Ortadoğu

YAYINLAMA: 19 Temmuz 2012 / 20.00 | GÜNCELLEME: 19 Temmuz 2012 / 20.00

Ortadoğu deyip geçmeyin. Dünyanın en batak bölgesi.
Dünya burada kurulmuş. Bütün dinler burada doğmuş ve buradan dünyaya yayılmış.
Dünyanın hala yaşamına yön veren, olmazsa olmazı yani enerji kaynağı bu bölgede.
Buranın kimyası ayrı, geleneği göreneği ayrı, yaşam tarzı ayrı, beklentileri, eğlenceleri ayrı…
Neredeyse bir asırdır bu beladan, bataklıktan ayrıydık!
Herhalde bu ayrılık bize artık zor gelmiş olmalı ki, dayanamadık ve bulaştık!
                                              ***
Lübnan Başbakanı Refik Hariri nasıl öldürüldü hatırlar mısınız?
2005 yılında neredeyse koca bir caddeyi 100 kilo TNT ile havaya uçurarak Hariri’yi öldürmüşlerdi.
Bu suikast için bölgenin uzmanı Dr. Hüsnü Mahalli şu değerlendirmeyi yapmıştı:
“Bana kalırsa bölgede en son öldürülmesi gereken insan Hariri'dir. Hariri Lübnan içinde ve dışında herkesle iyi geçinen siyasi bir lider. Rahat, samimi, dürüst, diyaloğa açık, şiddet ve terörü rededen, dinine ve geleneklere bağlı bir insan. ??Ama en önemlisi Hariri Lübnan gibi çok karmaşık bir ülkede çok önemli bir denge unsuru idi. Hariri; Suriye, Mısır, S.Arabistan, Körfez ülkeleri, Fransa ve daha birçok ülke lideri ile yakın ilişkisi ve dostlukları vardı. Hariri, Lübnan ve Ortadoğu'da belki de en çok ve herkes tarafından sevilen ve saygı gösterilen bir liderdi.
Bu nedenle dostları Hariri'yi hem Lübnan hem de bölge için bir denge unsuru olarak görürdü. Hariri normalde en son öldürülmesi düşünülen bir liderdi.”
                                                 ***
Yani, bölgedeki barış ve istikrarın koruyucusu, çok sevilen bir lider de olsanız, havaya uçurularak öldürülmekten kurtulamıyorsunuz!
Aradan geçen 7 sene zarfında, 2009’da araya uluslararası mahkemenin de girmiş olmasına raemen Hariri’nin katilleri bulunamadı. Bulunamazda!
Suriye mi, İsrail mi, Hizbullah mı kim?
Gerçekten doğruya ulaşabilseniz bile yine de içiniz de bir uhde kalır!
                                                ***
Aslında Baba Esad yerine oğlu Basil Esad’ı hazırlıyordu.
1993 yılında Gaziantep Sanayi Odası, Halep Sanayi ve Ticaret Odası’nın daveti üzerine bu kente gitmiştik.
Halep’te korkunç bir yas vardı. Basil, hızlı araba kullanmayı çok severmiş. Kaza yapmış ve oracıkta hayatını kaybetmiş.
Ülkede resmen hayat durmuştu.
Halep’in o güzel bahçeli lokantalarında bile çok derin bir yas vardı.
Basil hayatını kaybedeli bir aydan fazla zaman geçmesine raemen yaprak kımıldamıyordu.
“Bu yas daha ne kadar sürer?” diye sorduğumda, “En az 6 ay daha sürer” demişlerdi.
O zaman içimden demek bu Ortadoğu’da kaderi ile ölen lider adayları da olabiliyor diye düşünmüştüm.
                                            ***
Basil’in ölümü üzerine eğitimini sürdürdüğü Londra’dan apar topar ülkesine getirilen Dr. Beşar Esad, 19 yıl sonra çikolata kutusuna ve çiçek saksısına konan TNT ve C-4 ile havaya uçurulmaya çalışıldı ama bu kez şansı yaver gitti, kurtuldu!
Ne mi olur?
Burası Ortadoğu, herşey olabilir.
Bir başka suikastta can da verebilir, başka şeyler de olabilir!
Kim mi yaptı bu işi?
Sakın kimseye inanmayın, kimin yaptığı asla bulunmayacak!
Ama Beşar Esad, o bilir!
Ne yapar?
İntikamını almaya çalışacaktır. Çünkü bu bölgenin düzeni öldürmek, sürekli öldürmek, hep öldürmek üzerine kuruludur.




Türkiye’de bunlar da oluyor

Türkiye ilk kez bir gökdelen yangınıyla tanıştı.
Büyük bir felaket yaşanabilirdi.
Kimsenin burnu bile kanamadı.
Gökdelen 15 milyon dolar harcama ile teknolojinin ürettiği son sistem güvenlik sistemine sahipti.
Yalnız dış cephe yandı. Duman, sistemin oluşturduğu baskı ile içeri girmedi.
Doğal gaz, elektrik hemen kesildi.
İtfaiye 3 dakika sonra geldi.
Yangına 34 araç ile 111 itfaiye eri müdahele etti. 52 metrelik bir yangın merdiveni ile bir helikopter kullanıldı.
                                                  ***
Şimdi bu yazdıklarım zengin bir Batı ülkesinde olsaydı, “Bak adamları görüyor musun, kimsenin burnunu bile kanatmadan 1500 kişiyi tahliye ettiler, yangını da 40 dakikada söndürdüler. Bu yangın Türkiye’de olsaydı, yüzlerce insan ölür, bina tümüyle yandığı gibi etrafındaki binaları da yakardı” derdik!..
Ama şimdi onlar bizi takdir edecekler.
                                                      ***
Binanın sahibi Adnan Polat’ı kutlamak lazım. Paraya kıyarak kurduğu güvenlik sistemi ile büyük bir felaketin önüne geçti.
Galatasaray’ı yönetmekte başarılı olamadı ama, binasını iyi yönettiğini gördük.














Ortadoğu