İstanbul Sözleşmesi

YAYINLAMA: 25 Mart 2021 / 15.34 | GÜNCELLEME: 25 Mart 2021 / 15.34

Kedilerin ve köpeklerin insanlarla olan iletişimini hiç araştırdınız mı bilmem ama kedilerle, köpekler bilhassa yalnız yaşayan insanlara ev arkadaşlığı yaparlar. Bir evde bu hayvanları besleyen insanlar, bu can yoldaşlarından genelde vazgeçmezler. Fakat kedi ve köpeklerin de bir yaşama süreci olduğunu hepimiz biliriz. Genelde kedilerin 10-15 sene, köpeklerin 13-17 sene yaşadıkları söylenir. Kediler sahibine, en az köpek kadar sadıktır, fakat bazılarının yaşadığı mekana sadık kaldığı söylenmektedir.

Çocukken bir sarman kedim vardı, birkaç sene baktıktan sonra, yatılı okula gideceğimden, ondan kurtulmak istedim. Ankara’da Kurtuluş’ta otururken sarmanı sepet içinde Sincan’a trenle götürüp bir sokağa bırakıp geri döndük. Bir gün sonra evin penceresinin dışında duruyordu. Bize kızmamış, aynı sevecenlikle mırıldanmaktaydı. Bu sefer trenle çok uzak bir yere götürdük, sepet içinde, bahçelerin arasında bıraktık. Dönerken kediyi götürdüğümüz sepeti de orada bırakıp, trene binip geri geldik. Bir hafta sonra bir de baktık, bizim sarman yine pencerenin önünde volta atmaktaydı.

Türkiye çok önemli uluslararası bir konuda 45 ülke ve Avrupa Birliği tarafından kadınlara yönelik şiddet ve aile içi şiddetin önlenmesi ve bu konularda mücadele verilmesi hususunda 7 Nisan 2011’de Strazburg’da Avrupa Konseyi Bakan Yardımcılarının 1111’inci toplantısında bir sözleşme taslağı üzerinde karar verilir.

Sözleşmeye göre, İstanbul’da gerçekleşmesi planlanan Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin 11 Mayıs tarihindeki 121’inci toplantısında, sözleşmenin imzaya açılması kararı alındı. Sözleşme İstanbul’da imzaya açıldığı için ‘ISTANBUL Sözleşmesi’ adı ile anıldı. Türkiye bu sözleşmeye imza koyan ilk ülke oldu. 45 ülkeden en son imza koyan ülke ise Moldova, 06.02.2017 tarihinde imzaladı. Türkiye, bu sözleşmedeki imzasını, 24 Kasım 2011 tarihinde parlamentosunda yine ilk onaylayan ülkeydi. Onay belgesi 14 Mart 2012 tarihinde Avrupa Konseyi Genel Sekreterliğine iletildi.

Bu sözleşme 80 maddeden oluşmakta. Her bir maddesinde kadın olsun, erkek olsun şiddete maruz kalmasını önleme hedef seçilmiştir. Sözleşmedeki hususların ülkelerde uygulanmasını denetlemek için, bir de denetim mekanizması ön görülmüş. GREVİO. Sözleşmenin 66’ıncı maddesinde, GREVİO adı ile bir denetim kurumu tesis edilmesi ve denetimin görev ve yetkileri sıralanmış. Hatta bu komitenin ilk başkanlığına Feride Acar Hanım seçilip, göreve getirilmiştir.

Zaman içinde, din baskılı cemaatler tarafından bu sözleşmeden çıkılması konusunda, dolaylı olarak Saray’a baskı yapıldığı bilinmekte. Hatta, Erbakan uzantısı bir siyasi parti kurucusunun, Cumhur’un kendisini ziyaretinden sonra, bu sözleşmeden çıkılabileceğini telaffuz ettiğini izledik. Sadece o siyasi partiden koparılabilecek birkaç oy için yapılan bu değerlendirme sonrası, bir gece ansızın kararname ile İSTANBUL Sözleşmesi’nden, Türkiye’yi çekmek, abesle iştigal olsa gerek. Gidin kadınlar arasında bir referandum yapın. Bakın ne sonuç çıkacak.

2018 yılında MetroPOLL Araştırma firmasının yaptığı ankette, halkın yüzde 64’ünün sözleşmeden çekilmeyi HİÇ düşünmemekte olduğu görüldü. Bir garabet durum bulunmakta ortada.

Anayasamızın 90’ıncı maddesinde şöyle ifade edilmekte: Türkiye Cumhuriyeti adına yabancı Devletlerle ve Milletlerarası Kuruluşlarla yapılacak antlaşmaların onaylanması, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin onaylamayı bir kanunla uygun bulmasına bağlıdır.”

Bir de Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri hakkında 104/17 de belirtilen bir hususu dikkatlice okuyalım. Bu maddeye göre: Cumhurbaşkanlığı kararnameleri, kanunlarla düzenlenmemiş ve Anayasada kanunla düzenlenmesi öngörülmemiş olmak kaydıyla yürütme yetkisine ilişkin konularda ve ayrıca Anayasada belirtilen münhasır alanlarda, Cumhurbaşkanının doğrudan doğruya Anayasadan aldığı yetkiye dayanarak çıkardığı düzenleyici işlemlerdir. Yine Anayasaya göre: Anayasanın ikinci kısmının birinci ve ikinci bölümlerinde yer alan TEMEL HAKLAR, KİŞİ HAKLARI VE ÖDEVLERİYLE, dördüncü bölümde yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleriyle yine dördüncü bölümde yer alan siyasi haklar ve ödevler, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile düzenlenemez.’’ Bu konuda bir başka cümlede şu ifade bulunmakta’ Temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası antlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda, Milletler arası antlaşma hükümleri esas alınır’ cümlesi vardır. İstanbul Sözleşmesi konusunda 2011 yılında yapılan meclis komisyonlarının yaptığı araştırmalarda ve bilhassa Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu raporunda, her bir satır ince elenip sık dokunmuştur. Komisyon üyeleri, İstanbul Mutabakatı konusunu oy birliği ile kabul ettiklerini ifade etmişlerdir. Bu komisyonda görev alan 20 üyenin sadece 3’ü haricindeki bütün üyelerin kadın olduğu ve çoğunluğunun AKP’li olması önemlidir.

‘Ülke ekonomisinden ben sorumluyum’ diyen Cumhur, Merkez Bankası Başkanını 2 senede 3 defa değiştirdi. Ocak 2019 da dolar 6.32 T.L. iken, bu gün 7.93 T.L. ye gelmesi neticesinde, iki senede Türkiye yüzde 25.47 fakirleşmiş oldu. Cumhur, son 19 senede ‘Uluslararası anlaşmalar benim ihtisas alanımdır’ diyerek, bütün sınırlarımızı düşmanla donattı. Adı üstünde İstanbul Sözleşmesi, kim fitilledi Sarayın ateşini, bir gecede sarmanı sepete koyduğumuz gibi, Cumhur da kurtulmanın çaresini kararname hazırlayarak, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’ne veda ettiğini yazdı. Bu da tıpkı bizim sarmandan kurtulmak için boş çırpınmamıza benzemekte. Sarman elbet bir gün pencereye geri dönecek diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına. 

İstanbul Sözleşmesi