Garp cephesinde yeni bir şey yok!*

YAYINLAMA: 04 Temmuz 2022 / 18.31 | GÜNCELLEME: 04 Temmuz 2022 / 22.35

Yazmayı düşünmüyordum, hele de CHP’yi hiç. Ama Ayfer Hanım’la konuşmalarımızın ve onun facebook paylaşımının ardından yazmaya karar verdim.

Aramızda zaman zaman CHP’yi konuşuyoruz, o çok umutlu CHP’den, ben de ona muhalefet etme durumundayım sürekli. O, Kemal Kılıçdaroğlu, Ekrem İmamoğlu, Canan Kaftancıoğlu örneklerinden çok etkilendiği için her şeyin çok değiştiğini düşünüyor, ben de diyorum ki garp cephesinde yeni bir şey yok! Bana çok kızıyor.

                                               ***

Geçtiğimiz hafta, CHP Grup Başkan Vekili Özgür Özel geldi Gaziantep’e. Sık sık ekranlara çıktığı ve CHP’nin ağzı laf yapanı olarak bilindiği için popüler isimlerinden biri.

Ben önce düzenlediği basın toplantısı öncesinde partilileri dizayn etme görüntüsünü izledim şaşkınlıkla. Milletvekillerinden biri sosyal medyada paylaşmış. Elinde mikrofon basın toplantısını izlemeye gelen partililere direktifler veriyor dakikalarca. “Ben basın toplantısı yapıyorum, gazeteci arkadaşların sorularını yanıtlarken sessiz olun, alkışmayın”, falan… Son derece gereksiz ve yanlış bir görüntü.

Madem bu kadar gereksiz titizlenmelerin var, o zaman basın toplantını ayrı bir odada yap, partililerinle de sonra bir araya gel.

                                               ***

Kısa program kapsamında milletvekilleriyle STK ziyareti, esnaf, çarşı-pazar gezmesi…

Akşamına da bir restoranda yemek…

Aynı yerde Rotary kulüplerinden birinin de yemeği varmış. Ayfer Hanım’dan öğrendiğim, Özgür Özel’i orada gören birkaç kişi çok heyecanlanmış ve yanına gidip merhaba demiş. Ardından da, “Biz kalabalığız, buraya gelemeyiz. Ama siz bizim masamıza buyurmaz mısınız” diye bir davette bulunmuşlar.

Özgür Özel, daveti reddetmiş, sonradan söylenene göre alkol alındığı için gitmek istememiş.

Ayfer hanım, Özgür Özel’in bu davranışını, “Efendim özel hayat, adam orada yemek yiyip, alkol alıyor, gitmek zorunda değil” diye değerlendirenler olduğunu söyledi.

Kesinlikle katılmıyorum. Siyasetçinin özel hayatı diye bir şey söz konusu olamaz.

Siyasetçi tüm yaşamıyla kamuoyunun gözünün önündedir. Ona göre davranmak zorundadır.

Davranmıyorsa, o zaman kimse onu siyaset yap diye zorlamaz.

                                               ***

Gaziantep’te 3 belediye, 3 dönem boyunca CHP’nindi. Gazete arşivleri, 3 CHP’li belediye başkanının kavgalarıyla doludur. Üçü de birbirini asla sevmez ve kıyasıya rekabet ederdi. Büyükşehir belediye başkanı son dönemde İstanbul’da Gaziantep’ten çok vakit geçirir oldu, diğeri için de akşamları bağ evlerinde zaman geçiriyor denildi. Sonunda CHP Gaziantep’te üç belediyeyi de kaybetti.

Tabiat boşluk kabul etmez, siyasette öyle, sizin bıraktığınız boşluğu başkaları doldurur.

                                               ***

Hiç unutmuyorum, Celal Doğan’ın kaybettiği son seçim öncesinde Aykut Bey ile kenar semtlerdeki kahvehanelere gidip, insanlara kime, neden oy vereceğini sormuştuk. Binevler tarafında bir kahvehaneye gittik. Adamın biri, “CHP’liyim, üç dönemden beri Celal Doğan’a oy veriyorum, ama bu kez vermeyeceğim” dedi hiddetle. “Neden” diye sorduk. “Çünkü oğlumun nişanına davet ettim, gelmedi” yanıtı karşısında şaşırmıştık. Ama ne yazık ki, koşullar bu ve siz, Norveç’te, İsveç’te değil, Türkiye’de siyaset yapıyorsunuz. Ülkenizin koşullarını çok titizlikle dikkate almanız gerekir.

                                               ***

CHP’de yılların vazgeçilmeyen alışkanlığıdır. Genel merkez Anadolu’ya bir yönetici veya vekil yolladığında, gündüz iyi-kötü bir saha çalışması, akşam mutlaka rakı masasıdır gelenek.

Kardeşim içmeyiverin. Hatta kara kara dert için derler adama…

Gelmişsiniz 3 milyon nüfuslu sorunlar yumağı bir kente. Ortada 1 milyona yakın Suriyeli nüfusun getirdiği yük de cabası.

Vatandaş aş-ekmek derdine düşmüş, esnaf soluk alamıyor, dar gelirle dilenemez dilenci halinde…

Bırakın içmeyi, hatta bence birkaç öğün yemek de yemeyin.

Partinizin il başkanının yönetiminde, Gaziantep’teki sorunları yatırın masaya, ayık kafayla çözüm üretmeye çabalayın.

                                               ***

Ayfer Hanım çok kızıyor bana. Ama, bu işler öyle, “Türkiye’nin sorunlarını en iyi o biliyor” dediği bir Kemal Kılıçdaroğlu, bir Canan Kaftancıoğlu, bir Ekrem İmamoğlu, bir de namuslu, dürüst, partisini sevdiği için fedakarlıktan kaçınmayan il başkanı Neşet Uçar ile olacak işler değil. Garp cephesinde gerçekten yeni bir şey yok!

 

Garp cephesinde yeni bir şey yok!*

İkinci Dünya Savaşı’nda ortaya çıkan yaşanılanlarda herhangi bir değişikliğin olmadığını, siyasal gelişmelerin eskisi gibi devam ettiğini anlatan deyimdir.

Garp cephesinde yeni bir şey yok!*