Suriye’den biraz halliceyiz o kadar!

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

Suriye’den biraz halliceyiz o kadar!

Diyarbakır’daki BDP mitinginde, Grup Başkan Vekili Pervin Buldan’ın gaz bombası isabet eden ayağı kırılıyor.

Ayla Akat Ata ve Mülkiye Birtane yaralanarak hastaneye kaldırılıyor.

Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir de yaralananlar arasında.

Selahattin Demirtaş tazyikli su yemiş.

Hepsi perişan haldeler, ortalık savaş meydanı gibi.

Neymiş efendim, izinsiz miting düzenlemişler.

Bizim devlet, öyle gösteriydi, mitingdi pek sevmez.

Yoksa basar dayağı.

Çünkü bizde demokrasi, insan hakları, özgürlükler denince hak getire.

Dışişleri Bakanı Davutoğlu da diyor ya, demokrasi konusunda Suriye’den biraz halliceyiz o kadar...

 

 

 

Suriye’den biraz halliceyiz o kadar!

Bizde devlet döver, vatandaşın devletten ödü kopar.

Devlet denince tüylerimiz diken diken olur.

Dayak bu ülkede bir devlet geleneğidir.

Koca karısını, karı-koca çocuğunu, devlet hepsini birden döver.

Bakın mesela marka şehir Gaziantep, çocuğa dayak konusunda da markalanmış.

                                               ***

Devlet geleneğinde sevgi ve şefkat yoktur.

Göçebe kültüründen gelen toplum, Orta Asya’dan Anadolu topraklarına doğru dört nala at koştururken, kendi varlığını devam ettirebilmek için önüne ne gelirse vurup, kırıp, öldürmüştür.

Aynı devlet geleneği, bugün de en baskın şekilde hakimdir.

                                               ***

İstanbul Taksim’de 1 Mayıs kutlamalarını yasaklayarak terör estiren devletin polisinin karısıyla lokantada oturan adama attığı okkalı tokadın görüntüleri halen aklımdan çıkmaz.

Gazeteci Metin Göktepe, devletin dayağı altında can veren binlerce insanımızın, gencimizin boşuna simgesi haline gelmedi.

Yüreği yaralı anacığı yıllarca, göğsüne bastırdığı fotoğrafla o meydan senin bu meydan benim, o mahkeme kapısı senin, bu mahkeme kapısı benim az mı yanıp kavruldu?

Türkiye’de kaç yüz, kaç bin tane daha yüreğini devlet yakmış, evladı elinden alınmış Fadime Göktepe var ki diğer sevdiklerini devletin gazabından korumak uğruna acılarını, ağıtlarını içlerine akıtmışlardır.

                                                           ***

Doğu ve Güneydoğu’da cenderme dipçiğinden nasibini alanlar değil de almayan nadirleri saymak isabetli olur herhalde.

Çocuğunun, karısının gözleri önünde yerlerde sürüklenip, tartaklananlar faili meçhule gitmişlerin yanında kendini şanslı sayar olmuştur.

Türkiye’nin AİHM’de halen gözaltında kötü muamele ve işkenceden en çok mahkum edilen ülkelerden biri olması, devletin vatandaşına karşı zalimliğinin, gaddarlığının, acımasızlığının, sevgisiz ve şefkatsizliğinin bir eseri değil midir?

PKK terörünü, devletin zalimliğinin merkezi Diyarbakır Cezaevi yaratmamış mıdır?

                                               ***

Bugün bile, halkın vekili olarak meclis çatısı altında bulunan kadın ve erkekler bile polis/devlet şiddetinden nasibini alıyor ve yerlerde sürüklenebiliyorsa, bu ülkede barıştan, kardeşlikten, haktan, hukuktan bahsetmek mümkün müdür?

Böyle sevgisiz, böyle şefkatsiz, böyle zalim bir devlet mi bu topraklara barış ve huzur getirecek?

Hadi canım sende!

 

 

 

 

 

 

 

 

Suriye’den biraz halliceyiz o kadar!