Suratlar asık!

YAYINLAMA: 23 Ağustos 2012 / 20.00 | GÜNCELLEME: 23 Ağustos 2012 / 20.00

Başımıza geleni çoğumuz henüz çözemedik!

Ama tevatür bir hayli çok!..

Modern Evliya Çelebiler, 17’inci asrın seyyahı ile yarış halindeler, döktürüyorlar!..

 

Bombalı katliamın gündemin başına oturması, çoğu yazarı Gaziantep ile ilgili birşeyler yazmak zorunda bıraktı sanki…

İstanbul Sabah’ın ekonomi yazarı, ekonomi hocası Süleyman Yaşar, Gaziantep’i yere göğe sığdıramamış.

Ekonomik başarımızı detaylı rakamlar vererek, üretimde Türkiye’deki yerimizi belirleyerek dostça bir yazı yazmış. Gönlümüzü almak için olsa gerek, eğitimde bile bizi uçurmuş!

Eğitimdeki altyapımızdan sözederek üç üniversitenin eğitim ve araştırmaya yönelmesini, yalnız yabancı dille eğitim yapan 43 lisenin bulunduğunu, bunun da AK Parti iktidarının yüzde 61.8 oy ile Gaziantep’te oy patlamasına neden olduğunu ifadeyle şu sonuca varmış:
İşte bütün bu nedenlerle Gaziantep’te bombalı katliam yapıldı!

 

Çoğu yazı bu minvalde…

Okumak güzel, gururumuz okşanıyor.

Ama çok değer verdiğim, Milliyet yazarı Aslı Aydıntaşbaş’ın yazısını okuyunca gülümsedim.

Şöyle diyor:

Ama bu kez PKK’nın bir türlü taban bulamadığı, ekonomik refahın âdeta “toplumsal çimento” vazifesi gördüğü ve Suriye’nin de dibindeki Gaziantep’in seçilmiş olması…

Gaziantep için, “PKK’nın bir türlü taban bulamadığı” lafı çok doğru. Ama “toplumsal çimento” tanımı yanlış! Doğrusu “ortak menfaat” olmalı. Gaziantep’i daha iyi tanısaydı, bana katılırdı mutlaka.

                                               ***

Olayı karmaşık durumdan çıkaran gerçekçi tahliller, Habertürk yazarı Özcan Tikit, Vatan Gazetesi yazarı Ruşen Çakır’dan gelirken, AK Parti Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar’ın öngörü ve analizlerini gözardı etmemek gerek. Aynı zamanda çok da cesur!

                                               ***

Başbakan Erdoğan Gaziantep’te son derece sinirli, gergin ve suratı hiç olmadık kadar asıktı! Hiç de konuşmadı!

Herşeye muktedir bir insanın neye canının sıkıldığı haliyle merak konusu oldu. Acaba o canının son derece sıkıldığı ve duygularının yüzüne vurduğu şey neydi?

Galiba bunun yanıtı bugün manşetimizdeki Şamil Tayyar’ın söylediklerinde gizli. Okuyun bakalım, aynı kanaatta mısınız?

                                               ***

Bu söylemi güçlendiren dünkü Ruşen Çakır’ın yazısından da bir alıntı yapıyorum:
“…Uzun süredir, AKP iktidarını sarsabilecek yegane gücün PKK liderliğindeki Kürt hareketi olduğunu, bu nedenle bir dizi iç ve dış odağın PKK’ya yatırım yapmasının şaşırtıcı olmadığını söylüyor ve yazıyorum.

…Bu nedenle son Gaziantep saldırısının ardında Suriye başta olmak üzere bir dizi iç ve dış odak aramaya yönelik analizlerin bir yerden sonra hiçbir değeri kalmıyor. Şöyle ki PKK, kimden ne tür destek ve teşvik alırsa alsın kendi gündemime göre hareket ediyor ve Türkiye’yi sistemli bir şekilde istikrarsızlaştırıyor.”

Belki de patlamaması gereken, yani önlenebileceği anlaşılan bu bombanın Erdoğan’ı üzdüğünü, istikrarsızlaştırma adına çok sinirlendirdiğini söyleyebiliriz. Eğer böyleyse, bence haksız da sayılmaz.

                                               ***

Özcan Tikit’in de dünkü yazısını internetten bulup okuyabilirseniz, bir zamanların çok ünlü filmi ’12 Öfkeli Adam’ın penceresinden anlattığı bombalı katliamın aslında hiçte çetrefilli bir eylem olmadığı anlaşılıyor.

 

 

 

 

 

 

Suratlar asık!