor.
Polemik bu minval üzerine devam ediyor.
                                                               ***
Şimdiii…
Universal bir etik sözkonusu.
Eğer bir meslek odasında yöneticiyseniz, bir gazetede yazarsanız, kamuoyu kolayca etkileyecek bir konumunuz varsa, size menfaat sağlayacak her türlü eylem ve tavırdan ‘ahlak’ kuralları gereği uzak durmanız gerekir.
Allah için söyleyin, buna kim uyuyor?
Gazianteptekiler mi uyuyor?
Veya sözgelimi İstanbuldakiler mi uyuyor?
Hayır! Hiçbiri.
Varlıklarının büyük bölümünü ellerinin altındaki meslek odalarından, sivil toplum kuruluşlarından elde etmiş niceleri var. Hangi ahlaktan, hangi etikten, hangi faziletten bahsediyorsunuz Allah aşkına…
                                                             ***
Fatih Altaylı’nın haliyle gücü Gazi Erçel’e yetti ve kulağından tuttuğu gibi gazete sayfasından kovdu. İyi de etti. Bu güzel bir örnek ama, denizde kum misali çok az…
Bu ahlak stardardını ülkemize getirmek için acaba kaç jenerasyon beklemek lazım dersiniz?