Dönem

YAYINLAMA: 19 Ağustos 2020 / 18.55 | GÜNCELLEME: 19 Ağustos 2020 / 18.55

Yaşamımda şahit olduğum birçok siyasi dönem bulunmakta. Hatırladığım 1950 seçimlerinden evvel çok yakın dostlarımız Ankara Tandoğan Meydanı arkasında bulunan Mebus Evleri semtinde otururlardı. Kimi zaman onları ziyarete giderdik. Ayten Sokağın arkasındaki Şerefli Sokakta otururlardı. Genelde rahmetli İsmet İnönü siyasi hayatında verilecek birçok kararda hukukun üstünlüğüne saygı gösterir, Bilecik Milletvekili avukat Atalay Akan’a danışırdı. Evlerinin arası kısa bir mesafede olduğundan Atalay Bey sıklıkla İsmet İnönü’nün evine giderdi. Atalay Beyin eşi Melahat Hanım da Ankara’da avukatlık yapmaktaydı. 14 Mayıs 1950 senesinde yapılan seçimlerde CHP, yeni kurulan Demokrat Parti karşısında seçimi kaybetmişti. 

Seçim çalışmalarında yapılan toplantılarda hiçbir aday ne diğer parti başkanına, ne de başkan yardımcılarına ağır sözler söylemezlerdi. Radyo konuşmalarında itham eden sözler sarf etmekten imtina ederlerdi. Kendi seçim programlarını öne çıkarıp, halktan oy isterlerdi. İnönü döneminde, başta Amerika olmak üzere, dış ülkelere fazla taviz verilmediğini hatırlamaktayım. Demokrat Parti seçimi kazandığı zaman İnönü Celal Bayar ı ziyaretle, başarılarını kutladığını hatırlarım.  

Seçim günü Denizli Milletvekili Kemal Cemal Öncel Beylerin evlerindeydik. Netice geldiğinde evde derin bir sessizlik hüküm sürmüştü. Nüktedan Kemal Bey ‘Hayatın sonu bu değil ki’ diyerek kahkaha atmış, ertesi gün Demokrat Partiye geçtiğini söylemişti. Demokrat Parti dönemi ile başlayan, ilki 1951 yılında incirlik Havaüssü ile ülkemizde Amerika’ya yer tahsis edip, üs kurmalarına müsaade edilmesi, daha sonraları başka noktalarla devam etti. Maksat eski adıyla Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliğini birkaç noktadan dinlemek. Bu verilen taviz karşılığında, Amerika bize askeri yardım vereceğini taahhüt etti.  2’nci  Dünya Savaşından sonra açığa çıkarılan birkaç denizaltı ile başlayan bu yardımın, ne yazık ki ülkeme çok pahalıya mal olduğu daha sonra anlaşılmıştı. Verilen bu yardımların yedek parçalarına ülkem, birkaç denizaltı ücreti ödemek mecburiyetinde kalmıştı. 

Demokrat Parti döneminde 1952’de Türkiye NATO’ya katıldı ve Kore’ye, General Tahsin Yazıcı komutasında  bir tugay asker gönderdik. 1952 senesinde 2’nci Dünya Savaşının kilit ismi General D.İke Eisenhover, teşekkür olarak Türkiye’yi ziyaret ederek, Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ı ve Başbakan Adnan Menderesi Amerika’ya davet etti. Eisenhover’in geldiği gün Ankara’da Kızılay’da ellerimizde Amerikan bayrakları ile karşılamaya dikilmiştik. 

Adnan Menderes, 1954 senesinde Amerika’ya, Celal Bayar’ın Amerika’yı ziyaretinden hemen sonra gitmişti. O dönemde iki ülke arasında ne tavizler verildiği bilinmez ama, Karamürsel üssü, İncirlik üssü, Sinop üssü ve Perşembe’deki Rusya’yı dinleme üslerinin yapımı bu ziyaretlerden sonra başlar. 

Adnan Menderes 1959 yılında yine Amerika’ya davet edilir. Bu davette Türkiye, Amerika’nın başka taviz istekleri ile karşılaşır. Olumsuz cevap vermiş olsa gerek ki, 1960 ihtilali planlanır. 1960 İhtilalinin planlanmış bir hareket olduğunu ve bu askeri hareketin içinde Amerika’nın varlığını, Madanoğlu’nun notlarından anlamaktayız. 

Daha sonraki dönemlerde Türkiye’nin siyasi tarihinde, iktidar olan her parti lideri, seçimlerden önce mutlaka Amerika’yı tavaf ettiği bir gerçektir. 

Nitekim 4 Temmuz 2001 tarihinde Bay Recep’in Amerika’yı ziyaret edip, Yahudi lobisi ile iki toplantı, Kongre üyelerini ziyaret edip ayrı bir toplantı ve  bir üniversitede bazı kanaat önderleri ile toplantı yaptığı bir gerçektir. Bu kanaat önderlerine ve diğer liderlere hangi tavizlerin verildiğini, biz vatandaş olarak bilmemekteyiz. Verilen her sözün yerine gelmediğini anlamaktayız. Hatta ‘Ne istediler de vermedik’ gibi bir cümlede, bir Başbakanın, kimleri kast ettiğini anlamadık. Kim ne istemişti?  Kimlere neler verildi? Başka neler istediler? Belki ‘hayır’ denildikten sonra 15 Temmuz darbe girişimi planlandı. Bunlar hep yurdum insanının aklında birer soru işareti. 

Ne olduğu belli olmayan bir sembolik darbe girişiminin bitaraf edilmesinin sonrasında, Amerikan Başkan Yardımcısı Joe Biden çıkıp ‘Mevcut iktidarı değiştirmek için muhalifleri destekler, Türkiye’de yeni iktidar tesis ederiz’ anlamına gelen bir cümleyi sarf etme cüretini bir yerden almış olduğunu düşünmekteyiz diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına. 

Dönem